HEPİMİZ AĞIR HASARLIYIZ

 

24 Ocak depremiyle birlikte şehrin birçok bölgesinde ciddi yıkımlar, can kaybı ve bugünlerde hala yıkım işlemini sürdürdüğümüz ağır hasarlı binalar bıraktı.

Depremi yaşayan ve o anın tüm zorluklarını yaşayan birçok insanımız maddi kayıplarla birlikte etkilerini üzerlerinden uzun süre atamayacağı derin psikolojik travmalar yaşadı.

Kaybedilen ne sadece ev ve eşyalardı ne de maddi kayıplar. Kaybolan ve bir daha asla geri gelmeyecek olan anılar, hatıralar ve yaşanmışlıklardı.

HANİ BENİM EVİM, SOKAĞIM!..

Depremle birlikte mahallelerin coğrafyası değişti. Ne eski sokaklar var ne de içinde yıllarca oturduğumuz, çocukluk, gençlik günlerimiz geçtiği evler. Yıkılışını izlerken gözyaşına boğulan, hıçkıra hıçkıra ağlayanların derdi ekonomik kayıp değildi. Yıkılan geçmişti, yıkılan  içerisinde birçok acı ve tatlı günün yaşandığı evler ve onların gönüllerde bıraktığı hüzünlü anılardı.

Şimdi, Ahmet Kaya'nın dediği gibi ne topaç çevirdiğimiz sokağımız ne alışveriş yaptığımız bakkal amcamız ne de evimiz var…

Evsizliğin soğuk yüzü ve yalınlığı değildi şehrin insanının yaşadığı.  Yıkılan evlerin yerine verilecek modern evlerin görselleri bile mutlu etmedi insanlarımızı.

AĞIR HASARLIYIZ

Elazığlılar, depremin maddi yıkımın verdiği zararları ve olumsuzlukları belki yakın süre içerisinde üzerlerinden atacaklar. Çevre ve Şehircilik Müdürlüğünün binalara verdiği;  ağır, orta ve hafif hasarlı belgesiyle evlerini yenileyecekler. Evleri yıkılan hemşerilerimiz öncelikle güvenli binalara ve konteyner kentlere yerleştirilecekler. Belirli bir sistem dahilinde konteyner kentlere yaşam malzemesi, sıcak yemek, kuru gıda, kıyafet ve diğer malzemeleri ulaştıracaklar. Ama tüm bunlar kendilerini yaşadıkları bu ağır hasarın verdiği ruhsal ve psikolojik durumdan uzun süre kurtaramayacak.

SIRF BU YÜZDEN ACELE EDİN

Maddi kayıplardan öte geçmişin enkazı altında kalan ve tüm geçmişini kaybeden  hemşerilerimize her yönden destek olmak ve onların mağduriyetlerini gidermek için yetkililerin çok çalışması gerekiyor.  Çalışmak yetmez tüm ziyaret, açıklama ve konuşmalarında dikkatli ve özenli bir dil kullanması gerekiyor.

Ağır hasarlı gönüllere daha da ağırlık bindirmeden, siyasilerimizin tüm mesailerini şehrin sorunlarını çözmeye harcaması  gerekiyor. Halkın içinde olmak kadar halkın beklentilerine karşılık gelecek adımların da atılması gerekiyor.

Elazığ'ın özel durumunu çok iyi anlatmak ve   yukarılarda da yaka-paça olma pahasına bu şehre yeni ve değişik kaynakların  akıtılması için çalışılması gerekiyor.

Depremde evleri yıkılan hemşerilerimize kendi evlerinin nasıl ve hangi şartlarda yenileneceğine dair denklem çözdürmek yerine onların keselerine ve hesaplarına bizzat yansıyacak karşılıksız destekler için çalışılması gerekiyor.

Uzun vadeli krediler iyi hoş ama sonuçta vatandaşın evinin yerine yapılacak bir evinin yeniden vatandaşa satılıyor gibi bir durum ortada. Vatandaşın kendi bina ve arsa değerini güncel rakamlardan hesaplatın ve bir mağduriyet de siz yaşatmayın.

Bu şehirde evi yıkılan da yıkılmayan da ağır hasarlı ve çok yaralı. Bunu bilin ve ona göre davranın.