HARPUT-MARDİN BENZERLİĞİ
BAŞAK MERAL GÜNDÜZ/Mardin Kayseri'ye Çarşısında Elazığlı hemşehrilerimizin gelip dinlendiği, alışveriş yaptığı, Mardin-Harput güzelliklerinden bahsedilen, tarih kokulu Bedeste'nin içinde Elazığ sevdalısı Merkit Çeyiz İşletmecisi Şerafettin MERKİT ile beraberiz.
Merkit, bizlere Mardin ve Harput benzerliği hakkında açıklamalarda bulundu;
KAYSERİYE ÇARŞISI;
Sadece dışındaki dükkanların bir bölümü değişmiş olan ve büyük bir alanı yıkılmış bulunan Kayseriye Çarşımız, Osmanlı dönemi bedesten'lerine benzer bir yapıda düzen göstermektedir. Bizler burada hediyelik eşyalar, çeyiz eşyaları satmaktayız.
ANADOLU'DAN GEÇEN TÜM UYGARLIKLARIN İZLERİNİ TAKİP EDEBİLİRSİNİZ;
Köklü geçmişi ve Mezopotamya'nın uçsuz bucaksız kültüründen kendine düşen payı alan Mardin kültürünün de mihenk taşı olmaya devam ediyor. Anadolu'dan geçen tüm uygarlıkların izlerini halen Mardin'de takip etmeniz mümkün... Mardin, Venedik ve Kudüs'le birlikte dünya üzerinde tamamı SİT olan yapı dokusu bozulmamış üç kentten biridir. Tarihi İpek Yolu ve verimli Mezopotamya Ovası üzerinde 12 bin yıldır çeşitli uygarlıklara kucak açmış, farklı mezhep, etnik grup ve geleneklere ev sahipliği yapmış, dillerin ve dinlerin şehri bir dünya kentimiz. Doğal açık hava müzesi görünümüyle UNESCO ' Dünya Kültürel Miras Listesi'ne aday bir kenttir.
Farklı dinlerin iç içe geçtiği, kültürlerin birbirleriyle uyum içinde zaman sahnesinde akıp gittiği, tarihiyle hayran bırakan, mimarisiyle göz kamaştıran kadim kent… Yani Mardin. M.Ö. 3000'li yıllara kadar uzanan tarihinde kimler yer almamış ki? Artuklular, Akkoyunlular, Osmanlılar…
GECE GERDANLIK GÜNDÜZ MEZARLIK;
'Gece gerdanlık, gündüz mezarlık' derler Mardin için... Camileri, kiliseleri, mimarisi, ovaları ile taş diyarların şehri... Medeniyetlerin buluştuğu yer... Türk'ü, Kürt'ü, Arap'ı, Süryani'si... Hepimiz bir arada yaşıyoruz. Mustafa Kemal Atatürk için büyük hatırası olan, gezip görenleri kendine hayran bırakan, özellikle son yıllarda ünlü televizyon dizilerine de kucak açmış bir il Mardin... Meraklılarımız günden güne artıyor. Ziyaretçimiz çok..
İpek Yolu güzergahında olan Güneydoğu Anadolu bölgesindeki bu il; turistlerimizin ilgi odağı. Mardin'in damak zevki acıdan yana... Yemek kültürü ise bir hayli zengin... Yöreye has baharatlar kullanılarak yapılan geleneksel yemekleri; ikbebet (içli köfte), semburek, ırok, kibe, kitel raha, kuzu çevirme, kaburga, lebeniyye ve zerde... Faklı dini inanç ve geleneklerin yansıdığı Mardin'de el sanatları çok ilgili görüyor. Testicilik, demircilik, bakırcılık, kalaycılık, kuyumculuk, gümüşçülük (telkri), iğne oyası, Midyat el nakışı, tohum iğnesi, yorgancılık, oyacılık, boyacılık (sibbeğ), dericilik (debbağ), sabunculuk, dokumacılık, şalüşapik (özel bir kumaş dokumasıdır), kilimcilik, halıcılık (yün ve ipek), semercilik, keçecilik, tahta oymacılığı (kakmacılık), sedef işlemeciliği, halburculuk (gürgen ağacı işlemeciliği) ve taş oymacılığı gibi yöreye has el sanatları eski çağlardan beri yapılıyor.
