FEDA SEZONUNUN KARARI BELİRGİNLEŞİYOR

Ara transfer dönemimiz de tıpkı sezon öncesi ve ligin ilk yarısı gibi sıkıntılı geçti

TAKİP ET
Ara transfer dönemimiz de tıpkı sezon öncesi ve ligin ilk yarısı gibi sıkıntılı geçti. Yönetim kurulu bir yandan eski futbolculara olan borçları yapılandırmak için koştururken, öte yandan TFF nezdinde transfer tahtasını açmak için büyük uğraş verdi. Tüm bu problemlerin yanında transfer komitesi önceden listelediği futbolcularla bir dizi görüşmeler gerçekleştirdi. Kulübün bütçesini zorlamadan, feda sezonunun mantığına uygun, makul fiyatlara oyuncu bakıldı. En nihayetinde transfer tahtası açılarak Aldin Cajic, Mehmet Ozan Tahtaişleyen, Timur Bayram Özgöz, Youssef Yeşilmen ve Kehinde ile sözleşme imzalandı. 4 futbolcunun lisansları Ş.Urfa maçına yetiştirilirken, Kehinde ise tribünden takip etti karşılaşmayı… Öncelikle şunun altını çizmek lazım ki yönetim kurulunun işi dışarıdan bakıldığı ve konuşulduğu kadar kolay değil… Geçmiş dönemlerde yapılan hovardalıkların bertaraf edilmesi ve mali faturaların kapatılması için büyük mesai harcanıyor. Bizzat şahidi olduğum için buradan ahkm kesmem doğru bir yaklaşım olmaz. Bu satıra kadar sıraladığım gelişmeler hususunda tek bir eleştirim olamaz, olmamalı da… Tüm bu meselelere taraftar gözüyle baktığımda neden forvet transferinin zamanında yapılmadığı tenkitini getirebilirim ancak... Bu takımın golcü eksiğini sadece Elazığ değil Türkiye'de de duymayan, yazmayan kalmadı. İşi biraz daha sıkı tutup Kehinde veya başka bir ismin karar maçı niteliğindeki Ş.Urfa maçına yetiştirilmesi gerektiğine bende katılıyorum. Yapılan bu kadar fedakrlıkları ve yoğun mesaiyi de göz ardı etmeden… Olsaydı iyi mi olurdu? Evet olurdu… Ama olmadı.

***

Rakibimiz Ş.Urfaspor, Kemal Kılıç'ın göreve gelmesiyle birlikte oynadığı son 4 maçta 3 galibiyet, 1 beraberlik aldı ve 10 puan topladı. Bir performans değerlendirmesi yapacak olsak TFF 1.Lig'in ilk yarısının ikinci bölümünde en etkileyici takım kesinlikle Urfa takımı olurdu. Ünal Karaman döneminde izlediğim özgüveni dip yapmış ve maddi sıkıntılarla boğuşan o takım, adeta gömlek değiştirmiş ve saha içinde mücadele gücünü olabilecek en üst seviyeye çıkarmıştı. Kemal hocanın öğrencileri tam da formunun zirvesindeyken ilk yarı tatili girdi araya… Nasıl döneceklerini merak ediyordum bende… Ara transfer döneminde kadrolarına kattıkları oyuncuların lisanslarını maça yetiştirememişlerdi. Başarılı stoperleri Berkay Can Değirmencioğlu da cezalıydı. Bizde ise Murat Kayalı'nın zamansız sakatlığı rakiplerin önlem almasını zorunlu kılan orta sahamızın tıkır tıkır işleyen o ritmini bozmuştu. Bayram Bektaş tek ön liberoya Binya'yı, önüne de Traore ve Çağrı'yı yerleştirmişti. Takımın geri kalanında herhangi bir değişiklik yoktu. Urfa takımı da ideale yakın bir on birle sahadaydı.

***

Maçın ilk yarısı, orta alanda Traore'nin rakiplerine büyük üstünlük kurmasına bağlı olarak genelde topun bizde kalmasıyla, Tom üzerinden

geliştirilen kanat akınlarıyla ve en büyük hastalığımız olan ceza alanına yapılan ortalarda final vuruşunu yapacak golcümüzün olmayışıyla geçti. Berk'in İzzet karşısında fizik açıdan ezilmesiyle, mecburi istikamet olarak zorladığımız sağ kanattan inen toplar Lamjed tarafından izlenince organize olmakta büyük güçlük çektik. Rakip takımın stoperi Marc 30.dakikada sakatlanınca orta alanın çalışkan ismi Halil Köçer savunmaya kaydırıldı. Oyuna giren Askar da tipik bir hücumcu olduğu için takım boyları fena halde uzadı ve ileri uçtaki Batuhan 3. bölgede yalnız kaldı. Hal böyle olunca istedikleri oyunu oynamak yerine topun arkasına geçerek sahalarını savunmak durumunda kaldılar. Bu saatten sonra silahları artık teke düşmüştü. O da Abdülaziz, Fevzi Özkan ve Askar ile kontralara çıkmaktı. Onu da başaramayınca bir puana itirazları olmayacaktı. Bizde de durum pek farklı değildi. Binya'nın sakatlığından sonra oyuna giren Cajic, riski sıfır olan bir oyunu tercih etti. İzzet karşısında 79 dakika boyunca ezilen Berk'in yerine giren Youssef, fizik açıdan düşen rakibin o tarafını fena halde zorlamasına rağmen son vuruşları yapması için görevlendirilen Timur da etkili olamayınca her iki takımda beraberliğe razı oldu. Sahanın en iyi isimleri Traore ve İzzet Yıldırım'dı.

***

Maç sonu yapılan açıklamalarda Kemal hocanın oyunu daha iyi izah ettiğini gözlemledim. Bayram hoca 'Tek eksik goldü' diyerek bize farklı bir maçı anlattı sanki… Golü koklamayı bırakın, ah bu da nasıl kaçar dediğimiz bir pozisyon bile göremedik açıkçası… Evet, bu maç bir karar maçıydı. Kazanmamız halinde ufak da olsa Play-Off umudumuzu sürdürecek, olası bir Manisa galibiyetiyle yukarıdakileri rahatsız etmeye başlayacaktık. Olmadı, kazanamadık. Bundan sonrası için kararımız netleşmeye başlıyor. Kümede kalma mantığını kabullenmeye başlıyoruz. Pek alıştığımız bir şey değil bu haklısınız… Ama gerçekler acıdır ve biz o zamanları yaşıyoruz.

Her şeye rağmen, 'Motorları Maviliklere Süreceğimiz Güzel Günler İçin Feda Sezonunda Desteğe Devam' diyorum. Sevgilerimle…

 

Bakmadan Geçme