Harput'ta 4 tonluk tarih hazinesi: Anadolu'nun eşi benzeri yok
Elazığ'da Harput Kalesi yakınlarında 2016 yılında yapılan kazı çalışmaları sırasında keşfedilen ve 'Harput Kabartması' adı verilen eşsiz arkeolojik eser....
Elazığ’da Harput Kalesi yakınlarında 2016 yılında yapılan kazı çalışmaları sırasında keşfedilen ve “Harput Kabartması” adı verilen eşsiz arkeolojik eser, Elazığ Arkeoloji ve Etnografya Müzesi’nde tarihseverlerin ilgisini çekiyor. Anadolu coğrafyasında bir benzeri daha bulunmayan bu devasa taş kabartma, sadece sanat tarihi açısından değil, bölgenin kadim geçmişi hakkında da önemli ipuçları barındırıyor.
Yaklaşık 2.77 metre uzunluğunda, 2.42 metre genişliğinde ve 15-20 santimetre kalınlığında olan kabartma, yaklaşık 4 ton ağırlığında ve yerel kalker taşından yapılmış. Nevruz Ormanları mevkiinde, Harput Kalesi'nin 200 ila 250 metre doğusunda yürütülen teraslama çalışmaları sırasında, toprağın yaklaşık bir metre altında tamamen tesadüfen bulunmuş olan eser, bölge tarihine ışık tutacak nitelikte.
SAVAŞIN TAŞA NAKŞEDİLMİŞ HİKAYESİ
Kabartmada betimlenen sahneler, tarih öncesi bir savaşın dramatik öyküsünü adeta belge niteliğinde sunuyor. Düşman surları önünde ilerleyen tekerlekli kuşatma kuleleri, lağımcılar, surlara tırmanan askerler, çıplak esirler, ve savaş sonrası teslim alınan düşmanlar, dönemin askeri stratejilerini ve toplumsal yapısını aktarıyor. Kabartmanın en dikkat çekici figürlerinden biri ise, kanatlı ve kartal pençeli mitolojik bir tanrıça. Bu tanrıça, elinde çıplak bir çocuk taşıyan bir pozisyonda, kale kapısının üzerinde yer alıyor.
M.Ö. 2. BİNYILA UZANAN İZLER
Eserin ikonografik ve stilistik analizi, Harput Kabartması’nın M.Ö. 2. binyıla, yani Orta Tunç Çağı’na tarihlendiğini ortaya koyuyor. Kabartmadaki süslemelerde Akkad ve Asur sanatı etkileri belirgin şekilde hissediliyor. Özellikle kralın başındaki püsküllü miğfer ve tanrıça figürünün sembolizmi, bu uygarlıkların kültürel izlerini yansıtıyor.
HARPUT’TA KADİM BİR SİYASİ GÜCÜN KANITI
Uzman arkeologlara göre, Harput Kabartması yalnızca sanatsal değil, aynı zamanda siyasal bir belge niteliği taşıyor. Kabartmanın bulunduğu alan ve etrafındaki mimari kalıntılar, Harput’ta M.Ö. 2. binyılın başlarında organize bir siyasi yapının varlığına işaret ediyor.