Eski Mardin'in asırlardır tarihi dokusunu koruduğuna şahit olabilirsiniz. Şehir merkezinde camiler, medreseler, kiliseler, taş evler hepsi iç içe girmiş.
ESKİ MARDİN'DE TARİHE YOLCULUK
Eski Mardin'in ana caddesinde adım atarken her köşeden karşınıza bir tarih çıkar ya inanın öyle... Şehrin yamacına asırlar önceden kurulan Mardin Şehir Müzesi, kültürel ve sanatsal etkinliklerimize ev sahipliği yapıyor. Müze içeresinde Mardin'deki kazılarda çıkarılan Artuklu ve Selçuklu dönemlerine ait eserler sergileniyor. Mardin'in her köşesi, her sokağı attığınız her adım bir tarih. Mardin, Güneydoğu'nun açık hava müzesi gibi. Özellikle eski Mardin'i adımlarken o tarihi havayı hissedebiliyorsunuz. Mardin, medeniyetlerin buluştuğu bir şehir. Mardin şehir merkezinde Türkçe, Kürtçe ve Arapça konuşuluyor.
ARTUKLU MİRASI ULU CAMİİ-------HARPUT ULU CAMİİ
Artuklular döneminden kalma Ulu Camii, Mardin'in en büyük camilerinden birisi. Bin yıllık bir geçmişi olan bu camii şehre gelen herkesin namaz kıldığı bir yer. Tek minaresi var 1190 yılında Artuklu Hükümdarı tarafından yapılan cami, o zamanlar iki minareye sahipmiş.
Elazığ'da ilk olarak sahip olduğu tarihi ve kültürel mekanları ile Mardin'le benzerlik taşıyan ve Artukluların bütün tarihi eserlerinde imzası bulunan Harput ve Kalesini unutmayalım. Harput Kalesine çıkarak Elazığ'ı zirveden izledim daha sonra da 900 yıllık Ulu Cami'yi ziyaret ettim.
HARPUT ve MARDİN Artuklu Devletine başkentlik eden iki güzide şehrimiz. Günlük yaşantıda,yemek kültüründe (Örneğin sumak ekşili parça etli patlıcan dolması) Cenaze törenlerinde , düğünlerde, musıkide Mardin ve Harput (Elazığ veya Elaziz veya Mamurat ül Aziz) kültürleri birebir örtüşmektedir. Mardin'de varsağı, Elazığ'da Hacı Hayri Efendi Divanı olarak bilinen bir şaheser var ki buna tam örnektir. Bu eserin birinci güftesi ''Sinemde Bir Tutuşmuş Ya,Yanmış Ocak Olaydı'' Harputlu Hacı Hayri Efendi'ye ; ''Olaydı Yar Olaydı'' sözleri ile başlayan ikinci güftesi Mardinli Şair, Son Osmanlı Meclis-i Mebusanı Mardin Milletvekili Sırrızade Ali Rıza Bey'e aittir. Sırrızade Ali Rıza Bey aynı zamanda sanatçı büyüğümüz olan Sayın Metin MİLLİ'nin dedesidir. ''Zülfün görenlerin hep bahtı siyah olurmuş'' sözleri ile başlayan diğer güfte ise Nevres-i Cedid adıyla tanınan şaire aittir. Bir başka benzerlik Harput ve Mardin Peşrevlerinde görülmektedir.
Bu güzellikleri bize yaşatan Mardinli Hafız Abdurrrahman Efendi, Harputlu Hacı Hayri Efendi, Abdülkerim Atasayar, Enver Demirbağ, Mehmet Parlaksu, İsmail Bilgiçoğlu ustalara şükran borçluyuz. Nurlar içindeyatsınlar...
