HDP Lİ VEKİLLER O HENDEĞİN ARKASINDAN ÇIKIN MESAJI VERMELİ
PKK terör örgütü yıllara dayalı bir stratejinin ürünü olarak Haziran ayından itibaren bir girişimde bulundu
PKK terör örgütü yıllara dayalı bir stratejinin ürünü olarak Haziran ayından itibaren bir girişimde bulundu.
PKK nın başlattığı saldırı tesadüfen ortaya çıkan bir saldırı değildir.
Bunun kendi içinde stratejik bir mantığı var. O stratejik mantıkta Ortadoğu da ki büyük yangının içinden devletleşerek çıkmak. Türkiye nin Suriye deki PKK kantonlarını kabul etmesi bu kantonların birleştirilmesi esnasında ilgisinin ve dikkatinin yalnızca sınırları içinde kalması ve mümkünse de Türkiye içinde iç sınırlar çizmeye dayalı bir özerlik stratejisinin devlete ve topluma kabul ettirilmesi hedefi var.
Bu hedefe yönelik adım, adım planlanmış bir planlama var.
Türkiye deki pek çok örgüt militanı önce İŞİD ile mücadele gibi gerekçenin arkasına sığınarak, Aynel Araba geçtiklerini orada eğitim aldıklarını ancak İŞİD le değil doğrudan Türkiye ye saldırı düzenlemek üzere ülkemizi yeniden giriş yaptığını ve şimdi de hendeklerin açıldığı yerlerde karşımıza çıktığını görüyoruz.
Türkiye tam terörle mücadele iyi sonuçlar alırken, Bir kısım sesler işitmeye başlıyoruz. Sanki PKK bu saldırıları başlatmamış, sanki PKK Türkiye nin belli bir bölgesini işgdigere kalkışmamış, gibi üslupla bazı meseleler tartışılıyor.
Barış önemli bir kavram, bu noktada samimi olanlar bir kampanya başlatıp şunu diyebilirler, 'Silahları hemen terk eden, verdiğiniz mücadele anlamsız bir mücadeledir. İnsan hayatı her şeyin üzerindedir. Barış her şeyin üzerindedir. O yüzden ellerinizdeki silahları bırakın Devlete teslim olun' derlerse ülkemiz barış içine girer. Yoksa daha çok kan akacak gibi görünüyor.
Bakınız,, ne istediğini bilmeyen eylemlerle çok ağır bedeller ödüyoruz. Birde, bazı güçler PKK nın yaptıklarını üzerine şal atmak istiyor.
Ok Meydanında halk otobüsünde Molotof ile öldürülen anne ve kızının olayında HDP li Milletvekillerine sormak lazım bu hadisede siz kimin yanındasınız? Kızı ile yanan annenin mi ? yoksa saldırıyı gerçekleştiren zihniyetin mi yanındasınız?
Türkiye de Demokrasinin rayına oturması için seçilmiş Milletvekillerinin ve bölgesel aktörlerin çok net bir tavır almaları ve topluma da bu tavırlarını aksettirmeleri gerekir. Biz ağır bir terör saldırısı ile karşı, karşıya kalan bir toplumuz. Ancak bahse konu Milletvekilleri bunu atlayacak tavırlar sergiliyorlar. Bunun mahşeri yaralanmasını unutuyorlar.
Kanın durmasını istiyorlarsa o kesimi hendeğin arkasındakileri ve sanatçıları bölgesel aktörleri bir araya getirip silahların bırakılması için mesajlar verilmesi gerekir. HDP li Milletvekilleri hendekler insan hayatından değerli değildir demeli.
Eğer insanı hayatı çok önemli ise neden hendeklerin arkasından çıkın mesajını vermiyorlar.
Aslında bu mesajı vermeyerek, barış söylemi ile çatışmayı destekleyen propaganda sürdürüyorlar HDP li Milletvekilleri. Bu Milletvekilleri İstanbul dan da sorumludur.
Yerellik duygusu ile hareket etmemeleri gerekir.
HDP li vekiller İstanbul da yanan halk otobüsünden de sorumludur. Bunu umursamamak aymazlıktır.
HDP eş genel Başkanı Demirtaş, neden Sur'a gidip çatışmanın hendeğin arkasındakilere 'buradan çıkın' mesajları vermiyor.
Kandil ile İmranlı arasında bunalıma giren Demirtaş daha ne kadar akan kan'a seyirci kalacak anlamış değilim.
