İki Olay, İki Yanlış

Birinci Olay:
Gelecek Partisi Genel Başkan Yardımcısı Mustafa Mente Twitter hesabından dikkat çeken bir paylaşımda bulunarak Üsküdar Belediyesi'ni Marmara Üniversitesi Mezun ve Mensupları Derneği iftarına davetli olan Gelecek Partisi Genel Başkanı Ahmet Davutoğlu'nun, bu programa katılımını engellemek amacıyla programı düzenleyen derneğe, Üsküdar Belediyesi'nden "Burası Cumhurbaşkanımızın ilçesi neden Davutoğlu'nu çağırdınız" denilerek baskı yapıldığını ifade ederek engellendiğini belirtti.

İkinci olay:
MHP Kayseri Milletvekili Baki Ersoy, ekonomide yaşanan sıkıntılara ilişkin 'Enflasyon rakamları gerçeği yansıtmıyor, zamlar milletin belini büküyor' yönündeki açıklamalarının ardından parti üyeliğinden 'kesin çıkarma cezası' ile cezalandırılmak üzere parti disiplinine sevk edilmişti.

MHP Kayseri Kocasinan Belediye Meclis Üyesi hemşerimiz Sedat Kılınç da, Ersoy'un merkez disiplin kuruluna sevk edilmesinin ardından partisinden istifa ettiğini söylemişti.

Yerel televizyon Deniz Postası TV'ye konuk olan Sedat Kılınç saldırıya uğradı. Deniz Postası TV'nin sosyal medya hesabından kanala saldırı yapıldığı duyurularak, "Ülkü Ocaklı 40-50 kişilik grup gazetemize saldırı düzenleyip konuğumuz Sedat Kılınç'ı döverek kaçırdılar" ifadelerine yer verildi.

Bu iki olayı, ne Ak Parti'nin ne de MHP'nin kabul edip onaylayabileceğine inanmıyoruz. Belli ki durumdan kendine vazife çıkartan ve sözde misyonuna ve davasına hizmet adına eylem yapan fanatiklerin işgüzarlığından öteye geçmeyen bu kişiler, genel merkezleri zor durumda bırakmakla kalmıyor, kamuoyunda tepki çekiyor.

Siyaset, kaba güç ve dayatmalarla yapılmıyor. Hiç kimse zorla bir partiye ve görüşe bağlanmaz. Hatta dayatmalara karşı bir duruş sergiler. Kimseyi zorla Ak Partili yapamadığınız gibi CHP'li, MHP'li ya da farklı bir siyasi görüşe bağlayamazsınız.
Partiler arasında zaman zaman farklı görüşlerin olması ve hatta kopmaların yaşanması da doğaldır ve tabii bir süreçtir.

Bu doğal sürecin yansıması olan bazı yeni parti, farklı düşünce ve görüş ayrılıklarına, kaba kuvvet, yasaklama, engelleme ve kota koyma gibi yöntemlerle yaklaşırsanız, asıl amacınıza değil tersi bir amaca hizmet etmiş olursunuz.

“Fikirler sünger gibidir, basıldıkça sertleşir” gerçeği bu konuda da karşımıza çıkar ve yapana fayda yerine zarar getirir.

Tüm siyasi parti mensuplarına bu gerçeği de düşünerek hareket etmelerinin kendi davaları için daha faydalı olacağına inanıyoruz. Çünkü bu tür fevri hareketler, bir şey kazandırmadığı gibi çok şey kaybettiriyor.