Bakır İşlemeciliği
Mardin'de bakır işlemeciliği de oldukça gelişmiş. Kayseriye Bedesteni' nde bulunan bakırcılar ise mutlaka bakmanız gereken yerler arasında. Birbirinden güzel cezvelerin ve kahve takımlarının bulunduğu bu bedestenden bir kahve takımı alarak her Türk kahvesi içtiğinizde Mardin'i hatırlayabilirsiniz.
Asırlardan beri Elazığ'ın ilçesi olan Maden de bakır maden yataklarını biliyoruz. Bakırın farklı kavimler milletler tarafından çeşitli şekillerde işlenerek günümüze kadar gelmesi de bir benzerlik değil midir?
Elazığ insanının damarlarından akan o tarifsiz içtenlik ve büyük şehir yaşantısında birbirimize karşı düşündüğümüz anlayış ve hoşgörü kavramları bende iz bırakanlardan...
Elazığ denince, Kapalı çarşısı, Harput'u, aklıma geliyor ve tabii Hazar Gölü...
Zaman ve mekan farketmez, davul ve klarnetin olduğu her yerde halaya hazırdır Elazığ insanı tıpkı bizim gibi...
Meşhur Çayda Çıra oyunu...
Elazığlılar birbirine 'gakgo' diye hitap ederlermiş. Gakgoş, kardeş, abi demekmiş...Turla geziye gelen Elazığlılar çok yakın arkadaşım oldu.Onların sayesinde Elazığ hakkında herşeyi öğreniyorum.Misafirperverliklerine de diyecek yok..
'Harput' Kesinlikle gezilmesi görülmesi gereken Elazığ sınırları içerisinde bulunan Antik Kent!
Ve Mardin mimarisi, kültürü, sosyal yaşamı ile son derece etkileyici bir şehir. Eski şehir tarafındaki tüm teraslardan muhteşem Mezopotamya manzarasını izleyebilirsiniz.Bunların yanı sıra pek çok camii, müze ve antik açık hava şehri de Mardin'de sizleri bekliyor olacak. TEŞEKKÜRLER...
KAYSERİYE ÇARŞISI;
Sadece dışındaki dükkanların bir bölümü değişmiş olan ve büyük bir alanı yıkılmış bulunan Kayseriye Çarşımız, Osmanlı dönemi bedesten'lerine benzer bir yapıda düzen göstermektedir. Bizler burada hediyelik eşyalar, çeyiz eşyaları satmaktayız.
ANADOLU'DAN GEÇEN TÜM UYGARLIKLARIN İZLERİNİ TAKİP EDEBİLİRSİNİZ;
Köklü geçmişi ve Mezopotamya'nın uçsuz bucaksız kültüründen kendine düşen payı alan Mardin kültürünün de mihenk taşı olmaya devam ediyor. Anadolu'dan geçen tüm uygarlıkların izlerini halen Mardin'de takip etmeniz mümkün... Mardin, Venedik ve Kudüs'le birlikte dünya üzerinde tamamı SİT olan yapı dokusu bozulmamış üç kentten biridir. Tarihi İpek Yolu ve verimli Mezopotamya Ovası üzerinde 12 bin yıldır çeşitli uygarlıklara kucak açmış, farklı mezhep, etnik grup ve geleneklere ev sahipliği yapmış, dillerin ve dinlerin şehri bir dünya kentimiz. Doğal açık hava müzesi görünümüyle UNESCO ' Dünya Kültürel Miras Listesi'ne aday bir kenttir.