Demirtaş ve bölgesel aktörler Hendek gerisindeki gençlere silahları bırakın çağrısında bulunmuyorsa, dokunulmazlık zırhının üzerinden kalkmasını hak ediyor. Bilmem anlaşıldı mı?
Selam ve Dua ile
PKK nın başlattığı saldırı tesadüfen ortaya çıkan bir saldırı değildir.
Bunun kendi içinde stratejik bir mantığı var. O stratejik mantıkta Ortadoğu da ki büyük yangının içinden devletleşerek çıkmak. Türkiye nin Suriye deki PKK kantonlarını kabul etmesi bu kantonların birleştirilmesi esnasında ilgisinin ve dikkatinin yalnızca sınırları içinde kalması ve mümkünse de Türkiye içinde iç sınırlar çizmeye dayalı bir özerlik stratejisinin devlete ve topluma kabul ettirilmesi hedefi var.
Bu hedefe yönelik adım, adım planlanmış bir planlama var.
Türkiye deki pek çok örgüt militanı önce İŞİD ile mücadele gibi gerekçenin arkasına sığınarak, Aynel Araba geçtiklerini orada eğitim aldıklarını ancak İŞİD le değil doğrudan Türkiye ye saldırı düzenlemek üzere ülkemizi yeniden giriş yaptığını ve şimdi de hendeklerin açıldığı yerlerde karşımıza çıktığını görüyoruz.
Türkiye tam terörle mücadele iyi sonuçlar alırken, Bir kısım sesler işitmeye başlıyoruz. Sanki PKK bu saldırıları başlatmamış, sanki PKK Türkiye nin belli bir bölgesini işgdigere kalkışmamış, gibi üslupla bazı meseleler tartışılıyor.
Barış önemli bir kavram, bu noktada samimi olanlar bir kampanya başlatıp şunu diyebilirler, 'Silahları hemen terk eden, verdiğiniz mücadele anlamsız bir mücadeledir. İnsan hayatı her şeyin üzerindedir. Barış her şeyin üzerindedir. O yüzden ellerinizdeki silahları bırakın Devlete teslim olun' derlerse ülkemiz barış içine girer. Yoksa daha çok kan akacak gibi görünüyor.
Bakınız,, ne istediğini bilmeyen eylemlerle çok ağır bedeller ödüyoruz. Birde, bazı güçler PKK nın yaptıklarını üzerine şal atmak istiyor.
Ok Meydanında halk otobüsünde Molotof ile öldürülen anne ve kızının olayında HDP li Milletvekillerine sormak lazım bu hadisede siz kimin yanındasınız? Kızı ile yanan annenin mi ? yoksa saldırıyı gerçekleştiren zihniyetin mi yanındasınız?
Türkiye de Demokrasinin rayına oturması için seçilmiş Milletvekillerinin ve bölgesel aktörlerin çok net bir tavır almaları ve topluma da bu tavırlarını aksettirmeleri gerekir. Biz ağır bir terör saldırısı ile karşı, karşıya kalan bir toplumuz. Ancak bahse konu Milletvekilleri bunu atlayacak tavırlar sergiliyorlar. Bunun mahşeri yaralanmasını unutuyorlar.
Kanın durmasını istiyorlarsa o kesimi hendeğin arkasındakileri ve sanatçıları bölgesel aktörleri bir araya getirip silahların bırakılması için mesajlar verilmesi gerekir. HDP li Milletvekilleri hendekler insan hayatından değerli değildir demeli.
Eğer insanı hayatı çok önemli ise neden hendeklerin arkasından çıkın mesajını vermiyorlar.
Aslında bu mesajı vermeyerek, barış söylemi ile çatışmayı destekleyen propaganda sürdürüyorlar HDP li Milletvekilleri. Bu Milletvekilleri İstanbul dan da sorumludur.
Yerellik duygusu ile hareket etmemeleri gerekir.
HDP li vekiller İstanbul da yanan halk otobüsünden de sorumludur. Bunu umursamamak aymazlıktır.
HDP eş genel Başkanı Demirtaş, neden Sur'a gidip çatışmanın hendeğin arkasındakilere 'buradan çıkın' mesajları vermiyor.
Kandil ile İmranlı arasında bunalıma giren Demirtaş daha ne kadar akan kan'a seyirci kalacak anlamış değilim.
Demirtaş ve bölgesel aktörler Hendek gerisindeki gençlere silahları bırakın çağrısında bulunmuyorsa, dokunulmazlık zırhının üzerinden kalkmasını hak ediyor. Bilmem anlaşıldı mı?
Selam ve Dua ile