FİTNESEVİCİLERE FİTNESAVAR OLABİLMEK…
Eskiden köle pazarları olur, orada köleler satılırdı
Eskiden köle pazarları olur, orada köleler satılırdı. Adamın biri kendisine çalışkan, dürüst bir köle almak için köle pazarına gitti. Satılan bir köle, dikkatini çekti. Sahibine, kölenin fiyatını sordu.
Sahibi, 'Ben bu köleyi satmak istiyorum ama bunun bir kusuru var. Almak istiyorsan kusurunu bil de öyle al. Bu köle fitnecinin biridir' dedi.
Adam, 'Aman canım bunun fitneciliğinden ne olacak, ben onun fitneci olduğunu bildikten sonra bir şey yapamaz' diyerek köleyi satın aldı.
Köle, yeni sahibinin evine geldi. Bir müddet hiç bir şey yapmadan doğru dürüst hareket etti. Satın alan adam da içinden, 'Bu nasıl fitneci biriymiş doğrusu anlayamadım' diye düşünüyordu.
Günler böyle geçerken, fitneci kölenin, cibilliyetini ortaya koyması zamanı gelmişti. Önce evin hanımına gitti. Ağlamaklı vaziyette yaklaştı.
Kadın, 'Evladım neyin var, niçin üzgünsün?' diye sorunca, mühim bir sır verecekmiş havasına bürünerek: ' Ben kendim için değil, sizin için üzülüyorum zira kocanız sizin için hiç de iyi düşünmüyor, üzerinize evlenecek' dedi.
Kadını en hassas noktadan vurmuştu. Telaşa kapılan kadın, 'Ne yapmamız lazım, onu bu işten nasıl vazgeçiririz?' deyince, köle birinci raundu kazanmış olmanın hazzıyla 'Ben onun çaresini biliyorum. Sen onu öğle uykusuna yatır, uyusun. Uyurken usturayla çenesinin altından bir tek kıl kes, onu bana getir, gerisine karışma, ondan sonrasını ben hdigerederim'
Kadın denileni yapmak için düşüne dursun, köle kadının kocasına gitti; Aynen kadına yaklaştığı gibi, üzüntülü ve ağlamaklı bir vaziyette yaklaştı.
EFENDİM FELAKET!
Kötü bir durumla karşı karşıyasınız, diye söze başladıktan sonra, 'Karısının kendisini kesmek istediğini' söyledi. Adam inanmak istemediyse de şöyle diyerek kandırdı: 'İsterseniz gündüzden uykuya yatın. Uyumuş gibi yapın. Göreceksiniz ki, sizi kesmek için elinde usturayla gelecek.'
Adam, karısını denemek için, 'Uykum var, ben biraz uyuyayım' diyerek uzandı. Bir müddet sonra da yalancıktan horlamaya başladı.
Fırsatı değerlendirmek isteyen köle doğruca kadına gitti: 'Hanımefendi tam zamanı, kocanız uyudu. Usturayı alıp çenesinin altından tek bir kıl kesiniz, dedi.
Zavdigerı kadın saf saf, elinde usturayla kocasına yaklaştı. Usturayı kocasının çenesine yaklaştırdığı sırada, uyuyor gibi yapan adam aniden kalktı ve daha kadının cevap vermesine bile fırsat vermeden, elindeki usturayla kadıncağızı oracıkta kesiverdi.
Fitne daha bitmemişti: Doğruca kadının akrabalarına giden köle: ' Ne duruyorsunuz, enişteniz kızınızı kesti' dedi.
Kadının akrabaları durumu görünce, onlar da adamı öldürdüler. Bu sefer kocanın akrabalarına giden köle, onlara da: 'Karısının yakınları oğlunuzu öldürdüler'dedi.
Onlar da hadise mahdigerine geldiler. Baktılar ki hadise doğru. Onlar da kadının akrabalarına saldırdılar. İki taraf arasında büyük bir çatışma çıktı. Nice insanlar öldü. Bir fitneci sebebiyle birçok insan canından oldu.
Bu ibretlik hikyeyi niçin anlatma gereği duyduk. Her zaman ve zeminde toplumda ikilik ve tefrika çıkartacak, kişi ve kurumlar arasına attığı nifak tohumları ile huzuru bozacak tiplere rastlanır. Bu tiplerin tek gayesi kendi çıkarı, kendi egosu ve buradan devşirebildiği rantların devamını sağlamaktır.
