GELENEĞİ GELECEĞE TAŞIYAN MEKAN
BAŞAK MERAL GÜNDÜZ/1275 yılında Artuklu Döneminde kervansaray olarak yapılmış olan Artuklu Kervansarayı, Cumhuriyet'ten önce okul olarak kullanılmış sonraki yıllarda Mungan ailesi ve daha sonra da çeşitli aileler tarafından sahiplenilmiştir. Kervansaray sahibi Burak SÜMER, bizlere mekan hakkında bilgiler verdi...
Bir dönem Hisar Binası (Tekel) olarak hizmet vermiş ve en son ekmek fırını olarak kullanılmış.
2003 yılında otel haline getirilen bina 2005 yılından itibaren otel olarak hizmet vermeye devam etmektedir.
ARTUKLULARDAN KALMA KONUKSEVERLİK ANITIDIR TIPKI HARPUT GİBİ
Farklı dinlerin iç içe geçtiği, kültürlerin birbirleriyle uyum içinde zaman sahnesinde akıp gittiği, tarihiyle hayran bırakan, mimarisiyle göz kamaştıran kadim kent… Yani Mardin. M.Ö. 3000'li yıllara kadar uzanan tarihinde kimler yer almamış ki? Artuklular, Akkoyunlular, Osmanlılar…
SÜMER, ''Otelimiz medeniyetlerin beşiği Mezopotamya'ya hakim Mardin'e uzun süre hükmetmiş Artuklular'dan kalma bir konukseverlik anıtıdır tıpkı Harput gibi...
Kervansaraylar uzun ve yorucu yolculuklara çıkan kervanlara rahat ve güvenli geceleme imkanı sağlardı. 800 yıllık bu kervansaray mimari yapısı restore edilerek ve yüksek konfor teknolojileriyle donatılarak eski konukseverliğini günümüze taşımaktadır.
Kervansarayımız Artuklu dokusunu yansıtmakla beraber yan öğeleriyle de eski Mardin mimarisini günümüze taşımaktadır. Işık saçan mimarisi ve huzur veren motifleri usta eller tarafından sabırla dokunmuştur.
ARTUKLU KERVANSARAY MARDİN'İN İLGİ ÇEKEN KONAKLAMA YERİ
SÜMER, ''Artuklu Kervansaray Mardin'in ilgi çeken konaklama yeridir.
Bu yüzden Mardin'e giden büyükleri ve üst düzey yöneticilerin tercih sebebidir. Elazığ'dan da konaklamaya gelen arkadaşlarımız oldukça fazla..
Öyle ki 1275'ten yana var olan Türkiye'nin en eski binalarından Artuklu Kervansaray'da misafirleri asarında Prens Charles'ten tutun da Cumhurbaşkanımız Abdullah Gül herkes var. Medyanın ilgi odağı haline gelen konağın Cansu Derenin Sıla, Hande Ataizinin Karaduvak, Kadir İnanır'ın Azap Yolu, Masum Kırmızıgül'ün Aşka Sürgün ve Levent Kırca'nın Ağa Kızı, Siben Canın Berivan çekimleri başta olmak üzere bir çok dizi ve filme ev sahipliği bulunuyor.
ANADOLU'DAN GEÇEN TÜM UYGARLIKLARIN İZLERİNİ TAKİP EDEBİLİRSİNİZ
Sümer, ''Köklü geçmişi ve Mezopotamya'nın uçsuz bucaksız kültüründen kendine düşen payı alan Mardin kültürünün de mihenk taşı olmaya devam ediyor. Anadolu'dan geçen tüm uygarlıkların izlerini halen Mardin'de takip etmeniz mümkün... Mardin, Venedik ve Kudüs'le birlikte dünya üzerinde tamamı SİT olan yapı dokusu bozulmamış üç kentten biridir. Tarihi İpek Yolu ve verimli Mezopotamya Ovası üzerinde 12 bin yıldır çeşitli uygarlıklara kucak açmış, farklı mezhep, etnik grup ve geleneklere ev sahipliği yapmış, dillerin ve dinlerin şehri bir dünya kentimiz. Doğal açık hava müzesi görünümüyle UNESCO ' Dünya Kültürel Miras Listesi'ne aday bir kenttir.
