Filistin Eylemlerine Doğru Bakış
7 Ekinden beri Gazze, orantısız bir güç kullanılarak bombalanıyor. Savaşın hukukunu geçtik, hukuksuzluğu hak ve gerekçe kabul edip hastaneleri ve okulları bile yerle bir eden, Gazze'yi ablukaya alıp yaşamsal maddelerin girişini engelleyen, elektriği ve suyunu kesen İsrail'in bu terörist tavrını protesto için duyarlı çevrelerin protestolarını izliyoruz.
Gıyabi cenaze namazları, araç konvoyları, İsrail'e lanet mitingleri ve hemen her program ve kişiden yapılan dualar.
Şarkta ya da garpta bir kardeşinin ayağına batan dikenin acısını hissetmeye ve safını, tarafını belli etmeye yönelik bu programlara yönelik istihza eden paylaşımları da ne yazık ki görüyoruz.
Evet, belki bu eylemler sonuca ve çözüme direk götürecek faaliyetler değil ama bu kadar vicdansızlığa sadece konforlu evlerimizde olacakları izleyerek sessiz kalmak mı istiyor bazı çevreler. Bunca canilik görülmesin mi isteniyor?
Elbette olayın bir diplomasi tarafı, bir askeri mücadele ve cihat tarafı bir de tüm dünyaya bunu haykırma yönü var.
Belki en basiti ve zayıf olanı bu ama geniş kitlelerin bundan başka yapacağı bir şey de yok.
Bu konuya en güzel yaklaşımı siyasi birikimi yanında geniş sosyal ve kültürel tecrübesi olan değerli ağabeyimiz Osman Elçi yapmış ve bakın neler yazmış sosyal medya hesabından:
“Tarafımız bellidir. Bu zaman ‘ama'lı cümlelerin, tereddütlerin zamanı değildir, zalimin suç ortakları anında onun yanında saf tutmuştur. Berrak bir kalple mazlumun yanında duramıyor olmanın açıklaması yoktur. Ve her inanan hiç aklından çıkarmamalıdır; her hesabın üstünde Allah'ın hesabı vardır...”
Filistin'de yaşanan olaylara bu bakış açısı ile bakmalı hassasiyeti olan her insan.
Bu tür samimi gayretleri ve eylemleri küçümsemek ve müstehzi cümleler kurmak, bizi yaralarken İsrail ve taraftarlarını sevindirir. Sevindirmemek lazım!