Halk Eğitim Merkezi, Sosyal ve Kültürel Yaşamı Destekliyor
Halk Eğitim, vatandaşların çalışma gücünü arttırmak, yaşam kalitesini yükseltmek, insani meziyetlerini geliştirmek amacıyla okulu eğitimi dışında veya yanında yapılan eği
Halk Eğitim, vatandaşların çalışma gücünü arttırmak, yaşam kalitesini yükseltmek, insani meziyetlerini geliştirmek amacıyla okulu eğitimi dışında veya yanında yapılan eğitim faaliyetlerini içeriyor. Halk eğitimin önemi, gelişen teknoloji toplumsal büyümelere ayak uydurması açısından gerekli bilgi ve beceriye sahip olmasını sağlıyor. İl Halk Eğitim Müdürü Atıcı, İnsanoğlun ömrünü öğrenerek geçirdiğini, eğitimlerinin beşikten mezara dediğimiz süreçlerin tümüne hitap ettiğini söyledi. Atıcı, meslek edindirme, sosyal- kültürel alanlarda tüketici olmak yerine üretmeyi hedefleyen bir kurum olduklarını, amaçlarının toplumda okuryazarlık oranını arttırmak, okuma yazma eşitliğini, mesleki ve sosyal beceri kazanmak olduğunu dile getirdi. Ülkemizde okuma oranının yüzde 96 olduğunu, ilimizde de okuma oranının bu seviyede olduğunu söyleyen Atıcı, merkezin verdiği eğitimler ve sosyo-kültürel yaşam içerisinde sahip olduğumuz değerler hakkında şu açıklamalarda bulundu: “Hedef yüzde 100' e ulaşmak. Bu da halk eğitimin önemini ortaya koyuyor. Bizden eğitim almak isteyen bireyler ya yeni bir şeyler öğrenmek ya da mesleğini geliştirmek için geliyor. Eğitim alan kişilere sertifikaları da veriliyor. Yaptığımız işten zevk alıyoruz, insanlara çeşitli alanlarda hizmet verebilmek bizim için bir onur.
“Merkezimizde 3088 Modülde Eğitim Veriliyor”
Eğitim yılı süresince 22 bin kursiyerimiz eğitim almış bulunuyor. Biz her gün halkla iç içeyiz. Halkımız merkezimize uğrayarak kurslara kayıt yaptırır veya bilgi alırlar. Bu nedenle yoğun bir tempoyla çalışıyoruz. Bu sene içerisinde 40' a yakın sergi açtık. İlimizin yazılı ve görsel basını faaliyetlerimize ilgi gösterdi, hepsine teşekkür ediyoruz. Çünkü basın aracılığı ile yaptığımız faaliyetleri halka duyuruyoruz. Milli Eğitim Bakanlığımızın, hayat boyu öğrenme oranını yüzde 15' e çekmek gibi bir hedefi var. Şuan yüzde 6 oranında öğrenme oranımız var, bu bakımdan basına ihtiyacımız var. Halkımız basın aracılığı ile eğitimlerimizi, faaliyetlerimizi öğreniyor. Eğitimlerimiz 3088 modülden oluşuyor. İhtiyaç duyulan tüm alanlarda 7'den 70' e kurslarımız mevcut. Sadece merkez binasında verilmiyor bu eğitimler, mahdigere ve köylerde de ek binalarla eğitim veriyoruz.
Hastaneler, Cezaevi ve Özel Eğitim Kurumları da Kurslardan Yararlanıyor
Merkezimizin ana branşı el sanatları. Onlarda kendi içerisinde yan ddigerardan oluşuyor İlimizde kampus şeklinde bulundan cezaevimizde mermercilik, berber, halk oyunları ve okuma kursu dersleri veriliyor. Vermekten son derece mutlu olduğumuz engelli bireylere yönelik kurslar veriyoruz. Özel eğitimlerde daha çok hobi kursları veriyoruz; müzik, spor… Fırat Üniversitesi Hastanesi Onkoloji servisinde vermiş olduğumuz kurslar var. Hastaların ve hasta yakınlarının iyi vakit geçirmesi için verilen kurslar var. Kamu Hastaneler Birliğine bağlı olan hastanelerde kurslarımız var. Ruh ve Sinir Hastalıkları Hastanesi'nde 30' a yakın usta öğreticilerimiz kurs veriyor. İnsanların günlük yaşamlarını kolaylaştırmak, stresten uzaklaştırmak için bu kursları veriyoruz. Kursların terapi işlevi gördüğünü hem öğrencilerden duyuyoruz hem de bizzat kendimiz görüyoruz.