Farklı dinlerin iç içe geçtiği, kültürlerin birbirleriyle uyum içinde zaman sahnesinde akıp gittiği, tarihiyle hayran bırakan, mimarisiyle göz kamaştıran kadim kent… Yani Mardin. M.Ö. 3000'li yıllara kadar uzanan tarihinde kimler yer almamış ki? Artuklular, Akkoyunlular, Osmanlılar…
GECE GERDANLIK GÜNDÜZ MEZARLIK;
'Gece gerdanlık, gündüz mezarlık' derler Mardin için... Camileri, kiliseleri, mimarisi, ovaları ile taş diyarların şehri... Medeniyetlerin buluştuğu yer... Türk'ü, Kürt'ü, Arap'ı, Süryani'si... Hepimiz bir arada yaşıyoruz. Mustafa Kemal Atatürk için büyük hatırası olan, gezip görenleri kendine hayran bırakan, özellikle son yıllarda ünlü televizyon dizilerine de kucak açmış bir il Mardin... Meraklılarımız günden güne artıyor. Ziyaretçimiz çok..
İpek Yolu güzergahında olan Güneydoğu Anadolu bölgesindeki bu il; turistlerimizin ilgi odağı. Mardin'in damak zevki acıdan yana... Yemek kültürü ise bir hayli zengin... Yöreye has baharatlar kullanılarak yapılan geleneksel yemekleri; ikbebet (içli köfte), semburek, ırok, kibe, kitel raha, kuzu çevirme, kaburga, lebeniyye ve zerde... Faklı dini inanç ve geleneklerin yansıdığı Mardin'de el sanatları çok ilgili görüyor. Testicilik, demircilik, bakırcılık, kalaycılık, kuyumculuk, gümüşçülük (telkri), iğne oyası, Midyat el nakışı, tohum iğnesi, yorgancılık, oyacılık, boyacılık (sibbeğ), dericilik (debbağ), sabunculuk, dokumacılık, şalüşapik (özel bir kumaş dokumasıdır), kilimcilik, halıcılık (yün ve ipek), semercilik, keçecilik, tahta oymacılığı (kakmacılık), sedef işlemeciliği, halburculuk (gürgen ağacı işlemeciliği) ve taş oymacılığı gibi yöreye has el sanatları eski çağlardan beri yapılıyor.
Eski Mardin'in asırlardır tarihi dokusunu koruduğuna şahit olabilirsiniz. Şehir merkezinde camiler, medreseler, kiliseler, taş evler hepsi iç içe girmiş.
ESKİ MARDİN'DE TARİHE YOLCULUK
Eski Mardin'in ana caddesinde adım atarken her köşeden karşınıza bir tarih çıkar ya inanın öyle... Şehrin yamacına asırlar önceden kurulan Mardin Şehir Müzesi, kültürel ve sanatsal etkinliklerimize ev sahipliği yapıyor. Müze içeresinde Mardin'deki kazılarda çıkarılan Artuklu ve Selçuklu dönemlerine ait eserler sergileniyor. Mardin'in her köşesi, her sokağı attığınız her adım bir tarih. Mardin, Güneydoğu'nun açık hava müzesi gibi. Özellikle eski Mardin'i adımlarken o tarihi havayı hissedebiliyorsunuz. Mardin, medeniyetlerin buluştuğu bir şehir. Mardin şehir merkezinde Türkçe, Kürtçe ve Arapça konuşuluyor.
ARTUKLU MİRASI ULU CAMİİ-------HARPUT ULU CAMİİ
Artuklular döneminden kalma Ulu Camii, Mardin'in en büyük camilerinden birisi. Bin yıllık bir geçmişi olan bu camii şehre gelen herkesin namaz kıldığı bir yer. Tek minaresi var 1190 yılında Artuklu Hükümdarı tarafından yapılan cami, o zamanlar iki minareye sahipmiş.
Elazığ'da ilk olarak sahip olduğu tarihi ve kültürel mekanları ile Mardin'le benzerlik taşıyan ve Artukluların bütün tarihi eserlerinde imzası bulunan Harput ve Kalesini unutmayalım. Harput Kalesine çıkarak Elazığ'ı zirveden izledim daha sonra da 900 yıllık Ulu Cami'yi ziyaret ettim.