Farklı dinlerin iç içe geçtiği, kültürlerin birbirleriyle uyum içinde zaman sahnesinde akıp gittiği, tarihiyle hayran bırakan, mimarisiyle göz kamaştıran kadim kent… Yani Mardin. M.Ö. 3000'li yıllara kadar uzanan tarihinde kimler yer almamış ki? Artuklular, Akkoyunlular, Osmanlılar.''.
GECE GERDANLIK GÜNDÜZ MEZARLIK
'Gece gerdanlık, gündüz mezarlık' derler Mardin için... Camileri, kiliseleri, mimarisi, ovaları ile taş diyarların şehri... Medeniyetlerin buluştuğu yer... Türk'ü, Kürt'ü, Arap'ı, Süryani'si... Hepimiz bir arada yaşıyoruz. Mustafa Kemal Atatürk için büyük hatırası olan, gezip görenleri kendine hayran bırakan, özellikle son yıllarda ünlü televizyon dizilerine de kucak açmış bir il Mardin... Meraklılarımız günden güne artıyor. Ziyaretçimiz çok.
İpek Yolu güzergahında olan Güneydoğu Anadolu bölgesindeki bu il; turistlerimizin ilgi odağı. Mardin'in damak zevki acıdan yana... Yemek kültürü ise bir hayli zengin... Yöreye has baharatlar kullanılarak yapılan geleneksel yemekleri; ikbebet (içli köfte), semburek, ırok, kibe, kitel raha, kuzu çevirme, kaburga, lebeniyye ve zerde... Faklı dini inanç ve geleneklerin yansıdığı Mardin'de el sanatları çok ilgili görüyor. Testicilik, demircilik, bakırcılık, kalaycılık, kuyumculuk, gümüşçülük (telkri), iğne oyası, Midyat el nakışı, tohum iğnesi, yorgancılık, oyacılık, boyacılık (sibbeğ), dericilik (debbağ), sabunculuk, dokumacılık, şalüşapik (özel bir kumaş dokumasıdır), kilimcilik, halıcılık (yün ve ipek), semercilik, keçecilik, tahta oymacılığı (kakmacılık), sedef işlemeciliği, halburculuk (gürgen ağacı işlemeciliği) ve taş oymacılığı gibi yöreye has el sanatları eski çağlardan beri yapılıyor.
Eski Mardin'in asırlardır tarihi dokusunu koruduğuna şahit olabilirsiniz. Şehir merkezinde camiler, medreseler, kiliseler, taş evler hepsi iç içe girmiş...
ESKİ MARDİN'DE TARİHE YOLCULUK
Sümer, ''Eski Mardin'in ana caddesinde adım atarken her köşeden karşınıza bir tarih çıkar ya inanın öyle... Şehrin yamacına asırlar önceden kurulan Mardin Şehir Müzesi, kültürel ve sanatsal etkinliklerimize ev sahipliği yapıyor. Müze içeresinde Mardin'deki kazılarda çıkarılan Artuklu ve Selçuklu dönemlerine ait eserler sergileniyor. Mardin'in her köşesi, her sokağı attığınız her adım bir tarih. Mardin, Güneydoğu'nun açık hava müzesi gibi. Özellikle eski Mardin'i adımlarken o tarihi havayı hissedebiliyorsunuz. Mardin, medeniyetlerin buluştuğu bir şehir. Mardin şehir merkezinde Türkçe, Kürtçe ve Arapça konuşuluyor''
ARTUKLU MİRASI ULU CAMİİ-HARPUT ULU CAMİİ
Sümer, ''Artuklular döneminden kalma Ulu Camii, Mardin'in en büyük camilerinden birisi. Bin yıllık bir geçmişi olan bu camii şehre gelen herkesin namaz kıldığı bir yer. Tek minaresi var 1190 yılında Artuklu Hükümdarı tarafından yapılan cami, o zamanlar iki minareye sahipmiş.