Merkezde Yeni İki Kurs: Sedef ve Kadın Seyis Yetiştiriciliği
İlk defa ‘sedef' kursu açtık bu yıl. Usta öğreticilerimiz hem öğrendiler hem öğrettiler. İlerleyen dönemlerde tekrar açmayı düşünüyoruz. Geçen yıl filografi kursu açmıştık. Öğreticilerimiz sayesinde çokta başarılı bir kurs oldu. Resmi kurum ve kuruluşlarla açtığımız kurslar var. Bu sene bir yenilik olarak kadın seyisler yetiştirmeye başladık. Gıda Tarım ve Hayvancılık İl Müdürlüğü ile ortaklaşa açtığımız biz kurs. Kurumlarla çoğu zaman ortak kurslar açıyoruz bu şekilde. Fırat Havzası Gazeteciler Cemiyeti ile Fotoğrafçılık Kursu da açtık. Basın mensubu arkadaşlara etkili fotoğraf çekme konusunda eğitim verdik. İŞKUR'la ortak açtığımız kurslar vardı. İŞKUR, günlük olarak belli bir ücret ödüyordu.
Meslek Edinme Kurslarına Talep Çok
Ortaklaşa kurs açtığımız kurumlardan bir tanesi de Gençlik ve Spor Müdürlüğü. Gençlik Merkezi, gençlerin yaz döneminde alabileceği sportif kurslar veriyor. Yaz döneminde daha çok sportif, hobi ve dil ağırlıklı kurslar açıyoruz. Herkesi halk eğitimin kurslarından yararlanmaya davet ediyorum. Herkesin kendine uygun bir kurs bulacağına inanıyorum.
En çok başvuru yapılan kurslardan biri Hasta Kabul kursu, yaklaşık 265 kişiden başvuru geldi. Biz bu başvuruların hepsini değerlendiriyoruz. Bir meslek edindirme kursu olduğu için, aynı zamanda aldıkları belgeyle işe de başlayabilecekler. Yine hijyen belgesi de, gıda işlenen ve satılan her yerde olma zorunluluğu bulunan bir belge. İlk kez bu sene halk eğitim merkezlerine verildi. Şuan İş Sağlığı ve Güvenliği alanında meslek kurslarını da açmaya başladık. Domates yetiştiriciliği, bağ budama gibi çiftçiliğe yönelik kurslara da yer veriyoruz.
Merkez binamızda 1 tane çok amaçlı salon, 1 erkek ve 1 kadın kuaförü, 3 bilgisayar laboratuvarı, giyim atölyesi bulunuyor. Haftanın her günü sabah 7'de başlayan kurslar akşama kadar devam ediyor. Binada her alan aktif olarak kullanılıyor. Gelen talep üzerine uygun mekân ve eğitimci bulduğumuz an kursu açıyoruz.
“Derin Bir Kültürümüz Var Fakat Sahip Çıkılmıyor”
Elazığ kültürüne aşık bir insan olarak, kültürel faaliyetlere çok önem veriyorum. Yaklaşık 150 kültürel faaliyetlerin organizasyonunu yaptım. Başta Harput, Keban, Palu olmak üzere çeşitli kültüre sahip yerlerimiz var. Fakat biz kültürün farkında değiliz, sahip çıkmıyoruz. Harput, Elâzığ'ın gelişmesi ve kalkınması için bir fırsat, kültürel deriliğe sahip. İnsanları buraya çekmenin tek yolu tanıtımını yapmak. Hamamönü projesi gibi bir proje ile orada ki yaşam canlanabilir. Ve Harput' ta yaşayan çok fazla insan yok. Sadece bir taş yığını ile insanlara güzellik sunmak çalışmak çok yanlış. Elazığ' ın derin bir müzik ve folklor kültürü var. Elazığ- Harput müzikleri başlı başına bir hazinedir. Kürsübaşı etkinliği düzenlemeye çalıştık ama tam istediğimiz gibi olmadı. Çünkü gençler kültürden kopmuş durumda, ilgi gösterilmiyor. Harput için tehlike oluşturan iki unsur var: İlki defineciler, ikincisi ise piknikçiler. Kültürümüze ve tarihimize sahip çıkmasını da bilmiyoruz. Duvarlara, taşlara zarar veriyoruz. Yukarı Fırat, turizm havasının gelişen bölgesi fakat değeri bilinmiyor.
