Gençlerdeki Öfke Patlaması
Cuma namazı esnasında merkezi sistemle dinlediğimiz vaazda hoca efendinin tam da 'trafikte haklı dahi olsanız aman ha tartışmayın, özür dileyip uzaklaşın' tavsiyesini dinlerken, ısrarla çalan telefonda olumsuz bir haber kokusu almıştım. Konuşamadığımız için mesajlaştığımız meslektaşımdan Kanal Fırat'ın sempatik, sevecen ve saygılı yüzü Semra Demirelli'nin silahla vurulduğu bilgisi geldi.
Kim vurmuş soruma gelen cevap ise “erkek arkadaşı” oldu.
Hayatlarının baharında ve daha çok güzel şeyler yaşayacak iki gencin biri mezara gitti biri yaşam savaşı veriyor.
Olay nasıl oldu, neden oldu gibi soruların artık hiçbir önemi ve hükmü yok. Önemli olan gençlerimizin bu tür şiddet ve cinayetlere yönelmelerinin sebebi ve bu duyguları besleyen alt yapının ne olduğu ve bunu menfiden müspete çekmek için neler yapılacağı?
Bir gencin en sevdiğini vurmasını tetikleyen sosyal ve psikolojik dürtüler ne? Nasıl bir tahammülsüzlük ki gençlerde cinayete varan öfke patlamasına sebep oluyor.
Hız ve haz çağını yaşıyoruz dedik ama bu hız öfke, şiddet ve cinayetlerde de kendini gösteriyor. Arkadaşının bir sözüne sinirlenen gençler, olmadık çılgınlıklar yapabiliyor ve sonunda hayatı birlikte yaşamak için yola çıkmaya hazırlandığı arkadaşını öldürebiliyor.
Bizler, aileyi kurtaralım derken gençlerimizi de kaybettik. Gençlerimiz artık izledikleri şiddet filmlerinin etkisi ile racon kesiyor, “vururum” diyor, “öldürdüm” diyor ve günün birinde de vurup öldürüyor.
Oysa hayatta yaşatmak daha güzel. Yaşam kaynağı ve muhabbet membaı olmak daha güzel. Bir yola çıkarken o yolun getirdiği yükleri yüklenmek daha güzel.
Taşınamayacak raddeye gelen zorluklar ve umutsuz hale gelen vakalar sonrası gereksiz tahammüllerin sırtını sıvazlamayı bırakıp uzak durmanın rahatlığına bürünün gençler. Belki bu biraz geç olur ama her halükarda lazım ve elzemdir.
Semra kardeşimize acil şifalar, medya camiamıza geçmiş olsun dileklerimizi iletiyoruz.