Elazığ'da ilk olarak sahip olduğu tarihi ve kültürel mekanları ile Mardin'le benzerlik taşıyan ve Artukluların bütün tarihi eserlerinde imzası bulunan Harput ve Kalesini unutmayalım. Harput Kalesine çıkarak Elazığ'ı zirveden izledik daha sonra da 900 yıllık Ulu Cami'yi ziyaret ettik.
HARPUT ve MARDİN Artuklu Devletine başkentlik eden iki güzide şehrimiz. Günlük yaşantıda, yemek kültüründe (Örneğin sumak ekşili parça etli patlıcan dolması) Cenaze törenlerinde, düğünlerde, musikide Mardin ve Harput (Elazığ veya Elaziz veya Mamurat ül Aziz) kültürleri birebir örtüşmektedir...
ARTUKLULARIN MARDİN VE ELAZIĞA EN KADİM ARMAĞANLARI
Sümer, ''Tarihte birçok medeniyete ev sahipliği yapmış olan Mezopotamya ve Anadolu arasında kadim bir köprü olan Mardin şehri, gecelerin gerdanıdır, dağlara saklı olan... Bu saklı gerdanın içinde bir inci tanesi olan Otelimiz medeniyetlerin beşiği Mezopotamya'ya hakim Mardin'e uzun süre hükmetmiş Artuklular'ın bu şehre en kadim armağanlarıdır aynı zamanda... Dünün kervanlara güven ve sıcak bir yuva olan işletmemiz yerel değerini koruyarak çağımızın en güzel konforunu ve konukseverliğini 1275 yılından kalan binamızla sizlere hizmet vermekteyiz. Mardinli kadim taş işçiliğinin paha biçilmez örnekleriyle bezeli siz misafirlerimizin keşfini beklemektedir. Taşa işlenmiş olan motif ayrı bir sabır öyküsünü anlatır. Kervansaray mimari yapısı restore edilerek ve yüksek konfor teknolojileriyle donatılarak eski konukseverliğini günümüze taşımaktadır. Bakır işçiliğimizi anlatmaya gerek yok. Birbirinden güzel cezvelerin ve kahve takımlarının bulunduğu bu kadim şehirden bir kahve takımı alarak her Türk kahvesi içtiğinizde Mardin'i hatırlayabilirsiniz.
Asırlardan beri Elazığ'ın ilçesi olan Maden de bakır maden yataklarını elbette biliyoruz. Bakırın farklı kavimler milletler tarafından çeşitli şekillerde işlenerek günümüze kadar gelmesi de bir benzerlik değil midir?
Elazığ insanının damarlarından akan o tarifsiz içtenlik ve büyük şehir yaşantısında birbirimize karşı düşündüğümüz anlayış ve hoşgörü kavramları bizlerde iz bırakanlardan...
Elazığ denince, Kapalı çarşısı, Harput'u, aklıma geliyor ve tabii Hazar Gölü...
Zaman ve mekan farketmez, davul ve klarnetin olduğu her yerde halaya hazırdır Elazığ insanı tıpkı bizim gibi...
Meşhur Çayda Çıra oyunu...
Elazığlılar birbirine 'gakgo' diye hitap ederlermiş. Gakgo, kardeş, abi demekmiş... Turla geziye gelen Elazığlılar otelimizde konaklamaktalar. Çok yakın arkadaşlarım oldu. Onların sayesinde Elazığ hakkında her şeyi öğreniyoruz. Misafirperverliklerine de diyecek yok..
'Harput' Kesinlikle gezilmesi görülmesi gereken Elazığ sınırları içerisinde bulunan Antik Kent!