“Elazığlı Kimliğimizi Tekrar Kazanmak Zorundayız”
Halkoyunları, içimdeki bir diğer yara. Figürleri eksik olan halaylar, formalite çayda çıra gösterileri… Oysa bizim mahdigeri oyunlarımızda 53' e yakın folklorlerimiz var. Bunlardan 17 tanesi çok iyi biliniyor. Orta oyunlarımız var; leblebici, güvercin, bıçak… Folklor ve musiki, kültürü geçmişten günümüze taşıyan unsurlardı. Bu konuda bende üzerime düşeni yaptım. Bu alanda 86 tane usta öğretici dersler verdi. Elazığ mutfağında 150' nin üzerinde yemek çeşidi var. Türkiye' de Gaziantep' ten sonra ikinci sırada. Ama bununla ilgili bir girişim yok. Neyse ki birkaç girişimci kadın, Elazığ yemekleri yapmaya başladı. Çok geniş bir coğrafyayız, zengin bir kültürümüz var. Her şeyden önce kültüre sahip çıkmalıyız. Şehrimizde kültürel yozlaşma başladı. Tekrar Elazığlılar olarak kimliğimizi kazanmamız gerekiyor.
“Merkezimizde 3088 Modülde Eğitim Veriliyor”
Eğitim yılı süresince 22 bin kursiyerimiz eğitim almış bulunuyor. Biz her gün halkla iç içeyiz. Halkımız merkezimize uğrayarak kurslara kayıt yaptırır veya bilgi alırlar. Bu nedenle yoğun bir tempoyla çalışıyoruz. Bu sene içerisinde 40' a yakın sergi açtık. İlimizin yazılı ve görsel basını faaliyetlerimize ilgi gösterdi, hepsine teşekkür ediyoruz. Çünkü basın aracılığı ile yaptığımız faaliyetleri halka duyuruyoruz. Milli Eğitim Bakanlığımızın, hayat boyu öğrenme oranını yüzde 15' e çekmek gibi bir hedefi var. Şuan yüzde 6 oranında öğrenme oranımız var, bu bakımdan basına ihtiyacımız var. Halkımız basın aracılığı ile eğitimlerimizi, faaliyetlerimizi öğreniyor. Eğitimlerimiz 3088 modülden oluşuyor. İhtiyaç duyulan tüm alanlarda 7'den 70' e kurslarımız mevcut. Sadece merkez binasında verilmiyor bu eğitimler, mahdigere ve köylerde de ek binalarla eğitim veriyoruz.
Hastaneler, Cezaevi ve Özel Eğitim Kurumları da Kurslardan Yararlanıyor
Merkezimizin ana branşı el sanatları. Onlarda kendi içerisinde yan ddigerardan oluşuyor İlimizde kampus şeklinde bulundan cezaevimizde mermercilik, berber, halk oyunları ve okuma kursu dersleri veriliyor. Vermekten son derece mutlu olduğumuz engelli bireylere yönelik kurslar veriyoruz. Özel eğitimlerde daha çok hobi kursları veriyoruz; müzik, spor… Fırat Üniversitesi Hastanesi Onkoloji servisinde vermiş olduğumuz kurslar var. Hastaların ve hasta yakınlarının iyi vakit geçirmesi için verilen kurslar var. Kamu Hastaneler Birliğine bağlı olan hastanelerde kurslarımız var. Ruh ve Sinir Hastalıkları Hastanesi'nde 30' a yakın usta öğreticilerimiz kurs veriyor. İnsanların günlük yaşamlarını kolaylaştırmak, stresten uzaklaştırmak için bu kursları veriyoruz. Kursların terapi işlevi gördüğünü hem öğrencilerden duyuyoruz hem de bizzat kendimiz görüyoruz.
Merkezde Yeni İki Kurs: Sedef ve Kadın Seyis Yetiştiriciliği
İlk defa ‘sedef' kursu açtık bu yıl. Usta öğreticilerimiz hem öğrendiler hem öğrettiler. İlerleyen dönemlerde tekrar açmayı düşünüyoruz. Geçen yıl filografi kursu açmıştık. Öğreticilerimiz sayesinde çokta başarılı bir kurs oldu. Resmi kurum ve kuruluşlarla açtığımız kurslar var. Bu sene bir yenilik olarak kadın seyisler yetiştirmeye başladık. Gıda Tarım ve Hayvancılık İl Müdürlüğü ile ortaklaşa açtığımız biz kurs. Kurumlarla çoğu zaman ortak kurslar açıyoruz bu şekilde. Fırat Havzası Gazeteciler Cemiyeti ile Fotoğrafçılık Kursu da açtık. Basın mensubu arkadaşlara etkili fotoğraf çekme konusunda eğitim verdik. İŞKUR'la ortak açtığımız kurslar vardı. İŞKUR, günlük olarak belli bir ücret ödüyordu.
