FETÖ'CÜ HAKİMLERİN VERDİĞİ KARARLAR GÖZDEN GEÇİRİLSİN
HÜDA-PAR Genel Başkanı Zekeriya Yapıcıoğlu, partisinin çalışmalarına katılmak için geldiği Elazığ'da basın toplantısı düzenledi
HÜDA-PAR Genel Başkanı Zekeriya Yapıcıoğlu, partisinin çalışmalarına katılmak için geldiği Elazığ'da basın toplantısı düzenledi.
Musul operasyonuna ilişkin değerlendirmelerde bulunan Yapıcıoğlu, "Türkiye açısından bize göre gözden kaçırılmaması gereken husus şudur, Musul harekatında biliyorsunuz uluslararası güçler çok fazla. Pek çok sayıda ülkenin askeri gücü şuanda Musul etrafından konuşlanmış. Bir yandan merkezi Irak Hükümeti, bir yandan Irak Kürdistan bölgesel yönetiminin Peşmerge güçleri ama daha önemli uluslararası güçler bu bölgeye çöreklenmiş durumdadır. Bize göre kendilerini kurtarıcı olarak lanse edenler daha önce yaptıkları gibi sizi kurtarmaya geldik diyerek topraklarımızı işgal etmeye, çocuklarımızı yetim bırakmaya, kanlarımızı dökmeye geldiler. Bu hususu hiç kimsenin unutmaması gerekir. Musul harekatına biz bu açıdan bakıyoruz. 10 bin kilometre öteden gelen Amerika, komşu ülkelerin orada bulunmasına itiraz ediyor. Bu da ayrı bir trajikomik bir durum. Bütün bölge ülkeleri, bütün İslam coğrafyası Musul vesilesiyle bir kez daha şapkayı önlerine koyup düşünmek zorundadırlar. Sykes-Picot Anlaşmasının yüzüncü yılından sonra bölgede yeniden bir şekillendirme çabası olduğunu görmek gerekir. Bölge ülkelerini tekrar masa başında haritalar üzerinde, belki cetvellerle çizecekleri çizgilerle daha küçük parçalara bölmek gibi bir planları var" dedi.
"BAŞKANLIK KİŞİ DEĞİL, SİSTEM ÜZERİNE TARTIŞILMALI"
Türkiye'de başkanlığın sistem üzerinden değil, şahıs üzerinden yapıldığını ileri süren Yapıcıoğlu, "Başkanlık sistemine taraftar olanlar da, yani Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın başkan olmasını isteyenler, karşı çıkanlar da Cumhurbaşkanının şahsı etrafında tartışmalar yapıyor. Biz iki yıldır bir şey söyledik. Bu sistemin ne getirdiği, ne götürdüğü etraflıca tartışılmalı bu işi bilenler tarafından, kamuoyunda bu tartışmalar yapılmalı. Ta ki millet başkanlık sisteminin ne olduğunu, ne getirdiğini, ne getireceğini artısıyla eksisi ile net bir şekilde görsün, ona göre sağlıklı bir karar verebilsin. İnsanların bilmedikleri bir konuda sağlıklı bir şekilde karar vermeleri mümkün değil. Dün itibariyle Başbakan bizim iki yıldan daha uzun bir süredir söylediğimiz şeyi kendisi de dile getirdi. Şahıs etrafında tartışmaların yapıldığını ve bunun da sağlıklı bir sonuca götürmeyeceğini söyledi. Umuyor ve diliyorum ki bundan sonra sistem etrafında tartışmalar yapılır. Eğer sistem ne getirir ne götürür tartışılırsa daha sağlıklı sonuçlara varmak mümkün olacaktır. Peşinen biz parti olarak başkanlık sisteminin ne kayıtsız şartsız destekçisiyiz, ne de onun karşısındayız. Nasıl bir başkanlık sistemi getireceklerini açıklarlarsa biz de buna göre buna destek verip vermeyeceğimizi kamuoyu ile paylaşacağız" diye konuştu.
