GURBANINIZ OLALIM,YAPMAYIN!
Antep kültürü, mutfağı ve Anadolu insanının yardımlaşma ve dayanışmasının güzel işlendiği dizilerden biridir Benim Adım Melek isimli dizi. TRT'nin son dönemlerde dizi sektöründeki başarılarına bir yenisini eklediği dizideki lokantası olan büyük kardeş Mahmut'un zaman zaman huysuzluk eden eşine yöresel ağızla yalvarması sahnesini izleyenler çok iyi bilir.
O kadar samimi ve içten 'Gurban olduğum benim, yapma işte bunu da…. Niye böyle yapıyon, niye durduk yere iş çıkartıyon' ve daha birçok cümle…
Bu cümlelerin hepsinin özünde; güzel giden, iyi gitmesi istenen ve beklenen bir şeylerin kötüye gitmesine sebep olan kişilere bir yalvarma ve yakarma cümleleri bunlar.
Niye bunları anlattık… İlimizde çok şiddetli bir deprem oldu. 6.8 şiddetine rağmen Allah'a şükür ki çok sayıda can kaybımız olmadı. Binalarımızın çoğu ağır hasar alsa da ayakta kalmayı başardılar.
Devletimiz tüm imknları ile anında deprem bölgesinde oldu ve her konuda varlığını gösterdi. Halkımız da tüm bu fedakrlıkları gördü ve hakkı teslim ederek tüm bunlara şükran duygularını iletti.
Ancak bizden olan, bizim olan, önde olan bazı isimlerin yapmaması gerekenleri yapması bizleri çok üzdü. Depremin acılarını yaşayan halkımız kendi sorunları ile ilgilenilmesini beklerken birilerinin küçük hesapla içine düşüp yanlış yaptıklarını duyması hepimizi üzdü.
Bizim seçtiğimiz, bizim menfaatlerimizi Ankara'da korumak ve şehre yansıtmak için gönderdiğimiz isimlerin, yükümüzü alma yerine şehre ve devletimize yük olması hoş şeyler değil.
Sizlere lokantacı Mahmutça sesleniyoruz. 'Gurbanız olalım yapmayın böyle şeyler. Yarınlarda geldi ve hizmet etti gitti. Allah kendisinden razı olsun' dedirmenin gayretinde olun. Farklı duygu ve cümlelerle anılmayı gerektirecek küçük hesaplar peşinde olmayın. Size de yazıktır, sizi o makamlara getiren siyasi iradeye ve özellikle Cumhurbaşkanı Erdoğan'a da…
O kadar samimi ve içten 'Gurban olduğum benim, yapma işte bunu da…. Niye böyle yapıyon, niye durduk yere iş çıkartıyon' ve daha birçok cümle…
Bu cümlelerin hepsinin özünde; güzel giden, iyi gitmesi istenen ve beklenen bir şeylerin kötüye gitmesine sebep olan kişilere bir yalvarma ve yakarma cümleleri bunlar.
Niye bunları anlattık… İlimizde çok şiddetli bir deprem oldu. 6.8 şiddetine rağmen Allah'a şükür ki çok sayıda can kaybımız olmadı. Binalarımızın çoğu ağır hasar alsa da ayakta kalmayı başardılar.
Devletimiz tüm imknları ile anında deprem bölgesinde oldu ve her konuda varlığını gösterdi. Halkımız da tüm bu fedakrlıkları gördü ve hakkı teslim ederek tüm bunlara şükran duygularını iletti.
Ancak bizden olan, bizim olan, önde olan bazı isimlerin yapmaması gerekenleri yapması bizleri çok üzdü. Depremin acılarını yaşayan halkımız kendi sorunları ile ilgilenilmesini beklerken birilerinin küçük hesapla içine düşüp yanlış yaptıklarını duyması hepimizi üzdü.
Bizim seçtiğimiz, bizim menfaatlerimizi Ankara'da korumak ve şehre yansıtmak için gönderdiğimiz isimlerin, yükümüzü alma yerine şehre ve devletimize yük olması hoş şeyler değil.
Sizlere lokantacı Mahmutça sesleniyoruz. 'Gurbanız olalım yapmayın böyle şeyler. Yarınlarda geldi ve hizmet etti gitti. Allah kendisinden razı olsun' dedirmenin gayretinde olun. Farklı duygu ve cümlelerle anılmayı gerektirecek küçük hesaplar peşinde olmayın. Size de yazıktır, sizi o makamlara getiren siyasi iradeye ve özellikle Cumhurbaşkanı Erdoğan'a da…