GÜNDESİYLE GÜNCEL GÜNDEM
İhtiva ettiği konunun ehemmiyetinin eseri olsak gerek Evet mi Hayır' mı Gündemi bir hayli meşgul etmekte bu aralar
İhtiva ettiği konunun ehemmiyetinin eseri olsak gerek Evet mi Hayır' mı Gündemi bir hayli meşgul etmekte bu aralar...
Tabi, olması gerekende bu… Çünkü tüm geleceğimizi yeniden şekillendirecek bir anayasa değişikliği bu…
Öncelikle belirtmek isterim ki bu millet hiçbir zaman yanlışa düşmemiş, hiçbir zaman yanlışa selam duran, taraf olup destekleyen bir huzmeye şümul olmamıştır. Devletin menfaatine aykırı hiçbir oluşumda bilerek yer almamıştır. Rüzgrın esintisine kapılmadılar diyemem elbet, ancak; buna da ne yazık ki sistem sebep olmuş, dönemin şartları bu durumu zorunlu kılmıştır. Burada anlatmak istediğim bir kesim değil elbet… Topyekûn bir Milletten bahsediyorum… Her türlü fikre ve düşünceye sahip toplumun bütününü kapsayan aziz bir Milletten…
Farklı görüşler bizi, fikriyatımızdaki zenginliğe, tahammülümüzdeki olgunluğa, birlik ve beraberliğe, neticede doğruya ulaştıracaktır. Unutmayalım ki bizim bizden başka kimsemiz olmadığı gibi düşüncelerimizi paylaşmayanlar ile biz, bir olmakla 'Biz' olabilmekteyiz. Öyle bir sürecin içerisindeyiz ki bu süreç aşırı duygusal hareketleri kabul etmemekte, akıl penceresinden itidali, aşırı duygu zemininden soğukkanlı hareket etmeyi zorunlu kılmaktadır.
Görülen odur ki şuan ki sistem, içinde bulunduğumuz zorlu coğrafyada yaşayan bu denli dinamik bir milletin ihtiyaçlarını karşılayamamakta, Parlamenter Cumhuriyet sisteminin en büyük sıkıntılarından biri olan Koalisyon hükümetleri, dünyadaki değişim ve gelişimlere ayak uyduramamaktadır.
Dünya gündemi çok hızlı bir şekilde değişip, sömürü zihniyeti farklı çıkar çatışmalarını beraberinde getirmekte iken farklı düşüncelere sahip Cumhurbaşkanı ve başbakanın birbirine bağımlı yetkileri, değişen duruma göre hızlı pozisyon almamızı zora sokmaktadır.
İşte yeni anayasa değişikliği tam da bu gibi durumlarda; etkin, sürdürülebilir ve hızlı hareket kabiliyeti sağlıyor siyasi iktidara… Bu anayasa değişikliğiyle asıl amaçlanan da bu aslında, siyasi iktidarın devamlılığını sağlayan daha güçlü bir yapı, dar bir alana sıkışmamış daha etkin ve hızlı hareket etme kabiliyeti…
Millet Evet ile Cumhurbaşkanına ülkenin yönetimi ve halkının idamesi hususunda gerekli yetkiyi verirken; yasama ve hükümeti denetleme yetkisini de kendisini temsile yetkili vekillere vermektedir. Bu anayasa değişikliği ile Cumhurbaşkanına Meclisin onayı ile OHAL ilan etme yetkisi verilip, sıkıyönetim karmaşası anayasadan çıkarılmak suretiyle ortadan kaldırılmaktadır. Milletvekili seçilme yaşı askerlik ile ilişiği olmama koşuluyla on sekiz yaşına indirilmekte, milletin temsil hakkı vekillerin sayısının 600'e çıkarılmasıyla arattırılmaktadır. Partili olmayan bir vatandaşın da yüz bin seçmen tarafından Cumhurbaşkanı adayı gösterilebiliyor olması, milletin teveccühünü elde eden herhangi bir vatandaşın da Cumhurbaşkanı olabilmesine imkn tanımaktadır.
Belirtilen gücün bir kişinin tekelinde tehlikeli bir hal almaması ve siyasi iktidara sağlanan heyecanın ve dinamik yapının sürdürülebilir olması düşünülmüş olsa gerek, 'bir kişinin en fazla iki defa Cumhurbaşkanı seçile bileceği' maddesi eklenmiş yeni anayasa değişikliği maddelerinin arasına. Ayrıca seçilen Cumhurbaşkanının yaptığı tüm iş ve işlemlerden ötürü halka hesap verecek olmasının yanında, soruşturulma ve yüce divana sevk edilebilirliği ile sorumsuzluğu da ortadan kaldırılıyor.
'Evet' diyor isek, bize getirisi yukarıda saydıklarımız olurken; 'Hayır', her şey çok güzel, sistemde hiçbir problem yok ve biz bu şekilde çok mutluyuz diyor isek…
Günün şartlarını da düşünerek sormamız gereken soru;
Parlamenter Cumhuriyet sisteminin bu millete sağladığı fayda nedir, neden bu sistem?
