'HAİN İÇERİDE OLUNCA KAPI KİLİT TUTMAZ OĞUL'
Dede korkut bu sözlerinin devamında 'Halkın içinde bozgunluk yapan haindir' demek suretiyle hainliğe bir pencere daha aralıyor
Dede korkut bu sözlerinin devamında 'Halkın içinde bozgunluk yapan haindir' demek suretiyle hainliğe bir pencere daha aralıyor.
İsterseniz bu pencereyi birazda biz genişletip bu ülke üzerinde oynan çirkin oyunları ve bu çirkin oyunların çirkin oyuncularını tanımaya çalışalım.
Ama tarafsız bir gözle bakıp, aklıselimle yaklaşarak…
***
15 Temmuz birileri için demokrasi bayramı olsa da birileri içinde çok kara bir gün olarak hafızalarımızda yerini alacaktır.
Çünkü 15 Temmuz Türk silahlı Kuvvetleri üniforması altında Türk silahlı Kuvvetlerine ait savaş uçakları ve tanklarıyla Türk milletine ateş açıldığı, Türkiye Büyük Millet Meclisinin bombalandığı,
İhanetin zirve yaptığı kapkara bir gündür.
Bu günü daha sağlıklı değerlendirmek için ülkemizi 15 Temmuz'a getiren sebeplere bakmak gerek.
***
Uzun yıllar öncesinde kendi evim de var olan bir TV kanalının izlenilmesini yasaklamış, çoluk çocuğuma 'Bu kanal zararlı bir kanaldır. Bu kanalı izlemeyin' demiş ve bu kanalı silmek içinde epey uğraşmış ancak becerememiştim.
İşte benimle birlikte bu beceriyi yapamayanların o kanalı Türkiye'nin gündeminde çıkaramayanların Türkiye'nin adım adım 15 Temmuz'a gelmesinde payları vardır.
O kanal Türkiye cumhuriyetinin kanla irfanla kurulan yapısına kin ve düşmanlıkla yanaşan bir kanaldı.
Demokrasi ve cumhuriyet düşmanlarının borazanıydı.
Salya sümük ağlayanların cumhuriyetimize ve laik Türkiye cumhuriyetinin yapısına, Atatürk ilke ve inkılplarına kin kusan bir iletişim aracıydı.
Kimse bu rezalete müdahale etmedi,
14 yıldır bu hükümet, bu ihaneti seyretti.
Neredeyse ağıtlar yakacaklardı bu terör örgütün başı hoca efendiye…
Siz bakmayın şimdi birilerinin günah çıkardığına. Fettullah Gülen'e Feto diyenlere 'Terbiyenizi takının' diyenler bile oldu bu ülkede…
Bu ülkede vatansever subaylarımızın, değerli komutanlarımızın içeriye tıkıldığı, haine hain - hırsıza hırsız - yobaza yobaz diyemediğimiz günler işte bu günlerdi.
***
Yıllar önce ülke genelinde dal budak salmaya çalışan bu hain güruh elindeki senaryoyu o kadar ustaca sahneye koydu ki bizim militan dediğimiz oyuncuları Türk Silahlı Kuvvetleri dhil adalet dairelerimize, liselerimize, üniversitelerimize akla gelen bütün kurum ve kuruluşlara hatta camilerimize bile çok usta manevralarla sızmış oldular.
Hatta bunların bazıları göz bebeğimiz dediğimiz ordumuzun en üst kademesine ve Cumhurbaşkanlığı külliyesine yerleşecek kadar mevki ve makam sahibi oldular.
Bu ihanet çetesi ulu bir çınar dediğimiz devlet yapısının ddigerarını oluşturdu. Ve biz bu ihaneti yok etmek yerine bu çınarın gölgesinde yatıp uyumayı tercih ettik. On dört sene bu çınarın gölgesinde serinledik.
'Ne istediler de vermedik' dedik.
Hep inandık onlara ve her defasında kandırıldık, aldatıldık.
***
Bir ülkenin Genel Kurmay Başkanı adi bir darbe girişimiyle darbeciler tarafından yakalanıyor ve esir alınıyorsa,
Atar damarımız konumunda olan Türkiye Büyük Millet Meclisi, can güvenliğimizden sorumlu emniyetimiz kendi uçaklarımızla bombalanıyor, camilerde salamız veriliyorsa,
Haini başka yerde aramanın hiçbir anlamı yoktur.