Ve Mardin mimarisi, kültürü, sosyal yaşamı ile son derece etkileyici bir şehir. Eski şehir tarafındaki tüm teraslardan muhteşem Mezopotamya manzarasını izleyebilirsiniz. Bunların yanı sıra pek çok camii, müze ve antik açık hava şehri de Mardin'de sizleri bekliyor olacak.
2003 yılında otel haline getirilen bina 2005 yılından itibaren otel olarak hizmet vermeye devam etmektedir.
ARTUKLULARDAN KALMA KONUKSEVERLİK ANITIDIR TIPKI HARPUT GİBİ
Farklı dinlerin iç içe geçtiği, kültürlerin birbirleriyle uyum içinde zaman sahnesinde akıp gittiği, tarihiyle hayran bırakan, mimarisiyle göz kamaştıran kadim kent… Yani Mardin. M.Ö. 3000'li yıllara kadar uzanan tarihinde kimler yer almamış ki? Artuklular, Akkoyunlular, Osmanlılar…
SÜMER, ''Otelimiz medeniyetlerin beşiği Mezopotamya'ya hakim Mardin'e uzun süre hükmetmiş Artuklular'dan kalma bir konukseverlik anıtıdır tıpkı Harput gibi...
Kervansaraylar uzun ve yorucu yolculuklara çıkan kervanlara rahat ve güvenli geceleme imkanı sağlardı. 800 yıllık bu kervansaray mimari yapısı restore edilerek ve yüksek konfor teknolojileriyle donatılarak eski konukseverliğini günümüze taşımaktadır.
Kervansarayımız Artuklu dokusunu yansıtmakla beraber yan öğeleriyle de eski Mardin mimarisini günümüze taşımaktadır. Işık saçan mimarisi ve huzur veren motifleri usta eller tarafından sabırla dokunmuştur.
ARTUKLU KERVANSARAY MARDİN'İN İLGİ ÇEKEN KONAKLAMA YERİ
SÜMER, ''Artuklu Kervansaray Mardin'in ilgi çeken konaklama yeridir.
Bu yüzden Mardin'e giden büyükleri ve üst düzey yöneticilerin tercih sebebidir. Elazığ'dan da konaklamaya gelen arkadaşlarımız oldukça fazla..
Öyle ki 1275'ten yana var olan Türkiye'nin en eski binalarından Artuklu Kervansaray'da misafirleri asarında Prens Charles'ten tutun da Cumhurbaşkanımız Abdullah Gül herkes var. Medyanın ilgi odağı haline gelen konağın Cansu Derenin Sıla, Hande Ataizinin Karaduvak, Kadir İnanır'ın Azap Yolu, Masum Kırmızıgül'ün Aşka Sürgün ve Levent Kırca'nın Ağa Kızı, Siben Canın Berivan çekimleri başta olmak üzere bir çok dizi ve filme ev sahipliği bulunuyor.
ANADOLU'DAN GEÇEN TÜM UYGARLIKLARIN İZLERİNİ TAKİP EDEBİLİRSİNİZ
Sümer, ''Köklü geçmişi ve Mezopotamya'nın uçsuz bucaksız kültüründen kendine düşen payı alan Mardin kültürünün de mihenk taşı olmaya devam ediyor. Anadolu'dan geçen tüm uygarlıkların izlerini halen Mardin'de takip etmeniz mümkün... Mardin, Venedik ve Kudüs'le birlikte dünya üzerinde tamamı SİT olan yapı dokusu bozulmamış üç kentten biridir. Tarihi İpek Yolu ve verimli Mezopotamya Ovası üzerinde 12 bin yıldır çeşitli uygarlıklara kucak açmış, farklı mezhep, etnik grup ve geleneklere ev sahipliği yapmış, dillerin ve dinlerin şehri bir dünya kentimiz. Doğal açık hava müzesi görünümüyle UNESCO ' Dünya Kültürel Miras Listesi'ne aday bir kenttir.
