'Göz teması kurabilir miyiz'
Katledilen öğretim görevlisi Aylin Sözer cinayetine, tepkiler dinmek bilmiyor.
Dün evinde katledilen öğretim görevlisi Aylin Sözer'in görev yaptığı üniversitede yas vardı.
Üniversitedeki odasına yazılar asan öğrencileri, birbirinden duygusal mesajlar verirken, bu anları Habertürk kamerası da canlı olarak yayınladı.
Gün Ortası'nda üniversiteye bağlantı yapan Hülya Hökenek, son durum hakkında bilgiler alırken, o yayın sonunda büyük tepki gösterdi.
Hökenek, 'Ne desek bilemedik. Gerçekten, dün Türkiye'de 3 tane kadın öldürüldü. Biri başından vuruldu, biri bıçaklandı, biri de yakıldı. Birincisi kadın cinayetleri, politiktir. İkincisi, lanet olsun diyorum bu erkek düzenine. Gaddarca, vahşice başımızda bulunan bu erkek düzenine… Ve dahası gaddarlığı kendinde vahşiliği kendinde hak gören o erkek düzenine…' dedi.
Hökenek'ten sonra Habertürk ekranlarının sevilen spikerlerinden Afşin Yurdakul da Aylin Sözer cinayetiyle ilgili tepki gösterdi. Yurdakul'un konuşurken ağlaması dikkatlerden kaçmadı.
Habertürk ekranlarında yayınlanan HT 360 programında sunucu Afşin Yurdakul, Türkiye Kadın Dernekleri Federasyonu Başkanı Canan Güllü'yü konuk etti.
Yurdakul, Canan Güllü'nün canlı yayından ayrılmasının ardından yaşanan kadın cinayetlerine tepki gösterdi.
Konuşmaya başladığı sırada ağlaması dikkatlerden kaçmayan Yurdakul, 'Rica etsem bir göz teması kurabilir miyiz karar vericilerimizle.' diyerek rejiden kamerayı gözlerine yaklaştırmasını istedi.
'360'dan bir çağrımız var.' cümlesiyle tepkisini dile getiren Afşin Yurdakul, yetkililere seslendi.
Türkiye'de kadın cinayetlerinin artık bir son bulması gerektiğini belirten Yurdakul, 'Artık kanuna, yönetmeliğe koyduğumuzu uygulayalım, 2021 ağıt değil, eyleme geçme yılı olsun.' dedi.
Ne diyelim, lanet olsun erkek düzenine dense de bizi artık anlayın çığlıkları gözyaşları eşliğinde ifade etse de kesilmedi bir türlü bu erkek şiddetinin sonu.
O çok bel bağlanılan İstanbul Sözleşmesi de koruyamadı savunmasız ve korumasız kadınlarımızı.
Ne yapılır nasıl yapılır bilinmez ama insanların kalbinden uçup giden merhamet ve bir insanı acımazsızca hayattan koparmaya engel olacak ulvi düşünce nasıl ikame edilir ciddi ciddi düşünmemiz lazım. Sadece devlet yetkilileri değil, hepimiz bu konuya çok kafa yormalı ve nereden başlayacağımıza dair yol haritamızı belirlemeliyiz.
Dün evinde katledilen öğretim görevlisi Aylin Sözer'in görev yaptığı üniversitede yas vardı.
Üniversitedeki odasına yazılar asan öğrencileri, birbirinden duygusal mesajlar verirken, bu anları Habertürk kamerası da canlı olarak yayınladı.
Gün Ortası'nda üniversiteye bağlantı yapan Hülya Hökenek, son durum hakkında bilgiler alırken, o yayın sonunda büyük tepki gösterdi.
Hökenek, 'Ne desek bilemedik. Gerçekten, dün Türkiye'de 3 tane kadın öldürüldü. Biri başından vuruldu, biri bıçaklandı, biri de yakıldı. Birincisi kadın cinayetleri, politiktir. İkincisi, lanet olsun diyorum bu erkek düzenine. Gaddarca, vahşice başımızda bulunan bu erkek düzenine… Ve dahası gaddarlığı kendinde vahşiliği kendinde hak gören o erkek düzenine…' dedi.
Hökenek'ten sonra Habertürk ekranlarının sevilen spikerlerinden Afşin Yurdakul da Aylin Sözer cinayetiyle ilgili tepki gösterdi. Yurdakul'un konuşurken ağlaması dikkatlerden kaçmadı.
Habertürk ekranlarında yayınlanan HT 360 programında sunucu Afşin Yurdakul, Türkiye Kadın Dernekleri Federasyonu Başkanı Canan Güllü'yü konuk etti.
Yurdakul, Canan Güllü'nün canlı yayından ayrılmasının ardından yaşanan kadın cinayetlerine tepki gösterdi.
Konuşmaya başladığı sırada ağlaması dikkatlerden kaçmayan Yurdakul, 'Rica etsem bir göz teması kurabilir miyiz karar vericilerimizle.' diyerek rejiden kamerayı gözlerine yaklaştırmasını istedi.
'360'dan bir çağrımız var.' cümlesiyle tepkisini dile getiren Afşin Yurdakul, yetkililere seslendi.
Türkiye'de kadın cinayetlerinin artık bir son bulması gerektiğini belirten Yurdakul, 'Artık kanuna, yönetmeliğe koyduğumuzu uygulayalım, 2021 ağıt değil, eyleme geçme yılı olsun.' dedi.
Ne diyelim, lanet olsun erkek düzenine dense de bizi artık anlayın çığlıkları gözyaşları eşliğinde ifade etse de kesilmedi bir türlü bu erkek şiddetinin sonu.
O çok bel bağlanılan İstanbul Sözleşmesi de koruyamadı savunmasız ve korumasız kadınlarımızı.
Ne yapılır nasıl yapılır bilinmez ama insanların kalbinden uçup giden merhamet ve bir insanı acımazsızca hayattan koparmaya engel olacak ulvi düşünce nasıl ikame edilir ciddi ciddi düşünmemiz lazım. Sadece devlet yetkilileri değil, hepimiz bu konuya çok kafa yormalı ve nereden başlayacağımıza dair yol haritamızı belirlemeliyiz.