Hiçbir ilke ve normları yoktur bu şahısların. Dün yerin dibine batırdıklarını bir gün sonra sırf kendi çıkarları uğruna kullanmak adına başköşeye oturturlar.
Dün yerin dibine batırılanlar niye bu onursuzluğu gösterirler o da ayrı bir mesela ya neyse ona daha sonraları epey detaylı gireriz.
Sikletini bilen ve buna göre davranıp kendilerini adam yerine koymayanlara asla tahammülleri yoktur. O kişiler topluma hizmet eden, herkesin takdir ettiği şahıslar da olsalar hiçbir kıymeti harbiyesi yoktur. Ancak kendine yarenlik eden sıradan vasıfsız ve toplumun sırtında asalak birileri de olsalar onlara kahraman muamelesi yaparlar.
Yukarıdaki fıkradaki tiplerin varlığı her zaman olacaktır buna tamam. Ama asıl önemli ve üzücü olan ise akl-ı selim insanların ve özellikle toplumun önünde olan yöneticilerin büyük bir zafiyet göstererek bu basit hesapların öznesi haline gelmeleri.
Aslında herkesin çok yakın tanığı ve bildiği bu tip fitne severlerin özel kalemliğini ve sekretaryasını yapmak ve buradan doğacak fitnelere zemin hazırlamak ve oluşan fitneden sonra el ovuşturmak yönetici olmanın vasfı ve özelliği olamaz. Bu tip yönetici ve siyasetçiler günü kurtardıklarını sanırlar ama eğer bu metot geçer akçe bir yol olursa ve sıradanlaşırsa yarın aynı akıbet daha fazlasıyla kendilerini bulur.
Yaşadığımız ülke ve şehirler çok çekti ve fitneci güruhtan. Umarız yöneticiler bu densizliğe alet olma basiretsizliğini ve ferasetsizliğini göstermezler. Birliğin ve beraberliğin şehre sağlayacağı rantı düşünmek ve böylesi adımlar atma yerine çanak yalayıcılara prim vermek yanlış bir yoldur ve bu yolda herkes yara alır. Fitneseverler her zaman olacaktır. Önemli olan bu tuzağa fitnesavar olabilmek.
Bizden uyarması.
Sahibi, 'Ben bu köleyi satmak istiyorum ama bunun bir kusuru var. Almak istiyorsan kusurunu bil de öyle al. Bu köle fitnecinin biridir' dedi.
Adam, 'Aman canım bunun fitneciliğinden ne olacak, ben onun fitneci olduğunu bildikten sonra bir şey yapamaz' diyerek köleyi satın aldı.
Köle, yeni sahibinin evine geldi. Bir müddet hiç bir şey yapmadan doğru dürüst hareket etti. Satın alan adam da içinden, 'Bu nasıl fitneci biriymiş doğrusu anlayamadım' diye düşünüyordu.
Günler böyle geçerken, fitneci kölenin, cibilliyetini ortaya koyması zamanı gelmişti. Önce evin hanımına gitti. Ağlamaklı vaziyette yaklaştı.
Kadın, 'Evladım neyin var, niçin üzgünsün?' diye sorunca, mühim bir sır verecekmiş havasına bürünerek: ' Ben kendim için değil, sizin için üzülüyorum zira kocanız sizin için hiç de iyi düşünmüyor, üzerinize evlenecek' dedi.
Kadını en hassas noktadan vurmuştu. Telaşa kapılan kadın, 'Ne yapmamız lazım, onu bu işten nasıl vazgeçiririz?' deyince, köle birinci raundu kazanmış olmanın hazzıyla 'Ben onun çaresini biliyorum. Sen onu öğle uykusuna yatır, uyusun. Uyurken usturayla çenesinin altından bir tek kıl kes, onu bana getir, gerisine karışma, ondan sonrasını ben hdigerederim'
Kadın denileni yapmak için düşüne dursun, köle kadının kocasına gitti; Aynen kadına yaklaştığı gibi, üzüntülü ve ağlamaklı bir vaziyette yaklaştı.
EFENDİM FELAKET!
