Fırat'ta Yapay Zekâ Devrimi

Son yıllarda başarılarıyla göz dolduran ve İletişim Başkanlığı'nın resmi internet sitesinde söz ettiği Fırat Üniversitesi, çağın gerekliliği olan yapay zeka konusunda da ciddi bir ilerleme kaydediyor. Son olarak Fırat Üniversitesi Hastanesi'nde kullanılmaya başlanan kare kodlu kalp krizi risk ölçümü, bilim dünyasında büyük yankı uyandırmış durumda.

Fırat Üniversitesi son zamanlarda ortaya koyduğu başarılarla sıralamaları alt üst ederken üniversite bünyesinde bulunan akademisyenler projeleri ve ürettikleri buluşlarla dünya çapında ses getiriyor. Bu projeler üniversiteye büyük katkı sağlarken üretilen bazı buluşlar dünyada birçok ülkeye ihraç ediliyor. Bunların yanında bilim dünyasının son günlerde ortak noktada birleştiği konu olan yapay zeka konusunda da Fırat Üniversitesi standartların üzerinde bir başarı ortaya koyuyor.

TIP ALANINDA DA YAPAY ZEKA DÖNEMİ

Teknolojinin birçok alan ve sektörle iç içe geçtiği günümüzde sağlık alanında da artık yapay zekâ ve yazılım konuları en çok konuşulan konular haline geldi. Bu doğrultuda Fırat Üniversitesi'nin çalışmaları da göz dolduruyor. Yapay zekâ konusunda önemli çalışmalara imza atan Fırat Üniversitesi Tıp Fakültesi Kardiyoloji Ana Bilim Dalı Öğretim Üyesi, Amerikan ve Avrupa Kardiyoloji Derneği Yapay Zeka Alt Grup Üyesi ve Türk Kardiyoloji Derneği Yapay Zeka Grubu Başkanı Doç. Dr. Tarık Kıvrak, Hakimiyet Gazetesi'ne yapılan çalışmalar hakkında bilgi verdi.

Aynı zamanda Adli Bilişim konusunda doktora yapan Doç. Dr. Kıvrak, geliştirdikleri kare kodlu kalp krizi risk belirleme algoritmasının Fırat Üniversitesi Hastanesi'nde kullanılmaya başlandığını ve Fırat Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Fahrettin Göktaş'ın projelere açık olması ve ciddi destekler vermesinin üniversitenin bu konularda gelişmesinin önünü açtığını söyledi.

“YAPAY ZEKA BİLİM İNSANLARININ İLGİSİNİ ÇEKİYOR”

Yapay zekanın tıpta kullanımı hakkında bilgiler veren Doç. Dr. Tarık Kıvrak: “Daha çok kalp yetersizliği, hipertansiyon alanlarında uzmanlaşmış olmakla birlikte çağın getirdiği bir zorunluluk olan yapay zeka teknolojileriyle ilgileniyorum. Özellikle pandemi döneminde dijital alanda ve yapay zeka alanında oldukça hızlı bir şekilde klinik anlamda ilerledik. Bu da bizim hikayenin başladığı dönem olabilir. Yaklaşık 6 yıldır yapay zekayla ilgileniyorum. Üniversitemizin adli tıp bölümünde yapay zekayla alakalı doktora yapıyorum. Hepimizin bildiği gibi bir firmanın akıllı saati var. Çoğumuz kullanıyoruz. Bu aslında yapay zeka teknolojilerinin klinik olarak kullanılmaya başlanmasının miladı diyebiliriz. Tabi bunun daha eski bir kullanım alanı var Elektro Kardiyografi. Aslında yapay zekanın ilk temeli bu. Kardiyovasküler anlamda kullanılmaya başlanmasının temeli oradan başlıyor. Ama özellikle akıllı saatlerin rutin kullanımıyla birlikte hastalık tanısını koyabilme özelliklerinin oluşu, bilim insanlarının ilgisini çekti. Bu anlamda hastalık tanısını koymada, daha ileriki dönemlerde tedaviyi yönlendirmede yapay zeka teknolojisi klinik pratiğimize daha hızlı bir şekilde dahil olacaktır.” şeklinde konuştu.

“HEKİMLER VE YAZILIMCILAR BİR ARAYA GELİYOR”

Gelişen teknolojiye bağlı olarak tıp ve yazılım sektörlerinin bir araya gelerek ortak çalışmalar yapabildiğine değinen Doç. Dr. Kıvrak: “Yapay zekayla koordine bir çalışma gerekiyor. Hekimlerin bakış açısıyla mühendislerin bakış açısının bir noktada harmanlanması gerekiyor. Bu noktada üzerinde çalıştığımız projeler var. Adli Bilişim Mühendisliğinin özellikle Türker Tuncer ve Şengül Hocalarımızın da bu konuyla ilgili olmaları ve ortak çalışma yapabileceğimizi düşünmeleri nedeniyle ilgimi çekti. Yaklaşık 6 yıl önce başladı ve pandemi bu süreci hızlandırdı diyebiliriz. Özellikle pandemiden itibaren bir şeyler üretmek ve kendimizi geliştirmek adına fazlaca zamanımız oldu. Belki pandeminin bilimsel anlamda bizlere kazandırdığı önemli durumlardan biri. Türkiye'de bilimi belli bir noktaya getirdiğini düşünüyorum.” dedi.