Farklı dinlerin iç içe geçtiği, kültürlerin birbirleriyle uyum içinde zaman sahnesinde akıp gittiği, tarihiyle hayran bırakan, mimarisiyle göz kamaştıran kadim kent… Yani Mardin. M.Ö. 3000'li yıllara kadar uzanan tarihinde kimler yer almamış ki? Artuklular, Akkoyunlular, Osmanlılar.''.
GECE GERDANLIK GÜNDÜZ MEZARLIK
'Gece gerdanlık, gündüz mezarlık' derler Mardin için... Camileri, kiliseleri, mimarisi, ovaları ile taş diyarların şehri... Medeniyetlerin buluştuğu yer... Türk'ü, Kürt'ü, Arap'ı, Süryani'si... Hepimiz bir arada yaşıyoruz. Mustafa Kemal Atatürk için büyük hatırası olan, gezip görenleri kendine hayran bırakan, özellikle son yıllarda ünlü televizyon dizilerine de kucak açmış bir il Mardin... Meraklılarımız günden güne artıyor. Ziyaretçimiz çok.
İpek Yolu güzergahında olan Güneydoğu Anadolu bölgesindeki bu il; turistlerimizin ilgi odağı. Mardin'in damak zevki acıdan yana... Yemek kültürü ise bir hayli zengin... Yöreye has baharatlar kullanılarak yapılan geleneksel yemekleri; ikbebet (içli köfte), semburek, ırok, kibe, kitel raha, kuzu çevirme, kaburga, lebeniyye ve zerde... Faklı dini inanç ve geleneklerin yansıdığı Mardin'de el sanatları çok ilgili görüyor. Testicilik, demircilik, bakırcılık, kalaycılık, kuyumculuk, gümüşçülük (telkri), iğne oyası, Midyat el nakışı, tohum iğnesi, yorgancılık, oyacılık, boyacılık (sibbeğ), dericilik (debbağ), sabunculuk, dokumacılık, şalüşapik (özel bir kumaş dokumasıdır), kilimcilik, halıcılık (yün ve ipek), semercilik, keçecilik, tahta oymacılığı (kakmacılık), sedef işlemeciliği, halburculuk (gürgen ağacı işlemeciliği) ve taş oymacılığı gibi yöreye has el sanatları eski çağlardan beri yapılıyor.
Eski Mardin'in asırlardır tarihi dokusunu koruduğuna şahit olabilirsiniz. Şehir merkezinde camiler, medreseler, kiliseler, taş evler hepsi iç içe girmiş...
ESKİ MARDİN'DE TARİHE YOLCULUK
Sümer, ''Eski Mardin'in ana caddesinde adım atarken her köşeden karşınıza bir tarih çıkar ya inanın öyle... Şehrin yamacına asırlar önceden kurulan Mardin Şehir Müzesi, kültürel ve sanatsal etkinliklerimize ev sahipliği yapıyor. Müze içeresinde Mardin'deki kazılarda çıkarılan Artuklu ve Selçuklu dönemlerine ait eserler sergileniyor. Mardin'in her köşesi, her sokağı attığınız her adım bir tarih. Mardin, Güneydoğu'nun açık hava müzesi gibi. Özellikle eski Mardin'i adımlarken o tarihi havayı hissedebiliyorsunuz. Mardin, medeniyetlerin buluştuğu bir şehir. Mardin şehir merkezinde Türkçe, Kürtçe ve Arapça konuşuluyor''
ARTUKLU MİRASI ULU CAMİİ-HARPUT ULU CAMİİ
Sümer, ''Artuklular döneminden kalma Ulu Camii, Mardin'in en büyük camilerinden birisi. Bin yıllık bir geçmişi olan bu camii şehre gelen herkesin namaz kıldığı bir yer. Tek minaresi var 1190 yılında Artuklu Hükümdarı tarafından yapılan cami, o zamanlar iki minareye sahipmiş.