Çok büyük bir ihmalin eseri olan bu darbe yıllardan beri beslenip büyütülen bir darbedir. Dikkat ederseniz yılların birikimi olan bu darbe yılların ihmali ile dal budak olmuş ve bir örümcek ağı gibi bütün kurum ve kuruluşlarımızı çepe çevre sarmalamıştır. Bu gün hain her yerdedir, okulda, camide, kışlada, üniversitede, yargıda, siyasette, çarşıda, pazarda akla gelen her yerdedir.
Eğer ki bir ülkede Genel Kurmay Başkanının emir subayı,
Cumhurbaşkanın özel kalemi ve başyaveri,
Yargıtay ve Anayasa mahkemesi bazı üyeleri,
Bu ihanetin içerisindeyseler anahtarların değil bütün kapılarının değiştirilmesi gerekir oğul...
Özetleyecek olursak bu hasar sanıldığından daha büyüktür.
Giderilmesi ise çok uzun bir zaman alacaktır.
***
Bu darbe girişimiyle Türk Silahlı kuvvetlerinin hiçbir ilgi ve alakası bulunmamaktadır. İstisnalar kaideyi bozmasa da bu darbeyi önleyen ne vatandaşların cadde, sokak ve tanklara çıkması ve nede cumhurbaşkanının konuşmasıdır.
Türk silahlı kuvvetlerinin içerisine sızmış Feto'cuların yaptığı bu çirkin darbeyi önleyen yine silahlı kuvvetlerimizin içerisinde bulunan cumhuriyete sevdalı Atatürkçü, laik Türkiye Cumhuriyetinin şerefli komutanlarıdır.
Diğer bir ifadeyle tarikatlara bağlı bazı askerlerin yaptığı darbeyi Atatürk ilke ve inkılplarına bekçilik eden Atatürkçü subayların önlediği bir hakikattir.
Dede Korkut'un 'HAİN İÇERİDE OLUNCA KAPI KİLİT TUTMAZ OĞUL' sözleri de bu tezimizi doğrulayan bir gerçektir.
15 Temmuz iddia edildiği gibi bir demokrasi bayramı değil anası gaflet, babası ihanet olan gayrimeşru bir çocuğun dünyaya geliş tarihidir.
İsterseniz bu pencereyi birazda biz genişletip bu ülke üzerinde oynan çirkin oyunları ve bu çirkin oyunların çirkin oyuncularını tanımaya çalışalım.
Ama tarafsız bir gözle bakıp, aklıselimle yaklaşarak…
***
15 Temmuz birileri için demokrasi bayramı olsa da birileri içinde çok kara bir gün olarak hafızalarımızda yerini alacaktır.
Çünkü 15 Temmuz Türk silahlı Kuvvetleri üniforması altında Türk silahlı Kuvvetlerine ait savaş uçakları ve tanklarıyla Türk milletine ateş açıldığı, Türkiye Büyük Millet Meclisinin bombalandığı,
İhanetin zirve yaptığı kapkara bir gündür.
Bu günü daha sağlıklı değerlendirmek için ülkemizi 15 Temmuz'a getiren sebeplere bakmak gerek.
***
Uzun yıllar öncesinde kendi evim de var olan bir TV kanalının izlenilmesini yasaklamış, çoluk çocuğuma 'Bu kanal zararlı bir kanaldır. Bu kanalı izlemeyin' demiş ve bu kanalı silmek içinde epey uğraşmış ancak becerememiştim.
İşte benimle birlikte bu beceriyi yapamayanların o kanalı Türkiye'nin gündeminde çıkaramayanların Türkiye'nin adım adım 15 Temmuz'a gelmesinde payları vardır.
O kanal Türkiye cumhuriyetinin kanla irfanla kurulan yapısına kin ve düşmanlıkla yanaşan bir kanaldı.
Demokrasi ve cumhuriyet düşmanlarının borazanıydı.
Salya sümük ağlayanların cumhuriyetimize ve laik Türkiye cumhuriyetinin yapısına, Atatürk ilke ve inkılplarına kin kusan bir iletişim aracıydı.
Kimse bu rezalete müdahale etmedi,
14 yıldır bu hükümet, bu ihaneti seyretti.
