HAKLI OLANLAR GÜÇLÜ OLSUN
Herkes bulunduğu yerin hakkını vermekle yükümlüdür
Herkes bulunduğu yerin hakkını vermekle yükümlüdür .Yaşadığı yüzyılın ,bulunduğu ortamın ,bakmakla yükümlü olduğu bireylerin ,kullandığı eşyanın ,giydiği kıyafetin ,oturduğu evin vs.
İnsan konumu gereği sosyal bir varlık olması hasebiyle kendisine emanet edilen bütün bu değerlerin hakkını vermek zorunda.Olması gereken yerde olmalı ve o yerin sorumluluğuna karşı bilinçli ve oldukça duyarlı olması gerekmektedir.Aksi hal ciddi sorunlara sebebiyet verir.
Her insan yaptığı işin hakkını verebilmeli,yetkisini kullanırken yeteneğini icra etmede asla geri durmamalı.Yetkiyi aldıktan sonra ihmal,imha ve ihanetin içinde olmamalı.Amir memurunu köleleştirmemeli memurda imarda dürüst olmalı.Sebep sonuç ilişkisinden her iki tarafta sorumlu tutulmalı.Karşılıklı haklarda haksızlık asla yapılmamalı.Hak hakkıyla kullanılmalı ve hakikatten kaynaklı olmalı.Asıl bağlayıcılık budur.Yoksa herkes kendine göre veya çapı nisbetinde veya bulunduğu yere göre kendisinin haklı olduğunu iddaa eder ve haklı olduğunu söylerse orada hak tecelli etmez
Hak haktan kaynaklanıyorsa hakikate dayanıyorsa haktır.işte bu bağlayıcıdır.herkes hakkına razı olmalıdır.Anlaşmazlık olduğunda hukukun üstünlüğüne başvurmalı anında adalet tecelli etmelidir.
Çünkü hak haklının en doğal hakkıdır.Hakkını alıncaya kadar haklıdır;hak yolunda.Adaletin olmadığı yerde zulum,zulmün olduğu yerde hayat hakkı yoktur.İnsan aklını ve iradesini hakkıyla kullanmalı…Aksi takdirde idare bozulur ve fesada gider.
Gerceklik algısı bozulduğu zaman zulum,düzeldiği zaman da adalet olur.Bir toplumda akidede tevhid yoksa onun sosyal boyutu olan vahdettede bozulma olur.Tevhid sade bir hakikat anlayışıdır ve bir bütündür.Parçalandığı zaman akidevi şirk olur.Parçalanan toplumsa eger sosyal şirk meydana gelmiştir.
Kendi kendine yeten tek varlık ALLAH 'tır.Kişi ve kurumlar böyle bir düşüncede iseler şirk koşmuş olurlar.Haklı olanların güçlü olduğu yer benim vatanım olmalı… çünkü güçlü olanların haklı olduğu yer de ne vatan olur ne de yar…
En hayırlı toplum hayra davet edendir.kendi aralarında hakkı hakim kılandır.yani iyiliği hakim kılan,kötülüğüde mahkum edendir.
Kendi aklına mukayyed olanve iradesine de malik olanlar nefsinin ve neslinin meliki olurlar.
Hakka bakan yüzümüzde dürüstlük tecelli etmeli.Halka bakan yüzümüzde de şefkat ve merhamet…ve bunu yakın takip eden adalet yerini bulmalı…
Huzur burda…Güvenlik ve emniyette burda…
Ya Rab… sana malum olan kusurlarımızla bizi utandırma .Darda koyma bizi. Gururdan,kibirden azad eyle nefsimizi .Islah eyle neslimizi.
Göz yaşlarımıza değer veren sensin
Rahmetinle bizi arındıranda sensin
Nefsimizin bizi isyana sevketmesine izin verme…
Dertlerimiz sana ayandır.
Pişman olalım diye mühlet verende sensin
Allah mühlet verir ama ihmal etmez.
