İKİ DEĞERLİ İNSAN
Bir haftada iki değerli insanı toprağa verdik
Bir haftada iki değerli insanı toprağa verdik.
Biri asker Nihat İlhan Paşa.
Diğeri sivil, ses sanatçımız Paşa Demirbağ.
Nihat İlhan Paşa, 24 Kasım 2016 Tarihinde, Paşa Demirbağ ise 03 Aralık 2016 günü Hakk'a yürüdüler.
Birinin acısını dindirmeden, diğerinin acısını yaşadık.
Geçtiğimiz Cumartesi günü Manas'ta Nihat İlhan Paşamızı andık. Bu Cumartesi günü de sanatçı Paşamızı; Harput musikisinin büyük ustasını anacağız.
Bugün gene Manas'ta duygular bir başka atıp duracak.
Ses ustaları, söz ustaları bu iki ünlü Paşamızı bir başka anımsayıp duracaklar.
Biz, Paşa Demirbağ'a bu güzel insana çok mu çok çok alışmıştık. Her gün, haftanın en az altı gününde Manas'ta olur, müzik dolu söylemlerle karşımıza çıkardı. Zengin Harput musikimizi şimdilerde en iyi yaşayan kişilerin başında gelirdi. Kardeşi Enver Demirbağ ile Harput musikisine bir başka ses, bir başka renk getirmişlerdi. Kısaca; her iki kardeş de zengin Harput musikimizin kaynak kişisiydi.
Şair ve yazar kardeşimiz Bedrettin Keleştimur, 8 Aralık 2016 tarihli Günışığı gazetesindeki köşesinde onu bir başka tür dile getirmiş 'O bir dönemi, bir tarihi, bir kimliği ifade ediyordu.' Diyerek Paşa Demirbağ'ı hak ettiği yere oturtmaya bayağı özen göstermişti.
Paşa Demirbağ kendisiyle yetinmemiş, birçok genci, birçok yeteneği de yetiştirmeye çalışmıştı.
Edebiyatçı, şair ve yazar Hadi Önal kardeşimiz ise büyük usta için yazdığı kitapla onu bizlere daha iyi tanıtmaya çalışmıştı. Öyle ki, Paşa Demirbağ kendini anlatmış, Hadi Önal da o güzel kalemiyle gerekeni yapmıştı. Burada sevgili Şener Bulut'u da unutmamak gerekir. Şener Bulut da bu ayrı ayrı değerleri bir bir Manas'a taşıyarak Manas duvarlarında her biri için özel izdüşümleri yaratmıştı. Manas Kültür ve Gönül Evi nereden bakılırsa bakılsın kendisini kanıtlamış kültür ve sanat adamlarımızın sergilenen ve unutulmayan yeri olmuştur.
Evet; bugün de Manas Yayıncılık'ta birçok ses ve söz ustası bir araya gelip Demirbağ Paşamızı her yönüyle bir güzelce anlatmaya çalışacaktır.
Kıbrıs'lara kadar uzanıp rahmetli Denktaş'ları ve orada eşi ve çocuklarını şehit veren Nihat İlhan Paşa'yı tekrar tekrar dile getirmeyi de ihmal etmeyeceklerdir. Zira Kıbrıs bizim için çok önemlidir.
Anavatan, Yavruvatan…
Rauf Denktaş, Nihat İlhan.
Ben Denktaş'ı önce Ankara'da sonra Kıbrıs'ta sonra da Elazığ'da üç kez görmüş, bu büyük adamı, bu unutulmaz kahramanı kendimce bir başka değerlendirmeye çalışmışımdır.
18 Nisan 1998 tarihinde Elazığ'a geldiklerinde Elazığ Havaalanında karşılamış, ertesi gün de gazetemdeki köşemde 'Kıbrıs'ta Elazığlı bir Cumhurbaşkanı' başlığını atarak bir yazı yazmıştım. Gazeteyi Valiliğe giderek Sayın Denktaş'a sunduğumda çok memnun kalmış ve teşekkürde bulunmuştu. O büyük insan, büyük devlet adamı bizi unutmamış hemen hatırlayıvermişti. İki değerli insanın arasına bir de Denktaş'ı koyarak yazımızı noktalayarak bu kıymetli insanlara Tanrıdan rahmetler diliyorum.
