GİDELİM HALİS ABE!...
Şehrin renkli siması Halis Yıldız'a hak vermemek mümkün değil...
Hani zaman zaman şehirdeki yanlış ve yamukluklara isyan edip de haklı olarak 'gidesim var' restini çekiyor ya Halis Abimiz… Yerden göğe haklı. Nasıl mı diyeceksiniz. Bu şehirde hiç kimse vicdanı, onu geçtik aklıyla bile konuşmuyor ve yazmıyor. Hareket kaynağımız hislerimiz, sevgimiz ya da nefretimiz.
Sevdiğimiz insanın hatalarını yok sayıp görmezden geliyor, ama gıcık olduğumuz insanların erdemli tavırları vefakrlıkları bile gözümüze batıyor ve hata olarak lanse ediliyor.
Şehrin birçok köyünü içine alan devasa bir yangın oluyor, o sırada ziyaret amaçlı olarak o bölgede bulunan bir ismin aracına ihtiyaç duyulduğu ifade ediliyor, o isim de hiç düşünmeden yangının büyüklüğüne göre aracını veriyor.
Rüzgrla büyüyen yangın, aracın yanmasına sebebiyet veriyor. İşte bazı çevrelerin olaya gizem katma ve sanki kaçak göçek şaibeli bir iş varmış gibi, kanunsuz bir iş yapılmış gibi muammalı sorular sorulması, daha da öteye giderek bir yerlere mesaj verilerek mağdurun daha da mağdur edilmesi gibi bir role soyunulması….
Dedik ya bu şehirden gidesi geliyor insanın…. Empati yapmayı geçtik olayın mağduru olmuş bir isme geçmiş olsun demek, onun acısını hafifletmek yerine bir tekme de biz vuralım da yerin dibine sokalım diyen tek şehir biziz galiba.. Hele bu hazin hikaye-yi mağdurinden şahsi edinim rüyaları görenlere ne demeli….Yazık demek içimizden geliyor ama yazık kelimesine de yazık etmek istemiyoruz…
Ahmet Tevfik Ozan'ın kulakları çınlasın. Hani tekrarlarını sıklıkla dinlediğimiz 'Ardıç Dalı' programında Kayseri esnafının ve halkının nasıl bir felaket esnasında birleştiklerini, iflas eden bir firmanın aynı işi yapan diğer firmalar tarafından nasıl iflastan kurtarıldığını örnekleri ile anlatıyor ya… Ahmet Hocam sen anlattın ama biz dinlemedik ve ders almadık bu örneklerden.
Sevdiğimiz insanın hatalarını yok sayıp görmezden geliyor, ama gıcık olduğumuz insanların erdemli tavırları vefakrlıkları bile gözümüze batıyor ve hata olarak lanse ediliyor.
Şehrin birçok köyünü içine alan devasa bir yangın oluyor, o sırada ziyaret amaçlı olarak o bölgede bulunan bir ismin aracına ihtiyaç duyulduğu ifade ediliyor, o isim de hiç düşünmeden yangının büyüklüğüne göre aracını veriyor.
Rüzgrla büyüyen yangın, aracın yanmasına sebebiyet veriyor. İşte bazı çevrelerin olaya gizem katma ve sanki kaçak göçek şaibeli bir iş varmış gibi, kanunsuz bir iş yapılmış gibi muammalı sorular sorulması, daha da öteye giderek bir yerlere mesaj verilerek mağdurun daha da mağdur edilmesi gibi bir role soyunulması….
Dedik ya bu şehirden gidesi geliyor insanın…. Empati yapmayı geçtik olayın mağduru olmuş bir isme geçmiş olsun demek, onun acısını hafifletmek yerine bir tekme de biz vuralım da yerin dibine sokalım diyen tek şehir biziz galiba.. Hele bu hazin hikaye-yi mağdurinden şahsi edinim rüyaları görenlere ne demeli….Yazık demek içimizden geliyor ama yazık kelimesine de yazık etmek istemiyoruz…
Ahmet Tevfik Ozan'ın kulakları çınlasın. Hani tekrarlarını sıklıkla dinlediğimiz 'Ardıç Dalı' programında Kayseri esnafının ve halkının nasıl bir felaket esnasında birleştiklerini, iflas eden bir firmanın aynı işi yapan diğer firmalar tarafından nasıl iflastan kurtarıldığını örnekleri ile anlatıyor ya… Ahmet Hocam sen anlattın ama biz dinlemedik ve ders almadık bu örneklerden.