Elazığ'da ilk olarak sahip olduğu tarihi ve kültürel mekanları ile Mardin'le benzerlik taşıyan ve Artukluların bütün tarihi eserlerinde imzası bulunan Harput ve Kalesini unutmayalım. Harput Kalesine çıkarak Elazığ'ı zirveden izledik daha sonra da 900 yıllık Ulu Cami'yi ziyaret ettik.
HARPUT ve MARDİN Artuklu Devletine başkentlik eden iki güzide şehrimiz. Günlük yaşantıda, yemek kültüründe (Örneğin sumak ekşili parça etli patlıcan dolması) Cenaze törenlerinde, düğünlerde, musikide Mardin ve Harput (Elazığ veya Elaziz veya Mamurat ül Aziz) kültürleri birebir örtüşmektedir...
ARTUKLULARIN MARDİN VE ELAZIĞA EN KADİM ARMAĞANLARI
Sümer, ''Tarihte birçok medeniyete ev sahipliği yapmış olan Mezopotamya ve Anadolu arasında kadim bir köprü olan Mardin şehri, gecelerin gerdanıdır, dağlara saklı olan... Bu saklı gerdanın içinde bir inci tanesi olan Otelimiz medeniyetlerin beşiği Mezopotamya'ya hakim Mardin'e uzun süre hükmetmiş Artuklular'ın bu şehre en kadim armağanlarıdır aynı zamanda... Dünün kervanlara güven ve sıcak bir yuva olan işletmemiz yerel değerini koruyarak çağımızın en güzel konforunu ve konukseverliğini 1275 yılından kalan binamızla sizlere hizmet vermekteyiz. Mardinli kadim taş işçiliğinin paha biçilmez örnekleriyle bezeli siz misafirlerimizin keşfini beklemektedir. Taşa işlenmiş olan motif ayrı bir sabır öyküsünü anlatır. Kervansaray mimari yapısı restore edilerek ve yüksek konfor teknolojileriyle donatılarak eski konukseverliğini günümüze taşımaktadır. Bakır işçiliğimizi anlatmaya gerek yok. Birbirinden güzel cezvelerin ve kahve takımlarının bulunduğu bu kadim şehirden bir kahve takımı alarak her Türk kahvesi içtiğinizde Mardin'i hatırlayabilirsiniz.
Asırlardan beri Elazığ'ın ilçesi olan Maden de bakır maden yataklarını elbette biliyoruz. Bakırın farklı kavimler milletler tarafından çeşitli şekillerde işlenerek günümüze kadar gelmesi de bir benzerlik değil midir?
Elazığ insanının damarlarından akan o tarifsiz içtenlik ve büyük şehir yaşantısında birbirimize karşı düşündüğümüz anlayış ve hoşgörü kavramları bizlerde iz bırakanlardan...
Elazığ denince, Kapalı çarşısı, Harput'u, aklıma geliyor ve tabii Hazar Gölü...
Zaman ve mekan farketmez, davul ve klarnetin olduğu her yerde halaya hazırdır Elazığ insanı tıpkı bizim gibi...
Meşhur Çayda Çıra oyunu...
Elazığlılar birbirine 'gakgo' diye hitap ederlermiş. Gakgo, kardeş, abi demekmiş... Turla geziye gelen Elazığlılar otelimizde konaklamaktalar. Çok yakın arkadaşlarım oldu. Onların sayesinde Elazığ hakkında her şeyi öğreniyoruz. Misafirperverliklerine de diyecek yok..
'Harput' Kesinlikle gezilmesi görülmesi gereken Elazığ sınırları içerisinde bulunan Antik Kent!
Ve Mardin mimarisi, kültürü, sosyal yaşamı ile son derece etkileyici bir şehir. Eski şehir tarafındaki tüm teraslardan muhteşem Mezopotamya manzarasını izleyebilirsiniz. Bunların yanı sıra pek çok camii, müze ve antik açık hava şehri de Mardin'de sizleri bekliyor olacak.