Biri asker Nihat İlhan Paşa.
Diğeri sivil, ses sanatçımız Paşa Demirbağ.
Nihat İlhan Paşa, 24 Kasım 2016 Tarihinde, Paşa Demirbağ ise 03 Aralık 2016 günü Hakk'a yürüdüler.
Birinin acısını dindirmeden, diğerinin acısını yaşadık.
Geçtiğimiz Cumartesi günü Manas'ta Nihat İlhan Paşamızı andık. Bu Cumartesi günü de sanatçı Paşamızı; Harput musikisinin büyük ustasını anacağız.
Bugün gene Manas'ta duygular bir başka atıp duracak.
Ses ustaları, söz ustaları bu iki ünlü Paşamızı bir başka anımsayıp duracaklar.
Biz, Paşa Demirbağ'a bu güzel insana çok mu çok çok alışmıştık. Her gün, haftanın en az altı gününde Manas'ta olur, müzik dolu söylemlerle karşımıza çıkardı. Zengin Harput musikimizi şimdilerde en iyi yaşayan kişilerin başında gelirdi. Kardeşi Enver Demirbağ ile Harput musikisine bir başka ses, bir başka renk getirmişlerdi. Kısaca; her iki kardeş de zengin Harput musikimizin kaynak kişisiydi.
Şair ve yazar kardeşimiz Bedrettin Keleştimur, 8 Aralık 2016 tarihli Günışığı gazetesindeki köşesinde onu bir başka tür dile getirmiş 'O bir dönemi, bir tarihi, bir kimliği ifade ediyordu.' Diyerek Paşa Demirbağ'ı hak ettiği yere oturtmaya bayağı özen göstermişti.
Paşa Demirbağ kendisiyle yetinmemiş, birçok genci, birçok yeteneği de yetiştirmeye çalışmıştı.
Edebiyatçı, şair ve yazar Hadi Önal kardeşimiz ise büyük usta için yazdığı kitapla onu bizlere daha iyi tanıtmaya çalışmıştı. Öyle ki, Paşa Demirbağ kendini anlatmış, Hadi Önal da o güzel kalemiyle gerekeni yapmıştı. Burada sevgili Şener Bulut'u da unutmamak gerekir. Şener Bulut da bu ayrı ayrı değerleri bir bir Manas'a taşıyarak Manas duvarlarında her biri için özel izdüşümleri yaratmıştı. Manas Kültür ve Gönül Evi nereden bakılırsa bakılsın kendisini kanıtlamış kültür ve sanat adamlarımızın sergilenen ve unutulmayan yeri olmuştur.
Evet; bugün de Manas Yayıncılık'ta birçok ses ve söz ustası bir araya gelip Demirbağ Paşamızı her yönüyle bir güzelce anlatmaya çalışacaktır.
Kıbrıs'lara kadar uzanıp rahmetli Denktaş'ları ve orada eşi ve çocuklarını şehit veren Nihat İlhan Paşa'yı tekrar tekrar dile getirmeyi de ihmal etmeyeceklerdir. Zira Kıbrıs bizim için çok önemlidir.
Anavatan, Yavruvatan…
Rauf Denktaş, Nihat İlhan.
Ben Denktaş'ı önce Ankara'da sonra Kıbrıs'ta sonra da Elazığ'da üç kez görmüş, bu büyük adamı, bu unutulmaz kahramanı kendimce bir başka değerlendirmeye çalışmışımdır.
18 Nisan 1998 tarihinde Elazığ'a geldiklerinde Elazığ Havaalanında karşılamış, ertesi gün de gazetemdeki köşemde 'Kıbrıs'ta Elazığlı bir Cumhurbaşkanı' başlığını atarak bir yazı yazmıştım. Gazeteyi Valiliğe giderek Sayın Denktaş'a sunduğumda çok memnun kalmış ve teşekkürde bulunmuştu. O büyük insan, büyük devlet adamı bizi unutmamış hemen hatırlayıvermişti. İki değerli insanın arasına bir de Denktaş'ı koyarak yazımızı noktalayarak bu kıymetli insanlara Tanrıdan rahmetler diliyorum.