HİZMETİ OLMAYANIN SESİ ÇOK ÇIKAR!
Halk arasında boş teneke çok ses çıkartır diye bir atasözü vardır
Halk arasında boş teneke çok ses çıkartır diye bir atasözü vardır. Dolu inşalar, birikimli insanlar ağır durur ve halkın içinde saygınlık ve itibar kazanırken, cahil ve birikimsiz insanların sesi oldukça çok çıkar. Her ortamda konuşur, bilip-bilmediği konu hakkında görüş izah eder.
Konuşurken kendinden çok emindir bu tipler. Olan bitenin arkasındaki her şeyi bilir ve kendi dünya görüşü ve partisinin bu konuda tek çözüm olduğu gerçeğini itici ve rahatsız edici bir tonda anlatır.
Toplumda bu tip insanların yüzüne belki bir şey denmez ama arkasından neler söylenir neler. Hatta onun geldiğini gören insanlar ya yol ya da yön değiştirirler.
Geçmişlerine de bakmaz bu insanlar. Yerlilik ve gakkoşluk vurgusu yaparlar ama bir dikili ağaçları yoktur memlekette. Sadece işi düşeceği ya da işinin düşme ihtimalinin belirdiği anlarda damlarlar yıllardır görmedikleri topraklara.
Belki az-çok paraları ve yatırımları da vardır başka memleketlerde ama bunların hiç biri zaman zaman hatırlayıp toprağım dedikleri Elazığ'da değildir. Çünkü onlar yıllar önce silmişlerdir gönüllerinden memleketi. Gitmişler, biraz palazlanmışlar başka diyarlarda, belki şalvarlı insanlarla et ticareti yapmışlar sonrasında biraz ayakları yere bastı mı ve maddi doyuma ulaştı mı ver elini memleket ve ver gönlünü siyaset.
Bundan sonrası ise daha bir ironidir. Memleket sevdalısından girip gakkoş muhabbetinden çıkışlar ve sonrasında etrafına toplanan birkaç ikbal avcısı insanlar. İşin en garip tarafı bu insanların yıllarca aklına gelmeyeni arayıp sormayan, en yakınlarının bile mutlu ve acılı günlerine gelmeyen insanların sandığın ucunun göründüğü zamanlarda birden bire ortaya çıkmaları ve biriken memleket hasretinin aniden nüksetmesi.
Bu tür insanların yerlilik ve gakkoşluk vurgusu yapmaları ise ironiden öte bir komedi. Milletin adamı, halkın adamı yutturmacasını ne kadar kabul ettirebilirse o kadar da başarılı olurlar. Bir iki yerel kelime, bir iki popülist tavır ve resim al sana oldun yerli adam.
Vdigera yerli malı haftasında yenilen avokado ne kadar yerli ise bizim sözde şalvarlı ve demonte şahsiyetlerimiz de o kadar yerlidir.
Konuşurken kendinden çok emindir bu tipler. Olan bitenin arkasındaki her şeyi bilir ve kendi dünya görüşü ve partisinin bu konuda tek çözüm olduğu gerçeğini itici ve rahatsız edici bir tonda anlatır.
Toplumda bu tip insanların yüzüne belki bir şey denmez ama arkasından neler söylenir neler. Hatta onun geldiğini gören insanlar ya yol ya da yön değiştirirler.
Geçmişlerine de bakmaz bu insanlar. Yerlilik ve gakkoşluk vurgusu yaparlar ama bir dikili ağaçları yoktur memlekette. Sadece işi düşeceği ya da işinin düşme ihtimalinin belirdiği anlarda damlarlar yıllardır görmedikleri topraklara.
Belki az-çok paraları ve yatırımları da vardır başka memleketlerde ama bunların hiç biri zaman zaman hatırlayıp toprağım dedikleri Elazığ'da değildir. Çünkü onlar yıllar önce silmişlerdir gönüllerinden memleketi. Gitmişler, biraz palazlanmışlar başka diyarlarda, belki şalvarlı insanlarla et ticareti yapmışlar sonrasında biraz ayakları yere bastı mı ve maddi doyuma ulaştı mı ver elini memleket ve ver gönlünü siyaset.
Bundan sonrası ise daha bir ironidir. Memleket sevdalısından girip gakkoş muhabbetinden çıkışlar ve sonrasında etrafına toplanan birkaç ikbal avcısı insanlar. İşin en garip tarafı bu insanların yıllarca aklına gelmeyeni arayıp sormayan, en yakınlarının bile mutlu ve acılı günlerine gelmeyen insanların sandığın ucunun göründüğü zamanlarda birden bire ortaya çıkmaları ve biriken memleket hasretinin aniden nüksetmesi.
Bu tür insanların yerlilik ve gakkoşluk vurgusu yapmaları ise ironiden öte bir komedi. Milletin adamı, halkın adamı yutturmacasını ne kadar kabul ettirebilirse o kadar da başarılı olurlar. Bir iki yerel kelime, bir iki popülist tavır ve resim al sana oldun yerli adam.
Vdigera yerli malı haftasında yenilen avokado ne kadar yerli ise bizim sözde şalvarlı ve demonte şahsiyetlerimiz de o kadar yerlidir.