Hem azimli, hem vefalı Mahmut Hoca'dan büyük fedakarlık

Elazığ'da 13 yaşındayken geçirdiği trafik kazası sonrası tekerlekli sandalyeye ile hayatını sürdüren ve azmiyle en büyük hayalini gerçekleştirerek sınıf öğretmeni olan Mahmut Ataş, idari izinli olmasın rağmen her fırsatta okula giderek engeli bulunan öğrencilerine hem canlı ders veriyor hem de materyaller hazırlayarak evlerine ulaştırıyor.

TAKİP ET
40 yaşındaki Mahmut Ataş, 1994 yılında arkadaşlarıyla birlikte yüzmeden dönerken otomobil çarpması sonucu omirilik zedelenmesinden dolayı bacaklarını kullanamaz hale geldi. 13 yaşında engelli kalarak tekerlekli sandalyeye mahkum olan Ataş, 4 yıl eğitime ara verdi. Ortaokul ile liseyi açıktan bitiren ve Anadolu Üniversitesi sınıf öğretmenliğini kazanan Ataş, buradan da başarılı bir şekilde mezun oldu. KPSS'ye giren Ataş, aldığı 92 puanla ilk tercihi memleketi Elazığ'a öğretmen olarak atandı.11 yıldır akülü tekerlekli sandalye ile derslere giren Ataş, son 5 yıldır destek eğitim sınıfını okutmaya başladı. Pandemi sürecinde kronik hastalığının da olmasından dolayı idari izinli olan Ataş, yine de her fırsatta okula gitmeyi bırakmadı. Okuldan öğrencileriyle tek tek canlı ders işleyen Ataş, daha sonra materyaller hazırlayarak öğrencilerinin kapısına kadar götürmeye başlayarak azmi ve fedarlığı ile herkese örnek oldu.



1994 yılında arkadaşlarla yüzmeye gittiklerini ve dönüşte trafik kazası geçirdiğini anımsatan Mahmut Ataş, '2 ayağımda omurilik zedelenmesine bağlı olarak yürüme işlevini kaybetti. 5 ay kadar çeşitli hastanelerde yattım. Bir iyileşme olmadı. Ondan sonraki hayatımı tekerlekli sandalyede sürdürdüm. Kazadan dolayı okula ara vermek zorunda kaldım. 4 yıl okula gitmedim. Dersle de pek ilgilenmediğim için çoğu bilgimi unuttum. Sadece temel matematik kaldı. 4 yıl bocalama ve engelliliğe alışma süreci geçirdim. Geleceğimi şekillendirmek adına okumak istiyordum ve karar verdim. Çünkü ilerde neyi ne olacağını bilmiyoruz. Anne baba bugün var, yarın yok. Kimseye muhtaç olmamak için okumam gerekiyordu. Bir meslek kazanmalıydım. Okumaya karar verdim ve ailemde destek oldu. Orta okul 7. sınıftan itibaren liseyi de olmak üzere dışarında sınavlara girerek bitirdim. Üniversiteyi kazandığım yıl günde ortalama 8 ile 10 saat ders çalışıyordum. Bu çalışma ile aradaki açığı kapattım. İyi bir puan aldım. Anadolu Üniversitesi Eğitim Fakültesini kazandım. 4 yıl örgün eğitim gördüm. Mezun olduğum yıl KPSS'den 92 puan aldım ve ilk tercihim olan Elazığ'a atamam oldu' dedi.



'BENİM GİBİ RAPORLU ÖĞRENCİLERİ OKUTUYORUM'

Bu meslekte 11'inci yılı olduğunu dile getiren Ataş, 'Mesleğimi gerçekten çok seviyorum. Severek yapıyorum. Ortaokuldan bile önce hep hayalimde vardı. Bir gün öğretmen olursam diye başlayan hayallerim vardı. Öğrencilere ve çocuklara karşı inanılmaz bir zaafım ve sevgim vardı. Meslekte bana uygun diye düşündüm. Son 5 yıldır destek eğitim sınıfını okutuyorum. Benim gibi raporlu öğrencileri okutuyorum. Benim gibi bedensel değil ama zihinsel engelli, öğrenme güçlüğü olan, otistik, işitme ve konuşma engelli öğrencilerim var. Onlara birebir ders veriyorum. Bu pandemi bizi sıkıntıya soktu. Zor durumda bıraktı. Ülkemiz elinden geldiğince üstesinden gelmeye çalışıyor. Rabbim devletimize zeval vermesin. Uzaktan eğitimle birebir eğitim bir olmuyor. Ödevi gönderiyoruz, telefonla görüşüyoruz ama hiçbir zamana aynı duyguyu alamıyor veya veremiyorsunuz. Tez zamanda pandemi sürecini atlatırız. Öğrencilerimizi özledik' diye konuştu.



'İDARİ İZİNLİ OLDUĞUM HALDE OKULA GELİYORUM'

3 hafta yüz yüze eğitim gördüklerini aktaran Ataş, 'Kronik rahatsızlığım var insülin kullanıyorum. İdari izinli olduğum halde okula geliyorum. Öğrencilerimin geride kalmasını istemediğim ve evde yan gelip yatmak istemediğim için fedakrlık yapmak istedim. Müdür ve yardımcılarımız ile konuştum, onlarda siz bilirsiniz dedi. Ben çünkü gelmek istiyordum. Okulu ve çocukları o kadar çok özledik ki seminer döneminde gelmemem gerekirken 5 gün boyunca geldim. Benim dışarı bile çıkmam sıkıntılı. Ben çalışmayı seviyorum ve öğrencilerime bir şeyler vermek istiyorum' şeklinde konuştu.

Bakmadan Geçme