FESTİVALDİ BİTTİ!...
İlimizde lokantacılar derneğinin iki yıldan beri düzenlediği güzel bir etkinlik icra ediliyor.
Elazığ Belediyesi'nin de ilimizdeki ticaretin canlandırılması ve esnaflarımıza katkı sunmak amacıyla desteklediği festivalin birincisi, biraz da köfteciler sokağıyla özdeşleştiği için köftenin merkezinde yapılmıştı ama meknın darlığı sebebiyle bu yıl valilik önündeki gösteri alanında yapılan etkinlik ilgi gördü.
İlgi gören köfte mi yoksa sanatçılar mı bilinmez ama hemşerilerimiz iki günü dolu dolu yaşadı. İkram ve satış stantları bir hafta daha etkinliklerini sürdürecek gibi gözüküyor. Valilik yetkilileri ve çalışanlarının köfte kokusuna tahammül direnci test edilmiyorsa birkaç gün daha köfte sahada olacak.
Festival iyi geçti, güzel oldu. Burada sorun yok. Hatta adına festival denmese de olaya her köfteye salça olma kabilinden salçalı köfte motifi verilmese de herhangi ulusal bir sanatçı konserinde dahi bu kadar ilginin olacağını bilmek khin olmayı gerektirmez.
Bizim derdimiz şenlik yapmak, konser düzenlemek ve topladığımız kalabalıkla övünmek olmamalı. Bizim derdimiz adına festivaller düzenlediğimiz ürünün ne kadar bilinip bilinmediği, tercih edilip edilmediği önemli.
Sivas'a giden o ilin yabancısı bir insan Sivas köftesi, Maraş'a giden Maraş dondurması, Antep'e giden Antep baklavası, Diyarbakır'a giden ciğer şiş arıyor ve bunu tadıyorsa, Elzığ'a dışardan gelen birinin de salçalı köfte araması ve bunu yemesi lazım.
Etkinlik yapmak için festival yapılmaz. Ha neymiş efendim 'bizim de amacımız bu zaten, festival yapıyoruz ki salçalı köftemizi tanıtalım' diyebilirsiniz. Bizler de size deriz ki Elzığ halkı zaten köfteyi biliyor ve tanıyor. Özellikle genç kesimin fiyatı ve salçası için birinci tercihi oluyor.
Öyle yapmalıyız ki yolu Elzığ'dan geçen bir aile salçayı köfteyi tatmadan gitmesin. Bunun için de bizi bize tanıtma faaliyetleri faydalı ama yeterli de değil.
Bir ürünün marka olmasının tek göstergesi ve test edilmiş tek ölçüsü Elzığ'a giden bir yakınına Elazığ'ı bilen yine yabancı biri 'salçalı köfte yemeden gelmeyesin' cümlesidir.
Bunu duyduğumuz anda olay bitmiştir. Bu arada bu kadar salçalı köfteye söz ettik de aklımıza başka bir deli soru geldi. Sahi yabancı biri bize sorsa ve dese ki 'Elazığ'da ne yenir ve nerede yenir?'
Neyse gereksiz bir soru olduğunun farkındayız. Kaldı ki cevap verme süresini de aştınız. Geçelim, pas…
Elazığ Belediyesi'nin de ilimizdeki ticaretin canlandırılması ve esnaflarımıza katkı sunmak amacıyla desteklediği festivalin birincisi, biraz da köfteciler sokağıyla özdeşleştiği için köftenin merkezinde yapılmıştı ama meknın darlığı sebebiyle bu yıl valilik önündeki gösteri alanında yapılan etkinlik ilgi gördü.
İlgi gören köfte mi yoksa sanatçılar mı bilinmez ama hemşerilerimiz iki günü dolu dolu yaşadı. İkram ve satış stantları bir hafta daha etkinliklerini sürdürecek gibi gözüküyor. Valilik yetkilileri ve çalışanlarının köfte kokusuna tahammül direnci test edilmiyorsa birkaç gün daha köfte sahada olacak.
Festival iyi geçti, güzel oldu. Burada sorun yok. Hatta adına festival denmese de olaya her köfteye salça olma kabilinden salçalı köfte motifi verilmese de herhangi ulusal bir sanatçı konserinde dahi bu kadar ilginin olacağını bilmek khin olmayı gerektirmez.
Bizim derdimiz şenlik yapmak, konser düzenlemek ve topladığımız kalabalıkla övünmek olmamalı. Bizim derdimiz adına festivaller düzenlediğimiz ürünün ne kadar bilinip bilinmediği, tercih edilip edilmediği önemli.
Sivas'a giden o ilin yabancısı bir insan Sivas köftesi, Maraş'a giden Maraş dondurması, Antep'e giden Antep baklavası, Diyarbakır'a giden ciğer şiş arıyor ve bunu tadıyorsa, Elzığ'a dışardan gelen birinin de salçalı köfte araması ve bunu yemesi lazım.
Etkinlik yapmak için festival yapılmaz. Ha neymiş efendim 'bizim de amacımız bu zaten, festival yapıyoruz ki salçalı köftemizi tanıtalım' diyebilirsiniz. Bizler de size deriz ki Elzığ halkı zaten köfteyi biliyor ve tanıyor. Özellikle genç kesimin fiyatı ve salçası için birinci tercihi oluyor.
Öyle yapmalıyız ki yolu Elzığ'dan geçen bir aile salçayı köfteyi tatmadan gitmesin. Bunun için de bizi bize tanıtma faaliyetleri faydalı ama yeterli de değil.
Bir ürünün marka olmasının tek göstergesi ve test edilmiş tek ölçüsü Elzığ'a giden bir yakınına Elazığ'ı bilen yine yabancı biri 'salçalı köfte yemeden gelmeyesin' cümlesidir.
Bunu duyduğumuz anda olay bitmiştir. Bu arada bu kadar salçalı köfteye söz ettik de aklımıza başka bir deli soru geldi. Sahi yabancı biri bize sorsa ve dese ki 'Elazığ'da ne yenir ve nerede yenir?'
Neyse gereksiz bir soru olduğunun farkındayız. Kaldı ki cevap verme süresini de aştınız. Geçelim, pas…