HER ŞEYE MUHALEFET

Gazetecilik, sivil toplum kuruluşu başkanlığı ya da siyasi parti temsilcisi olmak her şeye muhalefet etmeyi mi gerektirir? Ne yazık ki ülkemizde ve ilimizde gazetecilik ve bahsi geçen d

TAKİP ET
Gazetecilik, sivil toplum kuruluşu başkanlığı ya da siyasi parti temsilcisi olmak her şeye muhalefet etmeyi mi gerektirir? Ne yazık ki ülkemizde ve ilimizde gazetecilik ve bahsi geçen diğer kurumlar her şeye muhalefet etmeyi bir marifet sayıyorlar.

Konuyu ilimiz bazında değerlendirecek olursak gerek valiliğin gerek belediyenin gerekse diğer yatırımcı kuruluşların ilimize yapacakları yatırım veya problemlerin çözümüne yönelik ortaya koyacakları önerileri hemen bir çırpıda reddetmek, karşı gelmek aleyhte kamuoyu oluşturmak gazetecilik, sivil toplum kuruluşunun ve siyasi parti temsilciliğinin özünde yoktur. Yukarıda bahsi geçen kurumların özünde yapıcı, iyi niyetli ve pozitif yaklaşımın olduğu muhalefet vardır. Ne yazık ki ilimizde muhalefet her şeye negatif yaklaşan, iyiyi güzeli takdir etmeyen, neye mal olursa olsun muhalefeti anlayışı var. Oysa gazetecilik, sivil toplum kuruluşu ve siyasi parti temsilcilerinin yapacağı muhalefet; ilimizde problemlerin çözümü için önerilerde bulunmak, yapılan iyi şeyler varsa bunları desteklemek olmalıdır.

İlimiz belediyesinin en çok eleştirildiği konulardan birisi ulaşımdan dolayı çekilen sıkıntılara çözüm getirememesiydi. Sayın Başkan ilimizde altı yere üst geçitli ya da köprülü kavşaklar yapacağını açıkladı. Bundan önce belediye başkanını 'çalışmıyor, üretmiyor, trafik felç, yollar sıkıntılı, kavşaklar yetersiz, alt üst geçit yok kısaca hizmet etmiyor' diye yerden yere vuranlar, bu defa da kime sordu bu  yolları yaparken, ağaç kesimi olamadığı ağaçlar başka yerlere taşındığı halde 'niye ağaç kesiliyor, esnaf istemiyor, bilmem kim karşı çıkıyor' diye feveran etmeye başladılar. Yani hizmet edilse de edilmese de muhalefet aynı şeyleri söylüyor.

 Muhalefet edenler hadi kendi çaplarında muhalefet etsinler. Zira 'belediye başkanı çalışır iyi şeyler yaparsa bir sonraki dönem de belediye başkanı olur ve biz yine belediyeyi kaybederiz ( buraya aslında içinde avuç kelimesinin olduğu bir deyim giderdi) korkusu ve endişesiyle' böyle bir yaklaşım içerisinde bulunabilirler. Pekiyi halkı kışkırtmak da neyin nesi… Halkı yönlendirip hatta toplayıp neredeyse eyleme sürüklemek de ne oluyor. Bu hangi muhalefet anlayışında var. Yani demokratik olmuyorsa, seçimle olmuyorsa eylemle, bağırarak çağırarak, hatta ilerisinde yakarak yıkarak mı olacak? Bu anlayışın ne ilimize ne de ülkemize bir faydası yoktur. Kaldı ki bunu düşünenler şunu iyi bilsinler ki halkımız asla bu tip girişimlere prim verecek bir halk değil. Bunun sonucunda muhalefet edenler hüsrana uğrarlar ki yakın tarihte uğradılar.

Elbette fikir beyan edilebilir, acımasızca eleştirilebilir, bu en tabii  hak, ama sırf eleştiri olsun diye, zihinlerdeki gizli gündeme yönelik eleştiri ve muhalefet etik bir muhalefet değildir. Bu muhalefeti yapanlar bilmelidirler ki bu, halkımızı irrite eden bir muhalefettir.

Amacımız belediye başkanını ya da her hangi bir kurum amirini veya kurumu körü körüne savunmak değil. Bizi takip edenler bilirler yedi sekiz yıllık yazarlık hayatımızda belediye ve birçok kurumu en acımasız şekilde eleştirmişizdir. Fakat eleştirilerimizde hep yapıcı olduk, çözüm önerileri sunduk. Asla yıkıcı ve ön yargılı eleştiri yapmadık. Başkalarına da bunu tavsiye ederiz. Ömrün üç günlük olduğunu unutmayalım. Dünya menfaatine değmez

Bakmadan Geçme