HOŞ GELDİN YENİ YIL

Evet, 'Hoş Geldin Yeni Yıl' diyor, senden sayısız beklentilerimizin bulunduğunu ifade etmek istiyoruz

TAKİP ET
Evet, 'Hoş Geldin Yeni Yıl' diyor, senden sayısız beklentilerimizin bulunduğunu ifade etmek istiyoruz.

Geçtiğimiz 2015 yılında biz ve de ülkemiz birçok badireler atlattık, birçok acı olaylardan geçtik. Önce bir kargaşadır yurt içinde başladı. Hl da sürüp gidiyor. Sürekli sıfır sorundan söz ettik, ancak yakın komşularımızla bile dalaşır duruma geldik. Şu anda hiçbir komşumuzla hiç iyi de değiliz.

Bir Arap Baharıdır tutturduk, ancak hiç bir Arap ülkesiyle de güvenilir bir dostluk bağı kuramadık. İçeride ise hep birbirimizi yemeye kalkıştık, birlik ve beraberliğimizi iyice bozar hale geldik. Bir yıl içinde iki büyük genel seçim geçirdik, bu seçimlerden de olumlu ve güvenilir bir sonuç alamadık.

Atatürk döneminde kurulan Rusya dostluğumuz da, bir Rus uçağının alelacele düşürülmesi nedeniyle iyice bozulur hale geldi.

Diğer dost bildiğimiz ülkeler ise başta Amerika olmak üzere hep bizimle oyun oynar, arkadan bizi vurur duruma geldiler. Kör bir tutuculuğun elinde nerede ise alt üst oldu yüce değerlerimiz. Acı çekiyor çok insanlarımız. Güneydoğu'da süren olaylar, bizi çok mu çok düşündürüyor. Ne oluyorsa bu fukara halka oluyor. Suriye'den gelen sığınmacılar kadar bizim de Güneydoğulu yurttaşlarımız, bir korku içinde evlerini, yurtlarını terk ederek batıya göçmeye çalışıyorlar. Her gün şehit düşenin, gözyaşı dökenin hesabı yok. Hani analar bir daha gözyaşı dökmeyeceklerdi, herkes huzur ve refah içinde yaşayacaktı. Nerede ise kendi ülkemizde özgürce yaşayamayacak bir duruma geldik. Yüce Peygamberimizden önce yaşanan cahiliye dönemini daha beteriyle yaşatmaya çalışan insanlar, topluluklar yarattık.

Bombalanan, saldırılan mahdigereler, hayalet şehirleri andırıyor.

On iki, on üç yaşındaki kız çocuklar satılıyor pazarlarda. Durup dururken, bunu kolaylaştırır yasalar bile çıkarıyoruz. Hayvan boğazlar gibi insanlar var… Irak-Şam İslm Devleti ismiyle ortaya çıkan IŞİD, gittikçe daha da güçleniyor, akla hayale gelmeyen olaylara imza atıyor. Bize doğru da uzanmaya başlamışlar. Başında bu İslmi terörist örgüte biz de epeyce yardımda bulunmuş, birçok devlet görevlilerini şöyle ya da böyle cezalandırmaya çalışmıştık. 'Kargayı besle ki gözünü oysun' örneği şimdi de acısını çekiyoruz bunun. Bugün paralel Yapı diye adlandırdığımız insanlar, dünlerde neler yapmadı ki ülkede. Bizden aldığı yardımla, askere, polise, yargıya kadar uzanarak ne acılara, ne sancılara yolaçtılar. Öyle bir döneme geldi ki dalkavuklar, yalakacılar el üstünde tutuluyor.

Biz bu durumu Demokrat Parti döneminde de yaşamıştık.

Akçadağ İlk Öğretmen Okulu'nda öğretmendim. Okulda Abdullah Bey isminde bir memur vardı. Sürekli 'Demokrat Parti' diyor kimselere konuşma hakkı da bırakmıyordu. 19 Mayıs 1960 tarihinde Başbakan Menderes, Malatya'ya gelecekti. Bu Abdullah Bey, bir acayip durum sergiliyor ve yeni doğan erkek çocuğunu Menderes'e kurban edeceğini tekrarlıyordu. Turan Emeksiz olayları iyice büyüyüp, Malatya karışık bir duruma gelince, Menderes de Malatya'ya gelememiş; arkasından da bir hafta sonra 27 Mayıs İhtilali olmuştu. O, Menderesçi  bilinen Abdullah Bey herkesten önce 'Vay namussuzlar, bizi nasıl da aldatmışlar' demeye başlamıştı. Ben de ister istemez bilinen yumuşak tavrımı bırakarak 'Ulan asıl namussuz sensin, bu kadar da geri dönüş olmaz. Hani Menderes için yeni doğan çocuğunu bile kurban edeceğini söylüyordun.' şeklinde bir çıkışta bulunmuştum. Diyeceğim o ki hiç bir  iktidar, bu yandaş, bu yalakacılara güvenmesin. Allah göstermesin, bir tersine durum olsa, önce kendilerine öylesine yakın olanları bırakır bir başka tutum sergileyerek diğer güçlülerin yanında yer almaya çalışırlar.

Bir bakın ülkenin durumuna; yoksulluğun, yoksunluğun, cehaletin bini bir para…

Öyle ki 'kurt, kuzulara şah olsa bunları yapmaz'

Öyle asalak, beleş beslemeye çalıştığınız, iş yapmaz, çalışmaya hiç yanaşmaz, tembel ve asalak sınıf, bir görün sizlere neler sıçratır neler.

Her aybaşında gidip bir şekilde devletten yardım alan, çalışmadan geçimini sağlayan o kimselerin gizli yüzlerini ve iç dünyalarını az çok bilenlerdeniz.

Öyle ki ne gelir dağılımında adalet var, ne insan haklarında.

Vaktiyle Yüce Peygamberin sır ktibi Muaviye'nin oğlu Yezid'in Peygamberin sevgili torunu Hz. Huseyin'e ve çocuklarına neler yaptığını hepimiz biliyoruz. Bir bakınız ülkemizde kaç ekol, kaç gurup, kaç İslamcı örgüt var. Türk Ocakları'na karşı bir de Osmanlı Ocakları. O da yetmedi Ak Ocaklar geldi gündeme. Yarın daha neler olacak onu da Allah bilir.

Gerçek o ki, 'birbirimizi sevmedikçe iman etmiş sayılamayız.'

İslm bildiğimiz kadarıyla öncelikle güzel ahlktır.

Bir de bugüne bakıyoruz, liyakatin yerini başörtüsü almış. Bir bakın yandaş televizyon kandigerarında bile evlenme konulu gösterilerde sergilenen o açıklıklara, o rezaletlere.

Özetle bilimden uzak, irfandan uzak, idrakten uzak, insanlıktan uzak bir kuşak yarattık ya da yaratmaya çalışıyoruz.  

İşte yeni yıl, bunlara bir değişiklik, gerçek yaşama uygun bir biçim ve de yaşanılır bir yaşam tarzı getirebilecek misin? Bütün bu kirlilikleri, bulanıklıkları içimizden silip atabilecek misin? Sağlık mutluluk ve esenlikler dileğimizle sana bir güzelce hoş geldin diyoruz. İstiyoruz eski yıl gibi olmayasın ve gönlümüze dolup o değin taşabilesin. 

Bir kez daha okurlarımıza ve bütün ulusumuza mutlu ve kutlu yıllar diyoruz…

Bakmadan Geçme