HARPUT ve MARDİN Artuklu Devletine başkentlik eden iki güzide şehrimiz. Günlük yaşantıda,yemek kültüründe (Örneğin sumak ekşili parça etli patlıcan dolması) Cenaze törenlerinde , düğünlerde, musıkide Mardin ve Harput (Elazığ veya Elaziz veya Mamurat ül Aziz) kültürleri birebir örtüşmektedir. Mardin'de varsağı, Elazığ'da Hacı Hayri Efendi Divanı olarak bilinen bir şaheser var ki buna tam örnektir. Bu eserin birinci güftesi ''Sinemde Bir Tutuşmuş Ya,Yanmış Ocak Olaydı'' Harputlu Hacı Hayri Efendi'ye ; ''Olaydı Yar Olaydı'' sözleri ile başlayan ikinci güftesi Mardinli Şair, Son Osmanlı Meclis-i Mebusanı Mardin Milletvekili Sırrızade Ali Rıza Bey'e aittir. Sırrızade Ali Rıza Bey aynı zamanda sanatçı büyüğümüz olan Sayın Metin MİLLİ'nin dedesidir. ''Zülfün görenlerin hep bahtı siyah olurmuş'' sözleri ile başlayan diğer güfte ise Nevres-i Cedid adıyla tanınan şaire aittir. Bir başka benzerlik Harput ve Mardin Peşrevlerinde görülmektedir.
Bu güzellikleri bize yaşatan Mardinli Hafız Abdurrrahman Efendi, Harputlu Hacı Hayri Efendi, Abdülkerim Atasayar, Enver Demirbağ, Mehmet Parlaksu, İsmail Bilgiçoğlu ustalara şükran borçluyuz. Nurlar içindeyatsınlar...
Bakır İşlemeciliği
Mardin'de bakır işlemeciliği de oldukça gelişmiş. Kayseriye Bedesteni' nde bulunan bakırcılar ise mutlaka bakmanız gereken yerler arasında. Birbirinden güzel cezvelerin ve kahve takımlarının bulunduğu bu bedestenden bir kahve takımı alarak her Türk kahvesi içtiğinizde Mardin'i hatırlayabilirsiniz.
Asırlardan beri Elazığ'ın ilçesi olan Maden de bakır maden yataklarını biliyoruz. Bakırın farklı kavimler milletler tarafından çeşitli şekillerde işlenerek günümüze kadar gelmesi de bir benzerlik değil midir?
Elazığ insanının damarlarından akan o tarifsiz içtenlik ve büyük şehir yaşantısında birbirimize karşı düşündüğümüz anlayış ve hoşgörü kavramları bende iz bırakanlardan...
Elazığ denince, Kapalı çarşısı, Harput'u, aklıma geliyor ve tabii Hazar Gölü...
Zaman ve mekan farketmez, davul ve klarnetin olduğu her yerde halaya hazırdır Elazığ insanı tıpkı bizim gibi...
Meşhur Çayda Çıra oyunu...
Elazığlılar birbirine 'gakgo' diye hitap ederlermiş. Gakgoş, kardeş, abi demekmiş...Turla geziye gelen Elazığlılar çok yakın arkadaşım oldu.Onların sayesinde Elazığ hakkında herşeyi öğreniyorum.Misafirperverliklerine de diyecek yok..
'Harput' Kesinlikle gezilmesi görülmesi gereken Elazığ sınırları içerisinde bulunan Antik Kent!
Ve Mardin mimarisi, kültürü, sosyal yaşamı ile son derece etkileyici bir şehir. Eski şehir tarafındaki tüm teraslardan muhteşem Mezopotamya manzarasını izleyebilirsiniz.Bunların yanı sıra pek çok camii, müze ve antik açık hava şehri de Mardin'de sizleri bekliyor olacak. TEŞEKKÜRLER...