"PKK KENDİ SİYASİ UNSURLARINI ÖLÜME SÜRÜKLÜYOR"
PKK'nın ortaya çıktığı günden beri bulunduğu her yerde çevresine rahatsızlık verdiğini de vurgulayan Yapıcıoğlu, şunları kaydetti:"PKK'nın en iyi bildiği şey şiddet uygulamak. Son dönemlerde de çok vahşi yöntemlerle şiddet uygulamaya başladı. Önce birkaç yüz kiloluk bombalarla şimdilerde de birkaç tonluk bombalarla insanların geçip gittiği yolları patlatıyorlar. Bazen onlarca kişinin ölümüne sebebiyet veriyorlar. Biz yıllardır söylüyoruz. Daha önce, belki ilk çıkış dönemlerinde şiddet kendisine artı olarak hanesine yazılmış olabilirdi. Fakat siyaset yapmanın yolunun açıldığı bir memlekette ve bir dönemde şiddete başvurmak kaybettirir. Şuanda kendi altlarını oyuyorlar. Zaten geçen seneki çukur siyasetinden sonra intihara kalkıştılar. Şuanda yaptıkları eylemlerle kendi siyasi uzantılarını da ölüme sürüklüyorlar. Kazdıkları o mezara çekmeye başladılar."
FETÖ'nün yargı içerisinde çok yoğun bir şekilde teşkilatlandığını dile getiren Yapıcıoğlu, hakim ve savcıların bağlantısı olduğu anlaşıldıktan sonra gözlerin, bunların vermiş oldukları kararlara çevrildiğini kaydetti.
3 bin 400 civarında hakim ve savcının meslekten uzaklaştırıldığını ifade eden Yapıcıoğlu, sözlerini şöyle sürdürdü:"FETÖ 1966 yılında kurulmuş. 1980'den sonra, 85'lerden sonra vermiş oldukları pek çok kararlarda ideolojik davrandığı, özellikle 90'lı ve 2000'li yıllarda bunun zirve yaptığı net bir şekilde ortada. Dolayısıyla bunların vermiş oldukları kararlarla ilgili hükümetin yeni bir düzenleme yapması bize göre bir zorunluluk. En sağlıklısı bu iş için komisyon kurulması veya Yargıtay dairelerinin bir tanesinin bu konuyla ilgili görevlendirilmesi, meslekten FETÖ ile irtibatlı, iltisatlı veya üye olduğu gerekçesiyle atılan hakimlerin imzasının bulunduğu bütün kararlar yeniden gözden geçirilmeli. Haksızlık yaptıkları, ideolojik davrandıkları veya kendi örgütsel çıkarları doğrultusunda karar verdikleri dosyalar tespit edilmeli ve bu dosyalardan mağdur olanlar yeniden yargılanıp haklarına kavuşmalıdır."
Musul operasyonuna ilişkin değerlendirmelerde bulunan Yapıcıoğlu, "Türkiye açısından bize göre gözden kaçırılmaması gereken husus şudur, Musul harekatında biliyorsunuz uluslararası güçler çok fazla. Pek çok sayıda ülkenin askeri gücü şuanda Musul etrafından konuşlanmış. Bir yandan merkezi Irak Hükümeti, bir yandan Irak Kürdistan bölgesel yönetiminin Peşmerge güçleri ama daha önemli uluslararası güçler bu bölgeye çöreklenmiş durumdadır. Bize göre kendilerini kurtarıcı olarak lanse edenler daha önce yaptıkları gibi sizi kurtarmaya geldik diyerek topraklarımızı işgal etmeye, çocuklarımızı yetim bırakmaya, kanlarımızı dökmeye geldiler. Bu hususu hiç kimsenin unutmaması gerekir. Musul harekatına biz bu açıdan bakıyoruz. 10 bin kilometre öteden gelen Amerika, komşu ülkelerin orada bulunmasına itiraz ediyor. Bu da ayrı bir trajikomik bir durum. Bütün bölge ülkeleri, bütün İslam coğrafyası Musul vesilesiyle bir kez daha şapkayı önlerine koyup düşünmek zorundadırlar. Sykes-Picot Anlaşmasının yüzüncü yılından sonra bölgede yeniden bir şekillendirme çabası olduğunu görmek gerekir. Bölge ülkelerini tekrar masa başında haritalar üzerinde, belki cetvellerle çizecekleri çizgilerle daha küçük parçalara bölmek gibi bir planları var" dedi.