Kötü bir durumla karşı karşıyasınız, diye söze başladıktan sonra, 'Karısının kendisini kesmek istediğini' söyledi. Adam inanmak istemediyse de şöyle diyerek kandırdı: 'İsterseniz gündüzden uykuya yatın. Uyumuş gibi yapın. Göreceksiniz ki, sizi kesmek için elinde usturayla gelecek.'
Adam, karısını denemek için, 'Uykum var, ben biraz uyuyayım' diyerek uzandı. Bir müddet sonra da yalancıktan horlamaya başladı.
Fırsatı değerlendirmek isteyen köle doğruca kadına gitti: 'Hanımefendi tam zamanı, kocanız uyudu. Usturayı alıp çenesinin altından tek bir kıl kesiniz, dedi.
Zavdigerı kadın saf saf, elinde usturayla kocasına yaklaştı. Usturayı kocasının çenesine yaklaştırdığı sırada, uyuyor gibi yapan adam aniden kalktı ve daha kadının cevap vermesine bile fırsat vermeden, elindeki usturayla kadıncağızı oracıkta kesiverdi.
Fitne daha bitmemişti: Doğruca kadının akrabalarına giden köle: ' Ne duruyorsunuz, enişteniz kızınızı kesti' dedi.
Kadının akrabaları durumu görünce, onlar da adamı öldürdüler. Bu sefer kocanın akrabalarına giden köle, onlara da: 'Karısının yakınları oğlunuzu öldürdüler'dedi.
Onlar da hadise mahdigerine geldiler. Baktılar ki hadise doğru. Onlar da kadının akrabalarına saldırdılar. İki taraf arasında büyük bir çatışma çıktı. Nice insanlar öldü. Bir fitneci sebebiyle birçok insan canından oldu.
Bu ibretlik hikyeyi niçin anlatma gereği duyduk. Her zaman ve zeminde toplumda ikilik ve tefrika çıkartacak, kişi ve kurumlar arasına attığı nifak tohumları ile huzuru bozacak tiplere rastlanır. Bu tiplerin tek gayesi kendi çıkarı, kendi egosu ve buradan devşirebildiği rantların devamını sağlamaktır.
Hiçbir ilke ve normları yoktur bu şahısların. Dün yerin dibine batırdıklarını bir gün sonra sırf kendi çıkarları uğruna kullanmak adına başköşeye oturturlar.
Dün yerin dibine batırılanlar niye bu onursuzluğu gösterirler o da ayrı bir mesela ya neyse ona daha sonraları epey detaylı gireriz.
Sikletini bilen ve buna göre davranıp kendilerini adam yerine koymayanlara asla tahammülleri yoktur. O kişiler topluma hizmet eden, herkesin takdir ettiği şahıslar da olsalar hiçbir kıymeti harbiyesi yoktur. Ancak kendine yarenlik eden sıradan vasıfsız ve toplumun sırtında asalak birileri de olsalar onlara kahraman muamelesi yaparlar.
Yukarıdaki fıkradaki tiplerin varlığı her zaman olacaktır buna tamam. Ama asıl önemli ve üzücü olan ise akl-ı selim insanların ve özellikle toplumun önünde olan yöneticilerin büyük bir zafiyet göstererek bu basit hesapların öznesi haline gelmeleri.
Aslında herkesin çok yakın tanığı ve bildiği bu tip fitne severlerin özel kalemliğini ve sekretaryasını yapmak ve buradan doğacak fitnelere zemin hazırlamak ve oluşan fitneden sonra el ovuşturmak yönetici olmanın vasfı ve özelliği olamaz. Bu tip yönetici ve siyasetçiler günü kurtardıklarını sanırlar ama eğer bu metot geçer akçe bir yol olursa ve sıradanlaşırsa yarın aynı akıbet daha fazlasıyla kendilerini bulur.
Yaşadığımız ülke ve şehirler çok çekti ve fitneci güruhtan. Umarız yöneticiler bu densizliğe alet olma basiretsizliğini ve ferasetsizliğini göstermezler. Birliğin ve beraberliğin şehre sağlayacağı rantı düşünmek ve böylesi adımlar atma yerine çanak yalayıcılara prim vermek yanlış bir yoldur ve bu yolda herkes yara alır. Fitneseverler her zaman olacaktır. Önemli olan bu tuzağa fitnesavar olabilmek.
Bizden uyarması.