GÜNAYDIN!
Tarihler 25 Ekimi gösterirken artık tüm şehrin tiryakisi ve sıkı takipçisi olduğu Hakimiyet'e Göre köşemizde 'BÖYLE Mİ OLACAKTIK?' başlığı ile bir yazı kaleme almıştık.
Elazığlı olan ve bulunduğu şehirde de 'Elazığlılar' olarak nam salmış bir oluşumun resmi kayıtlara yansımış, adli mercilere intikal etmiş bir vakasından söz etmiş ve yazıyı:
'Mardin merkezli yolsuzluk ve usulsüzlük iddiaları haber metninde geçen ' Halk arasında Elazığlılar olarak bilinen iş adamlarından biri' ifadesini söyletmek, bu şehre yapılan en büyük kötülüktür.
Biz her fırsatta merhum Bünyamin Eroğlu'nun;
'Vatanın elleri çok güzel amma. Gakgoşlar diyarı Elaziz başka' şiirinin haklı gururunu yaşarken, Mardin'den gelen haber hiç olmadı.
Elazığ'ın ve Elazığlının itibarı hiç bir bedelle ve maddi karşılıkla zedelenmemeli. Zedelenmeye kapı aralayacak adımlardan kaçınılmalı ve fırsat verilmemeli.'
Bu yazıyı bizler 25 Ekimde yazmıştık. Yani tam iki ay önce. İçişleri bakanlığı müfettişlerinin raporları, mahkemenin iddianameleri ve isnat edilen suçları tek tek yazmış ve bu durumun Elazığlı algısına ciddi zararlar verdiğini içimiz yanarak ifade etmiştik.
İki ay boyunca bu konuyla ilgili şehirde bir yaprak kımıldamadı.. Taki, eski ETSO Kadın Girişimciler Gurubu Başkanı Ayşegül Metin Hanımefendi'nin isim vermeden bu olayı, şirketi ve bu şirkete ilimizde de ihale verildiğini ima eden paylaşımına kadar…
Her ne kadar Ayşegül Hanım, nereden ve nasıl bir tepki ya da uyarı alıp da paylaşımını bir süre sonra kaldırmış olsa da (aynı uyarıyı iki ay önce bizlerde almıştık) bu paylaşımdan sonra birçok duyarlı kesim, şirketin kim olduğunu, açıklanması gerektiğini ve bunun müsebbiplerinin açıklanmasına dair kahramanca(?) paylaşımlarda bulundular.
Burada Hakimiyet'e pay çıkarmak ve olayları iki ay öncesinden öyle ima ya da dolaylı anlatımla değil, şirketin ismini ve usulsüzlükleri resmi evraklardan veren bir yayıncılıktan söz edip hava atmak istemeyiz. Gazetemizin gücü, özgürlüğü ve cesaretindendir. Buradan aldığımız güç ve güven, birilerinin çomak sokmak değil imadan bile korktukları kovana elimizi de kalemimizi de sokmaktan çekinmedik, çekinmeyiz..
Ayşegül Hanım, isim vermeyerek bir olaya dikkat çekme duyarlılığını göstermiş ve doğru olanı yapmış. Oysa biz, tam 60 gün önce gazetecilik duyarlılığı ve hassasiyetiyle ilimiz ve Elazığlılar üzerinde kara bulutlar gezdirilmesine sebep olan isimleri de şirketi de açıklamışız.
Mardin meselesi yargıdadır ve bizim takibimizdedir. Elazığ ile ilgili bölüm ise yöneticilerimizin gündeminde olmalı, duyarlılık gösterilmeli…
Aksi takdirde Mardin'de yaşanan 'Elazığlılar' vakası bu kez şehrimizde 'Mardindekiler' olarak tekrar eder ve birçok bürokratı ve yöneticiyi de birlikle götürür.
Elazığlı olan ve bulunduğu şehirde de 'Elazığlılar' olarak nam salmış bir oluşumun resmi kayıtlara yansımış, adli mercilere intikal etmiş bir vakasından söz etmiş ve yazıyı:
'Mardin merkezli yolsuzluk ve usulsüzlük iddiaları haber metninde geçen ' Halk arasında Elazığlılar olarak bilinen iş adamlarından biri' ifadesini söyletmek, bu şehre yapılan en büyük kötülüktür.
Biz her fırsatta merhum Bünyamin Eroğlu'nun;
'Vatanın elleri çok güzel amma. Gakgoşlar diyarı Elaziz başka' şiirinin haklı gururunu yaşarken, Mardin'den gelen haber hiç olmadı.
Elazığ'ın ve Elazığlının itibarı hiç bir bedelle ve maddi karşılıkla zedelenmemeli. Zedelenmeye kapı aralayacak adımlardan kaçınılmalı ve fırsat verilmemeli.'
Bu yazıyı bizler 25 Ekimde yazmıştık. Yani tam iki ay önce. İçişleri bakanlığı müfettişlerinin raporları, mahkemenin iddianameleri ve isnat edilen suçları tek tek yazmış ve bu durumun Elazığlı algısına ciddi zararlar verdiğini içimiz yanarak ifade etmiştik.
İki ay boyunca bu konuyla ilgili şehirde bir yaprak kımıldamadı.. Taki, eski ETSO Kadın Girişimciler Gurubu Başkanı Ayşegül Metin Hanımefendi'nin isim vermeden bu olayı, şirketi ve bu şirkete ilimizde de ihale verildiğini ima eden paylaşımına kadar…
Her ne kadar Ayşegül Hanım, nereden ve nasıl bir tepki ya da uyarı alıp da paylaşımını bir süre sonra kaldırmış olsa da (aynı uyarıyı iki ay önce bizlerde almıştık) bu paylaşımdan sonra birçok duyarlı kesim, şirketin kim olduğunu, açıklanması gerektiğini ve bunun müsebbiplerinin açıklanmasına dair kahramanca(?) paylaşımlarda bulundular.
Burada Hakimiyet'e pay çıkarmak ve olayları iki ay öncesinden öyle ima ya da dolaylı anlatımla değil, şirketin ismini ve usulsüzlükleri resmi evraklardan veren bir yayıncılıktan söz edip hava atmak istemeyiz. Gazetemizin gücü, özgürlüğü ve cesaretindendir. Buradan aldığımız güç ve güven, birilerinin çomak sokmak değil imadan bile korktukları kovana elimizi de kalemimizi de sokmaktan çekinmedik, çekinmeyiz..
Ayşegül Hanım, isim vermeyerek bir olaya dikkat çekme duyarlılığını göstermiş ve doğru olanı yapmış. Oysa biz, tam 60 gün önce gazetecilik duyarlılığı ve hassasiyetiyle ilimiz ve Elazığlılar üzerinde kara bulutlar gezdirilmesine sebep olan isimleri de şirketi de açıklamışız.
Mardin meselesi yargıdadır ve bizim takibimizdedir. Elazığ ile ilgili bölüm ise yöneticilerimizin gündeminde olmalı, duyarlılık gösterilmeli…
Aksi takdirde Mardin'de yaşanan 'Elazığlılar' vakası bu kez şehrimizde 'Mardindekiler' olarak tekrar eder ve birçok bürokratı ve yöneticiyi de birlikle götürür.