Her hak sahibinin hakkını hakkıyle verir.
İnanıyorum…….
Onun için zaten yaşıyorum.
Yaşasın yaşamayı hakedenler
Kahrolsun kahrolmayı hakedenler.
İnsan konumu gereği sosyal bir varlık olması hasebiyle kendisine emanet edilen bütün bu değerlerin hakkını vermek zorunda.Olması gereken yerde olmalı ve o yerin sorumluluğuna karşı bilinçli ve oldukça duyarlı olması gerekmektedir.Aksi hal ciddi sorunlara sebebiyet verir.
Her insan yaptığı işin hakkını verebilmeli,yetkisini kullanırken yeteneğini icra etmede asla geri durmamalı.Yetkiyi aldıktan sonra ihmal,imha ve ihanetin içinde olmamalı.Amir memurunu köleleştirmemeli memurda imarda dürüst olmalı.Sebep sonuç ilişkisinden her iki tarafta sorumlu tutulmalı.Karşılıklı haklarda haksızlık asla yapılmamalı.Hak hakkıyla kullanılmalı ve hakikatten kaynaklı olmalı.Asıl bağlayıcılık budur.Yoksa herkes kendine göre veya çapı nisbetinde veya bulunduğu yere göre kendisinin haklı olduğunu iddaa eder ve haklı olduğunu söylerse orada hak tecelli etmez
Hak haktan kaynaklanıyorsa hakikate dayanıyorsa haktır.işte bu bağlayıcıdır.herkes hakkına razı olmalıdır.Anlaşmazlık olduğunda hukukun üstünlüğüne başvurmalı anında adalet tecelli etmelidir.
Çünkü hak haklının en doğal hakkıdır.Hakkını alıncaya kadar haklıdır;hak yolunda.Adaletin olmadığı yerde zulum,zulmün olduğu yerde hayat hakkı yoktur.İnsan aklını ve iradesini hakkıyla kullanmalı…Aksi takdirde idare bozulur ve fesada gider.
Gerceklik algısı bozulduğu zaman zulum,düzeldiği zaman da adalet olur.Bir toplumda akidede tevhid yoksa onun sosyal boyutu olan vahdettede bozulma olur.Tevhid sade bir hakikat anlayışıdır ve bir bütündür.Parçalandığı zaman akidevi şirk olur.Parçalanan toplumsa eger sosyal şirk meydana gelmiştir.
Kendi kendine yeten tek varlık ALLAH 'tır.Kişi ve kurumlar böyle bir düşüncede iseler şirk koşmuş olurlar.Haklı olanların güçlü olduğu yer benim vatanım olmalı… çünkü güçlü olanların haklı olduğu yer de ne vatan olur ne de yar…
En hayırlı toplum hayra davet edendir.kendi aralarında hakkı hakim kılandır.yani iyiliği hakim kılan,kötülüğüde mahkum edendir.
Kendi aklına mukayyed olanve iradesine de malik olanlar nefsinin ve neslinin meliki olurlar.
Hakka bakan yüzümüzde dürüstlük tecelli etmeli.Halka bakan yüzümüzde de şefkat ve merhamet…ve bunu yakın takip eden adalet yerini bulmalı…
Huzur burda…Güvenlik ve emniyette burda…
Ya Rab… sana malum olan kusurlarımızla bizi utandırma .Darda koyma bizi. Gururdan,kibirden azad eyle nefsimizi .Islah eyle neslimizi.
Göz yaşlarımıza değer veren sensin
Rahmetinle bizi arındıranda sensin
Nefsimizin bizi isyana sevketmesine izin verme…
Dertlerimiz sana ayandır.
Pişman olalım diye mühlet verende sensin
Allah mühlet verir ama ihmal etmez.
Her hak sahibinin hakkını hakkıyle verir.
İnanıyorum…….
Onun için zaten yaşıyorum.
Yaşasın yaşamayı hakedenler
Kahrolsun kahrolmayı hakedenler.