Sorusu olacaktır…
Tabi, olması gerekende bu… Çünkü tüm geleceğimizi yeniden şekillendirecek bir anayasa değişikliği bu…
Öncelikle belirtmek isterim ki bu millet hiçbir zaman yanlışa düşmemiş, hiçbir zaman yanlışa selam duran, taraf olup destekleyen bir huzmeye şümul olmamıştır. Devletin menfaatine aykırı hiçbir oluşumda bilerek yer almamıştır. Rüzgrın esintisine kapılmadılar diyemem elbet, ancak; buna da ne yazık ki sistem sebep olmuş, dönemin şartları bu durumu zorunlu kılmıştır. Burada anlatmak istediğim bir kesim değil elbet… Topyekûn bir Milletten bahsediyorum… Her türlü fikre ve düşünceye sahip toplumun bütününü kapsayan aziz bir Milletten…
Farklı görüşler bizi, fikriyatımızdaki zenginliğe, tahammülümüzdeki olgunluğa, birlik ve beraberliğe, neticede doğruya ulaştıracaktır. Unutmayalım ki bizim bizden başka kimsemiz olmadığı gibi düşüncelerimizi paylaşmayanlar ile biz, bir olmakla 'Biz' olabilmekteyiz. Öyle bir sürecin içerisindeyiz ki bu süreç aşırı duygusal hareketleri kabul etmemekte, akıl penceresinden itidali, aşırı duygu zemininden soğukkanlı hareket etmeyi zorunlu kılmaktadır.
Görülen odur ki şuan ki sistem, içinde bulunduğumuz zorlu coğrafyada yaşayan bu denli dinamik bir milletin ihtiyaçlarını karşılayamamakta, Parlamenter Cumhuriyet sisteminin en büyük sıkıntılarından biri olan Koalisyon hükümetleri, dünyadaki değişim ve gelişimlere ayak uyduramamaktadır.
Dünya gündemi çok hızlı bir şekilde değişip, sömürü zihniyeti farklı çıkar çatışmalarını beraberinde getirmekte iken farklı düşüncelere sahip Cumhurbaşkanı ve başbakanın birbirine bağımlı yetkileri, değişen duruma göre hızlı pozisyon almamızı zora sokmaktadır.
İşte yeni anayasa değişikliği tam da bu gibi durumlarda; etkin, sürdürülebilir ve hızlı hareket kabiliyeti sağlıyor siyasi iktidara… Bu anayasa değişikliğiyle asıl amaçlanan da bu aslında, siyasi iktidarın devamlılığını sağlayan daha güçlü bir yapı, dar bir alana sıkışmamış daha etkin ve hızlı hareket etme kabiliyeti…
Millet Evet ile Cumhurbaşkanına ülkenin yönetimi ve halkının idamesi hususunda gerekli yetkiyi verirken; yasama ve hükümeti denetleme yetkisini de kendisini temsile yetkili vekillere vermektedir. Bu anayasa değişikliği ile Cumhurbaşkanına Meclisin onayı ile OHAL ilan etme yetkisi verilip, sıkıyönetim karmaşası anayasadan çıkarılmak suretiyle ortadan kaldırılmaktadır. Milletvekili seçilme yaşı askerlik ile ilişiği olmama koşuluyla on sekiz yaşına indirilmekte, milletin temsil hakkı vekillerin sayısının 600'e çıkarılmasıyla arattırılmaktadır. Partili olmayan bir vatandaşın da yüz bin seçmen tarafından Cumhurbaşkanı adayı gösterilebiliyor olması, milletin teveccühünü elde eden herhangi bir vatandaşın da Cumhurbaşkanı olabilmesine imkn tanımaktadır.
Belirtilen gücün bir kişinin tekelinde tehlikeli bir hal almaması ve siyasi iktidara sağlanan heyecanın ve dinamik yapının sürdürülebilir olması düşünülmüş olsa gerek, 'bir kişinin en fazla iki defa Cumhurbaşkanı seçile bileceği' maddesi eklenmiş yeni anayasa değişikliği maddelerinin arasına. Ayrıca seçilen Cumhurbaşkanının yaptığı tüm iş ve işlemlerden ötürü halka hesap verecek olmasının yanında, soruşturulma ve yüce divana sevk edilebilirliği ile sorumsuzluğu da ortadan kaldırılıyor.
'Evet' diyor isek, bize getirisi yukarıda saydıklarımız olurken; 'Hayır', her şey çok güzel, sistemde hiçbir problem yok ve biz bu şekilde çok mutluyuz diyor isek…
Günün şartlarını da düşünerek sormamız gereken soru;
Parlamenter Cumhuriyet sisteminin bu millete sağladığı fayda nedir, neden bu sistem?
Sorusu olacaktır…