Meslek Edinme Kurslarına Talep Çok
Ortaklaşa kurs açtığımız kurumlardan bir tanesi de Gençlik ve Spor Müdürlüğü. Gençlik Merkezi, gençlerin yaz döneminde alabileceği sportif kurslar veriyor. Yaz döneminde daha çok sportif, hobi ve dil ağırlıklı kurslar açıyoruz. Herkesi halk eğitimin kurslarından yararlanmaya davet ediyorum. Herkesin kendine uygun bir kurs bulacağına inanıyorum.
En çok başvuru yapılan kurslardan biri Hasta Kabul kursu, yaklaşık 265 kişiden başvuru geldi. Biz bu başvuruların hepsini değerlendiriyoruz. Bir meslek edindirme kursu olduğu için, aynı zamanda aldıkları belgeyle işe de başlayabilecekler. Yine hijyen belgesi de, gıda işlenen ve satılan her yerde olma zorunluluğu bulunan bir belge. İlk kez bu sene halk eğitim merkezlerine verildi. Şuan İş Sağlığı ve Güvenliği alanında meslek kurslarını da açmaya başladık. Domates yetiştiriciliği, bağ budama gibi çiftçiliğe yönelik kurslara da yer veriyoruz.
Merkez binamızda 1 tane çok amaçlı salon, 1 erkek ve 1 kadın kuaförü, 3 bilgisayar laboratuvarı, giyim atölyesi bulunuyor. Haftanın her günü sabah 7'de başlayan kurslar akşama kadar devam ediyor. Binada her alan aktif olarak kullanılıyor. Gelen talep üzerine uygun mekân ve eğitimci bulduğumuz an kursu açıyoruz.
“Derin Bir Kültürümüz Var Fakat Sahip Çıkılmıyor”
Elazığ kültürüne aşık bir insan olarak, kültürel faaliyetlere çok önem veriyorum. Yaklaşık 150 kültürel faaliyetlerin organizasyonunu yaptım. Başta Harput, Keban, Palu olmak üzere çeşitli kültüre sahip yerlerimiz var. Fakat biz kültürün farkında değiliz, sahip çıkmıyoruz. Harput, Elâzığ'ın gelişmesi ve kalkınması için bir fırsat, kültürel deriliğe sahip. İnsanları buraya çekmenin tek yolu tanıtımını yapmak. Hamamönü projesi gibi bir proje ile orada ki yaşam canlanabilir. Ve Harput' ta yaşayan çok fazla insan yok. Sadece bir taş yığını ile insanlara güzellik sunmak çalışmak çok yanlış. Elazığ' ın derin bir müzik ve folklor kültürü var. Elazığ- Harput müzikleri başlı başına bir hazinedir. Kürsübaşı etkinliği düzenlemeye çalıştık ama tam istediğimiz gibi olmadı. Çünkü gençler kültürden kopmuş durumda, ilgi gösterilmiyor. Harput için tehlike oluşturan iki unsur var: İlki defineciler, ikincisi ise piknikçiler. Kültürümüze ve tarihimize sahip çıkmasını da bilmiyoruz. Duvarlara, taşlara zarar veriyoruz. Yukarı Fırat, turizm havasının gelişen bölgesi fakat değeri bilinmiyor.
“Elazığlı Kimliğimizi Tekrar Kazanmak Zorundayız”
Halkoyunları, içimdeki bir diğer yara. Figürleri eksik olan halaylar, formalite çayda çıra gösterileri… Oysa bizim mahdigeri oyunlarımızda 53' e yakın folklorlerimiz var. Bunlardan 17 tanesi çok iyi biliniyor. Orta oyunlarımız var; leblebici, güvercin, bıçak… Folklor ve musiki, kültürü geçmişten günümüze taşıyan unsurlardı. Bu konuda bende üzerime düşeni yaptım. Bu alanda 86 tane usta öğretici dersler verdi. Elazığ mutfağında 150' nin üzerinde yemek çeşidi var. Türkiye' de Gaziantep' ten sonra ikinci sırada. Ama bununla ilgili bir girişim yok. Neyse ki birkaç girişimci kadın, Elazığ yemekleri yapmaya başladı. Çok geniş bir coğrafyayız, zengin bir kültürümüz var. Her şeyden önce kültüre sahip çıkmalıyız. Şehrimizde kültürel yozlaşma başladı. Tekrar Elazığlılar olarak kimliğimizi kazanmamız gerekiyor.