Neredeyse ağıtlar yakacaklardı bu terör örgütün başı hoca efendiye…
Siz bakmayın şimdi birilerinin günah çıkardığına. Fettullah Gülen'e Feto diyenlere 'Terbiyenizi takının' diyenler bile oldu bu ülkede…
Bu ülkede vatansever subaylarımızın, değerli komutanlarımızın içeriye tıkıldığı, haine hain - hırsıza hırsız - yobaza yobaz diyemediğimiz günler işte bu günlerdi.
***
Yıllar önce ülke genelinde dal budak salmaya çalışan bu hain güruh elindeki senaryoyu o kadar ustaca sahneye koydu ki bizim militan dediğimiz oyuncuları Türk Silahlı Kuvvetleri dhil adalet dairelerimize, liselerimize, üniversitelerimize akla gelen bütün kurum ve kuruluşlara hatta camilerimize bile çok usta manevralarla sızmış oldular.
Hatta bunların bazıları göz bebeğimiz dediğimiz ordumuzun en üst kademesine ve Cumhurbaşkanlığı külliyesine yerleşecek kadar mevki ve makam sahibi oldular.
Bu ihanet çetesi ulu bir çınar dediğimiz devlet yapısının ddigerarını oluşturdu. Ve biz bu ihaneti yok etmek yerine bu çınarın gölgesinde yatıp uyumayı tercih ettik. On dört sene bu çınarın gölgesinde serinledik.
'Ne istediler de vermedik' dedik.
Hep inandık onlara ve her defasında kandırıldık, aldatıldık.
***
Bir ülkenin Genel Kurmay Başkanı adi bir darbe girişimiyle darbeciler tarafından yakalanıyor ve esir alınıyorsa,
Atar damarımız konumunda olan Türkiye Büyük Millet Meclisi, can güvenliğimizden sorumlu emniyetimiz kendi uçaklarımızla bombalanıyor, camilerde salamız veriliyorsa,
Haini başka yerde aramanın hiçbir anlamı yoktur.
Çok büyük bir ihmalin eseri olan bu darbe yıllardan beri beslenip büyütülen bir darbedir. Dikkat ederseniz yılların birikimi olan bu darbe yılların ihmali ile dal budak olmuş ve bir örümcek ağı gibi bütün kurum ve kuruluşlarımızı çepe çevre sarmalamıştır. Bu gün hain her yerdedir, okulda, camide, kışlada, üniversitede, yargıda, siyasette, çarşıda, pazarda akla gelen her yerdedir.
Eğer ki bir ülkede Genel Kurmay Başkanının emir subayı,
Cumhurbaşkanın özel kalemi ve başyaveri,
Yargıtay ve Anayasa mahkemesi bazı üyeleri,
Bu ihanetin içerisindeyseler anahtarların değil bütün kapılarının değiştirilmesi gerekir oğul...
Özetleyecek olursak bu hasar sanıldığından daha büyüktür.
Giderilmesi ise çok uzun bir zaman alacaktır.
***
Bu darbe girişimiyle Türk Silahlı kuvvetlerinin hiçbir ilgi ve alakası bulunmamaktadır. İstisnalar kaideyi bozmasa da bu darbeyi önleyen ne vatandaşların cadde, sokak ve tanklara çıkması ve nede cumhurbaşkanının konuşmasıdır.
Türk silahlı kuvvetlerinin içerisine sızmış Feto'cuların yaptığı bu çirkin darbeyi önleyen yine silahlı kuvvetlerimizin içerisinde bulunan cumhuriyete sevdalı Atatürkçü, laik Türkiye Cumhuriyetinin şerefli komutanlarıdır.
Diğer bir ifadeyle tarikatlara bağlı bazı askerlerin yaptığı darbeyi Atatürk ilke ve inkılplarına bekçilik eden Atatürkçü subayların önlediği bir hakikattir.
Dede Korkut'un 'HAİN İÇERİDE OLUNCA KAPI KİLİT TUTMAZ OĞUL' sözleri de bu tezimizi doğrulayan bir gerçektir.
15 Temmuz iddia edildiği gibi bir demokrasi bayramı değil anası gaflet, babası ihanet olan gayrimeşru bir çocuğun dünyaya geliş tarihidir.