Fakirliğin Gözü Kör Olsun!

Kitap okuma alışkanlığının oldukça düşük olduğu ülkemizde kahvehanelerin dolup taştığından hep şikâyette bulunan biz değil miydik? Bak ne güzel millet artık zamanını kahvehane köşelerinde değil evinde kitap okuyarak ve kendisini yetiştirerek ya da çalışıp aile bütçesine katkı sağlayarak geçiriyor.

Ah keşke böyle olsaydı! Elbette ironi yaptık. Vatandaşın kahvehanelere gitmeme sebebi çalışması ya da kitap okumasından değil, çaylara gelen fahiş zamlar, buna karşılık pula dönen emekli aylıklarından dolayı gidemiyor kahvehaneye.

Geçtiğimiz gün Hakimiyete Göre'de fakirliğin akraba ziyaretlerini de vurduğunu, artık aile ve eş-dost buluşmalarının yapılamadığını yazmıştık. Şimdi gördük ve öğrendik ki yoksulluk sosyal hayatı da vurmuş.

Her iki tarafa da iyi gelecek iki kelam edip dertleşeceğimiz dostlarla da artık bir araya gelemeyeceğiz.

Kahvehane haberinden önce de bizler de bizzat bunu yaşıyorduk. Geçtiğimiz yıllarda 15 günde bir dostlarla bahçe programları yapar ve hasret giderirken, bu yıl anca bir kez yapabildik bu etkinliği. Sonbahar gelene kadar da yeni bir program ufukta gözükmüyor. Teklif bile getiren olmuyor.

Ev, araba, bağ bahçe alamadığımız ve lüks bir yaşam süremediğimiz için “fakirliğin gözü kör olsun” derdik ya hani eskiden. Şimdiler de bu sözü çay içemediğimiz için bile kullanır hale geldik.

Geldik mi yoksa getirildik mi bu duruma bilemiyoruz ama bu şartlarda hem de sosyal arkadaş ortamlarına girmek oldukça zor ve hatta imkânsız.