KARE KODLA KALP KRİZİ RİSKİ TESPİT EDİLİYOR

Geliştirdikleri algoritmayla bireylerin kalp krizi risklerinin tespit edilebildiğini ve bunun Fırat Üniversitesi Hastanesi'nde kullanılmaya başlandığını aktaran Kıvrak: “Daha birkaç gün önce, Türker hocayla yapmış olduğumuz basit bir anket çalışması şu anda Üniversite Hastanesi Acil Servisinde kullanılmaya başlandı. Bir kare kod okutarak hastanın kardiyovasküler hastalıklara yakalanma riskini ve kalp krizi geçirip geçirmeyeceğini öngören bir algoritma. Daha birkaç gün önce kullanmaya başladık. Bu konuda Rektör'ümüzün desteğini belirtmekte fayda var. Hakikaten çok açık fikirli bir rektörümüz olduğu için şanslıyız.” ifadelerini kullandı.

Doç. Dr. Türker Tuncer

NADİR HASTALIKLARIN TANISINI KOYAN ALGORİTMA

Yaptıkları diğer çalışmalar hakkında da bilgiler paylaşan Doç. D. Kıvrak: “Bunun dışında daha çok deneysel birçok çalışma yaptık. Elektro Kardiyografiden çok nadir görülen bir hastalığın tanısını koyabilecek bir algoritma geliştirdik. Akciğer tomografisine bakarak anjiyografik olarak ölçüm yapabilen bir algoritma geliştirdik. Yapay zekanın temel araçlarından birisi hastalara daha az zarar verecek daha az girişimsel işlemlerle bir hastalık öngörüsü buldurabilecek algoritmalar geliştirdik ve bu anlamda farklı farklı derneklerden ve kuruluşlardan ödüller aldık.” şeklinde konuştu.

“TEKNOLOJİYLE İÇ İÇE OLMAYA DEVAM EDECEĞİZ”

Tıp ve yapay zeka konularında çalışmaya ve üretmeye devam edeceklerini vurgulayan Kıvrak: “İleride de teknolojik gelişmelerle iç içe olacağız. Hastalar hekime başvurmadan geliştirilen algoritmalarla ve yüksek doğruluk oranıyla hastalıklarının erken tanısını koyabilecekler. Bu konuda en çok tartışılan kısım yapay zekanın sağlık alanındaki güvenilirliği. Açık yüreklilikle diyebilirim ki bu geliştirilen algoritmalar insanlardan çok daha az hata yapıyor. Çok küçük de olsa hata payı var, ama bunun yasal karşılığı nasıl olacak onu bilemiyorum. İleriki dönemlerde yapay zeka insanlara zarar verebilir mi? Bunu ileride hep birlikte göreceğiz. Kendi adıma konuşayım, teknolojinin tanımı koyup beni yönlendirmesini isterim. Ama tabi ki hiçbir algoritma yüzde 100 doğru tanı koyamaz. Belirli oranlar vardır, bilimsel olarak anlamlı olması için yüzde 70'in üzerinde olması lazım. Tabi bu oran ne kadar yüksekse, doğru tanı koyulduğu ve doğru tedaviye yönlendirildiği sonucu çıkabilir.” dedi.

“FIRAT'DAN ÜMİTLİYİM”

Fırat Üniversitesi'nin yapay zeka konusunda iyi bir durumda olduğunu ve gelecekte çok daha iyi olacağından ümitli olduğunu belirten Doç. Dr. Tarık Kıvrak, “Fırat Üniversitesi Yapay Zeka Mühendisliği özellikle tercih edilmesi gereken bölümlerden biri. Geleceğin bölümü diyebilirim. Bu işe emek veren, zaman harcayan ve çok aktif olan üniversitelerden biriyiz. Fırat Üniversitesi çok köklü bir üniversite bunu belirtmek lazım. Bir de bir gerçek var, daha imkan sahibi büyük üniversiteler daha çok tercih ediliyor ama Fırat Üniversitesi bu akademik kadroyu koruduğu sürece çok daha iyi yerlere geleceğimize inanıyorum. Üniversitemizden, özellikle Mühendislik Bölümünden çok ümitliyim.” dedi.

“DAHA FAZLA ÜRETMEK ZORUNDAYIZ”

Türkiye'nin yapay zeka konusunda daha fazla üretmek zorunda olduğunu vurgulayan Kıvrak, son olarak şu uyarılarda bulundu: “Yapay zekada veri çok önemli. Kendi verilerimizi oluşturmamız gerekiyor. Cumhurbaşkanlığı kararnamesinde de vardı, bir milli güvenlik sorunu teşkil edebilir bu durum. Verilerimizi korumamız lazım ve aynı zamanda kullanabilmemiz lazım. Bu konularda daha fazla teknoloji üretmek zorundayız. Ülkemizin ekonomik olarak zor bir dönemden geçiyor oluşun en büyük nedeni bu: teknoloji üretemiyor oluşumuz. Savunma sanayinde yaptıklarımızı tüm alanlara yaymamız gerekiyor ve yayabilecek bilim insanlarımız var. Ama devlet eliyle yapılması gerekiyor. Ülkemizde özel sektörün bu anlamda desteklendiği bir sistem yok.”

Özel Haber

Bakmadan Geçme