Her Şey Güzel Olmadı
Ülkemizi etkisi altına alan kar yağışı, birçok kurum ve kuruluşun nasıl yönetildiğini de ortaya koydu.
Günler öncesinden geleceği açıklanan kar yağışına karşı yeterli hassasiyeti göstermeyip, “ne olur canım yağar ve erir” mantığıyla bakan bazı belediyeler, bu kar yağışıyla birlikte beceriksizliklerinin altında kaldılar.
Sadece belediyeler değil, karayolları, İl Özel idareler de yeterli çalışmayı zamanında ve aktif olarak ortaya koyamadılar.
Elazığ Belediyesi ve Karayolları 8. Bölge Müdürlüğü ağında bulunan yollarda zaman zaman aksamalar yaşansa da bu aksaklıklar kısa sürede giderildi.
İlk kar yağışlarıyla Gaziantep Büyükşehir belediyesinin çalışmalarda yetersiz kaldığı gündeme gelirken, ikinci, kar yağışında tüm gözler İstanbul'a döndü.
İstanbul Büyükşehir belediyesi ağında bulunan yollarda yapılmayan karla mücadele çalışmaları, vatandaşlara kâbusu yaşattı.
Televizyonlar değişik noktalardan canlı yayınlar yaptılar ve sorunu an be an gündeme getirdiler.
Yardım kuruluşları ve ilçe belediyeleri yolda kalanlara çorba ve su ikramında bulundular.
Kaos daha çok büyümesin diye İstanbul'da resmi daireler tatil edildi, özel araçların trafiğe çıkışları yasaklandı.
An itibarıyla kapalı yol kalmadı ama dünden bugüne tüm İstanbulluların hayatları boyunca unutamayacakları sıkıntılı bir anı kaldı hafızalarda.
Tüm bu yaşanmalardan da anlaşıldığı gibi asıl sorun; imkânsızlık, araç-gereç ve teknik donanımsızlık değil. Asıl eksiklik ve aksaklık krizi yönetememek.
Oysa her kurumun, büyükşehir ve alt belediyelerin sorumlu oldukları güzergahlar belliydi. Her kurum mevcut karla mücadele araçlarını, diğer kamyonların önlerine önceden takacakları kar küreme aparatlarıyla kısa sürede temizleyebilme imkanlarına sahipler. Ancak bu konuda öngörü ve tecrübesi olmayan yeni bürokratların ilgisizlikleri böylesi sorunların yaşanmasına sebep oldu.
Yapılacak iş bellidir ve şudur: Tüm kurumlar aylar öncesinden karla mücadele araçlarının sayısını artıracak, birçok kamyonu da ilave ekipmanlarla bu filoya katacak, kar yağışından önce yol ağı ve alan büyüklüğüne göre şehri bölümlere ayıracak ve her bölüme ihtiyacı kadar iş makinası gönderecek.
Her bir ekip, sadece kendi bölgesinde çalışacak, üst yöneticilerden gelen talimatları bile yok sayıp sadece kendi sorumluluk sahasını temizleyecek. Zira üst düzey yetkilinin talimatıyla bir yerden başka bir mahalleye giden iş makinası zaman kaybetmekten ve asıl bölgesini yarım bırakmaktan dolayı yeni mağduriyetlere sebep oluyor. Bunlarla birlikte her mahalledeki çalışmaları sevk ve idare edecek bir üst görevli tayin edilecek.
Kar küreme araçları ile tuzlama araçları sadece kendi bölgesinde çalışırsa tüm şehir aynı anda temizlenmiş ve kardan arındırılmış olur.
İş makinası bu dönemde yakıt ikmali dışında dinlendirilmemeli. Sadece operatörler değiştirilmeli ve üç vardiya olarak 24 saat çalıştırılmalı.
Mahalle aralarına traktör ve kepçeler yönlendirilmeli ve sokaklar kardan arındırılmalı. Bu işlemlerin gece yapılması daha isabetli olur.
Yapılacak iş bu kadar basit ve sadece akılcı bir koordinasyonla sorunlardan kurtulmak varken, başta İstanbul Büyükşehir Belediyesi olmak üzere tüm kurumlar resmen pert oldu. Buna Karayolları da dahil. Zira birçok devlet yolu da uzun süre kapandı ve vatandaş mağdur oldu.
Söylemememiz şu ki, sorunlar ve krizler, öngörü, feraset, önceden planlama ve bu işi dert etmeyle aşılabilir. Bu yoksa hiçbir başarı da olmaz, hizmet de olmaz. Ve her şey güzel değil, berbat olur.