Herkesin Cumhurbaşkanı

Ayşe Ateş, CHP Genel Merkezi'nde Genel Başkan Özgür Özel ile yarım saat süren bir toplantı gerçekleştirmişti. Görüşme sonrası gazetecilerin sorularını yanıtlayan Ateş, kendisini 10 gün önce Cumhurbaşkanlığı Özel Kalem Müdürü Hasan Doğan'ın aradığını söyleyerek "Sayın Cumhurbaşkanı'nın geçen hafta içi benimle görüşeceğini söyledi. Ancak akabinde MHP'nin grup toplantısı oldu. Devlet Bahçeli her zaman olduğu bizi karalamakla, iftira atmakla itham etti. Orada bir çağrıda bulundu. 'Bunların sırtını sıvazlamayın' dedi. Bence Cumhurbaşkanı ile yapacağım görüşmeden haberi oldu. Bu sebeple Cumhurbaşkanına mesaj gönderdiğini düşünüyorum. Sanırım bu sebeple çağrılmadık. Normalde geçen hafta görüşmemiz gerekiyordu. Ancak görüşme gerçekleşmedi. Bahçeli'nin çağrısı sanırım karşılık buldu" demişti.

Ayşe Ateş, Özel'le yaptığı görüşmeye ilişkin ise "Kendisini mahkemeye davet ettim, geleceğini söyledi. Sinan hayattayken Özgür Özel ve Kılıçdaroğlu hakkında ağır söylemleri olmasına rağmen bize sahip çıktılar. Çok teşekkür ediyorum. Dost bildikleri düşman, düşman bildikleri dost oldu. Bunu çok acı bir şekilde tecrübe ettik" diye konuştu.

Eşini hala aydınlatılamamış karanlık bir suikast ile kaybeden bir eş ve annenin duyguları bunlar. Sebebi ne olursa olsun, ortada aydınlatılamamış ve ucu bazı emniyet mensubu ve siyasilere dayanan cinayete kurban giden Ateş'in her gün dağlanan eşinin Cumhurbaşkanı Erdoğan tarafından dinlenmesi ve görüşülmesi önemli ve doğru bir adım.

Bu cinayetin küllenip gitmesini istemek aslında eski Türkiye'ye dönme özlemidir. Sinan Ateş'in nasıl bir ilişki içinde olduğu, kimlere yakın kimlere uzak durduğu ve belirli kesimlere göre öldürülmeyi hak eden nasıl bir yanlış yaptığı gibi sorular hala yanıtsız. Yanıtsız olmakla kalmayıp konu hakkında yorum yapmak ve merhum Sinan Ateş'in acılı eşi ile görüşmek bile sırtını sıvazlamak olarak görülüyorsa burada bir sorun var demektir.

Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın Sinan Ateş'in eşi Ayşe Ateş ile görüşecek olması herkesin ve her kesimin cumhurbaşkanı olduğunu ve her bir ferdin can ve mal güvenliğinden sorumlu olduğunu ortaya koymuştur.