"BAŞKANLIK KİŞİ DEĞİL, SİSTEM ÜZERİNE TARTIŞILMALI"
Türkiye'de başkanlığın sistem üzerinden değil, şahıs üzerinden yapıldığını ileri süren Yapıcıoğlu, "Başkanlık sistemine taraftar olanlar da, yani Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın başkan olmasını isteyenler, karşı çıkanlar da Cumhurbaşkanının şahsı etrafında tartışmalar yapıyor. Biz iki yıldır bir şey söyledik. Bu sistemin ne getirdiği, ne götürdüğü etraflıca tartışılmalı bu işi bilenler tarafından, kamuoyunda bu tartışmalar yapılmalı. Ta ki millet başkanlık sisteminin ne olduğunu, ne getirdiğini, ne getireceğini artısıyla eksisi ile net bir şekilde görsün, ona göre sağlıklı bir karar verebilsin. İnsanların bilmedikleri bir konuda sağlıklı bir şekilde karar vermeleri mümkün değil. Dün itibariyle Başbakan bizim iki yıldan daha uzun bir süredir söylediğimiz şeyi kendisi de dile getirdi. Şahıs etrafında tartışmaların yapıldığını ve bunun da sağlıklı bir sonuca götürmeyeceğini söyledi. Umuyor ve diliyorum ki bundan sonra sistem etrafında tartışmalar yapılır. Eğer sistem ne getirir ne götürür tartışılırsa daha sağlıklı sonuçlara varmak mümkün olacaktır. Peşinen biz parti olarak başkanlık sisteminin ne kayıtsız şartsız destekçisiyiz, ne de onun karşısındayız. Nasıl bir başkanlık sistemi getireceklerini açıklarlarsa biz de buna göre buna destek verip vermeyeceğimizi kamuoyu ile paylaşacağız" diye konuştu.
"PKK KENDİ SİYASİ UNSURLARINI ÖLÜME SÜRÜKLÜYOR"
PKK'nın ortaya çıktığı günden beri bulunduğu her yerde çevresine rahatsızlık verdiğini de vurgulayan Yapıcıoğlu, şunları kaydetti:"PKK'nın en iyi bildiği şey şiddet uygulamak. Son dönemlerde de çok vahşi yöntemlerle şiddet uygulamaya başladı. Önce birkaç yüz kiloluk bombalarla şimdilerde de birkaç tonluk bombalarla insanların geçip gittiği yolları patlatıyorlar. Bazen onlarca kişinin ölümüne sebebiyet veriyorlar. Biz yıllardır söylüyoruz. Daha önce, belki ilk çıkış dönemlerinde şiddet kendisine artı olarak hanesine yazılmış olabilirdi. Fakat siyaset yapmanın yolunun açıldığı bir memlekette ve bir dönemde şiddete başvurmak kaybettirir. Şuanda kendi altlarını oyuyorlar. Zaten geçen seneki çukur siyasetinden sonra intihara kalkıştılar. Şuanda yaptıkları eylemlerle kendi siyasi uzantılarını da ölüme sürüklüyorlar. Kazdıkları o mezara çekmeye başladılar."
FETÖ'nün yargı içerisinde çok yoğun bir şekilde teşkilatlandığını dile getiren Yapıcıoğlu, hakim ve savcıların bağlantısı olduğu anlaşıldıktan sonra gözlerin, bunların vermiş oldukları kararlara çevrildiğini kaydetti.
3 bin 400 civarında hakim ve savcının meslekten uzaklaştırıldığını ifade eden Yapıcıoğlu, sözlerini şöyle sürdürdü:"FETÖ 1966 yılında kurulmuş. 1980'den sonra, 85'lerden sonra vermiş oldukları pek çok kararlarda ideolojik davrandığı, özellikle 90'lı ve 2000'li yıllarda bunun zirve yaptığı net bir şekilde ortada. Dolayısıyla bunların vermiş oldukları kararlarla ilgili hükümetin yeni bir düzenleme yapması bize göre bir zorunluluk. En sağlıklısı bu iş için komisyon kurulması veya Yargıtay dairelerinin bir tanesinin bu konuyla ilgili görevlendirilmesi, meslekten FETÖ ile irtibatlı, iltisatlı veya üye olduğu gerekçesiyle atılan hakimlerin imzasının bulunduğu bütün kararlar yeniden gözden geçirilmeli. Haksızlık yaptıkları, ideolojik davrandıkları veya kendi örgütsel çıkarları doğrultusunda karar verdikleri dosyalar tespit edilmeli ve bu dosyalardan mağdur olanlar yeniden yargılanıp haklarına kavuşmalıdır."