Hakikaten Adaleti Yokmuş
'Futbolun adaleti yok' sözüne bir kez daha hem de tüm hakkaniyet ölçüleri, tüm vefa ve gösterilen iyi niyetler çiğnenerek şahit olduk.
Malumunuz Elazığspor 3.lige düştü. Aslında çok da sürpriz olmayan bu sonuç, “bir olumsuzluk olsun da hemen karşı atışlara başlayalım” diye pusuda bekleyen az ama sesi çok çıkan bir kesimi de harekete geçirdi.
Neymiş efendim, Elazığspor'u siyasiler düşürmüşmüş. Sanki kulübü yöneten, sevk ve idare eden, planlamalar yapan, sporcu alıp veren siyasilermiş gibi.
Kulübün bir başkanı, bir yönetimi bir vizyonu, ufku ve tasavvuru yokmuş gibi “vurun gitsin” siyasilere kolaycılığı...
Oysa siyasiler, özellikle ve öncelikle Elazığ Belediye Başkanı Şahin Şerifoğulları, tüm imkânlarını seferber etmişti.
Yönetimin talebinin de üstünde bir destek sağlayan ve hatta kendi ifadesi ile onlardan daha çok dert edinen ve gayret gösteren Başkan Şerifoğulları'nın tüm bu gayret ve samimiyetine; “Elazığspor'u Başkan Şerifoğulları küme düşürdü” demek vefasızlığın, hak bilmezliğin ve gerçekleri görmeden gelmenin çok ötesinde ve çok daha ağır cümlelerle tavsif edilmesi gereken bir tutum ve davranış. Hatta bir Elazığ insanının asla tevessül etmeyeceği, yapılan iyiliklere rağmen böyle bir tavrı ve tarzı asla göstermemesi gereken davranış.
Tarihinde ilk kez ilk oturumda çoğunluğu sağlayacak bir lobi ve büyük bir özgüvenle takımı almışsınız, yönetiminizi kurmuşsunuz, yola çıkmışsınız, yolda siyasilerimizden ve özellikle Başkan Şerifoğulları'ndan burada sayılamayacak kadar kabarık bir liste olan birçok destekler görmüşsünüz, günün sonunda ise tüm başarısızlıklarınızın ve beceriksizliğinizin faturasını Şerifoğulları'na fatura etmişsiniz. Ne kadar da basit değil mi?
Direksiyona geçmişsiniz, yola çıkmışsınız, iyi günlerde kaptanlığınızla gurur duymuş ve kendinize paye çıkarmışsınız ama günün sonunda kaza yapıp aracı şarampole yuvarlamışsınız ve ilginç bir şekilde kendi başarısızlığınızı, size en büyük desteği veren, kalbi ve yüreği Elazığspor için atan Belediye Başkanına yüklemeye çalışmışsınız… Yapılan “yansıtma” denen ve kendi başarısızlıklarını başka birine yüklemeye çalışmaktır ki bu mevzu da psikolojinin konusudur.
Ve bu hezeyanların peşine takılan bazı çevreler de anında klasik reflekslerinle gün yüzüne çıkıp, “Elazığspor'un düşmesine siyasiler sebep” oldu diyerek ne kadar “adil ve şeffaf” olduklarını gösterdiler.
Siyaset hiç bu kadar haksızca ve mesnetsizce zan altında kalmamıştı. Sulama projeleri tamam, deprem tamam, bürokrasinin bed yüzlülüğü tamam da Elazığspor için siyasileri hedef göstermek haksızlık ve insafsızlık olur ve yapılanlar ortada iken gayretullaha dokunur.
Yok yok.. Futbolun gerçekten adaleti yokmuş. Tablo bunu göstermiyor mu? O kadar gayret, destek ve samimi yaklaşımdan sonra duyulacak cümle bu mu olmalıydı?