EZBER BOZAN ELAZIĞSPOR

Sezon başladığında TFF 1

TAKİP ET
Sezon başladığında TFF 1.Ligin önceki yıllara oranla daha kaliteli ve zorlu geçeceği hemen herkesin ortak görüşüydü. Çünkü Spor Toto Süper Lig'den düşmelerine rağmen hem ekonomileri hem de kadro kaliteleriyle öne çıkan Sivasspor ve Eskişehirspor'un yanında kulüp olarak hayli sıkıntılı ama yine de süper lig deneyimli kadrosuyla güçlü bir takım görüntüsü veren Mersin İdman Yurdu gibi takımlar bu yıl TFF 1.Ligde mücadele edecek ve grubu daha zorlu bir hale getireceklerdi. Bunun yanında yine geçen yılki güçlü kadrolarına iyi takviyeler yapan Göztepe, Gaziantep Büyükşehir  ve Adana Demirspor gibi takımlar da lige iddialı girerek ligin güç dengelerini değiştiriyorlardı.

Bir önceki sezonda vasat görüntü çizen ama bu yıl sezon başında hem teknik anlamda hem de oyuncu kadrosu olarak doğru seçimler yapan ve yarışta biz de varız diyen Boluspor, Giresunspor, Balıkesirspor ve Yeni Malatyaspor gibi takımlar da lige renk katacaklarını gösterdiler.

Bu genel görüntü içerisinde bizim açımızdan esas soru şuydu : Geçtiğimiz yılki kadrosundan Halil Akbunar gibi iyi bir hücum oyuncusunu kaybetmiş ,bununla birlikte transfer yasağı nedeniyle hiç takviye yapamamış  üstelik kongre sürecinde korkunç bir borç yüküyle yüzleşmiş ve deyim yerindeyse eli kolu bağlı bir Elazığspor  bu yıl ligde ne yapabilir ?

Elbette ki  geride bıraktığımız beş haftayı baz alarak ligin sonunu değerlendirme gibi bir yanlışa düşmeyeceğiz. Zamanla takımların kadroları oturacak, geç form tutan takımlar açılacak, takımlarda teknik heyet değişiklikleri olacak, oyun formatları şekillenecek  ve lig daha dengeli bir görünüme kavuşacaktır. Hele süper ligden düşmüş , ekonomileri görece sağlam  ama güçlü kadrolarına rağmen  bu lige henüz alışamayan takımların da zamanla toparlanacağı ve iddialı konuma gelecekleri aşikar.

Yine, puan silme cezaları alan Mersin İdman Yurdu, Manisaspor,  Adana Demirspor ve Denizlispor'un ve muhtemel başka puan silme cezalarının da puan tablosuna yansımasıyla,  sezon başı öngörüleriyle  örtüşmeyen bir sıralama da çıkabilir ortaya. Kuşkusuz neler olacağını  haftalar ilerledikçe çok daha net ve sağlam bir şekilde göreceğiz.

Yazımın başlığında ezber bozan sıfatı yakıştırdığım Elazığspor'a gelince.. Kuşkusuz ligin  en alternatifsiz kadrolarından birine sahibiz. Dahası bu ligin havasını hiç teneffüs etmemiş, henüz yeşil sahalarda kalabalık seyirci toplulukları karşısında o ambiansı solumamış, oldukça genç ve deneyimsiz oyuncularla en azından ligin ilk yarısına kadar devam edeceğimiz bir oyuncu topluluğu var elimizde. Ama buna rağmen geçen yıl özellikle ligin ikinci yarısında Ogün Temizkanoğlu'nun ve oyuncuların kenetlenerek tüm negatif koşullara rağmen ortaya çıkardıkları bir  takım ruhu var .

Ligin ilk maçı olan Manisaspor karşılaşması  hariç diğer dört maçta geçen yılın takımı olma yolunda ilerleyeceğini gösteren bir Elazığspor'un izlerini görmeye başladık. İçerideki Boluspor maçıyla başlayıp Ümraniye ve deplasmandaki Eskişehirspor maçıyla devam eden ve bu hafta Giresunspor maçıyla tavan yapan iyi oyun ve kazanma ruhu göze çarpıyor takımda.

Elazığspor, güçlü kadrolara sahip takımlara karşı iyi oynadıkça rakiplerdeki şaşkınlık da artıyor. Çünkü birçok futbol otoritesi, spor yorumcusu ve lig analizatörü , Elazığspor'u bu borç yüküyle ve kısıtlı kadrosuyla ligin zayıfı olarak daha ligin başında düşme adayı takım olarak göstermişlerdi. Ancak belli ki onların hesap edemedikleri bir gerçek var ortada. Evet futbolun bir matematiği var. Ama tıpkı siyasette olduğu gibi futbolda da  iki kere iki her zaman dört etmiyor.

Zor şartlarda kenetlenmek, özveriyle mücadele etmek ve gelecek güzel günlere inanarak inatla savaşma isteği , Elazığspor'un şu an  gruptaki birçok takımda olmayan artıları. Kuşkusuz bu şartların oluşmasında Sedat Karataş başkanlığındaki yönetimin ortaya koyduğu zorlu şartlarla mücadele performansı ve sorunları alt etme becerisi çok önemli bir faktör. Ogün Temizkanoğlu'nun geçen yıl yarıda kalanları tamamlama arzusu ve oyuncularımızın oluşan bu olumlu havaya gösterdikleri uyum da olumlu havaya katkı sağlıyor. Bu hava devam ettikçe Elazığspor'un ezber bozmaya devam edeceği ve ligin ikinci devresinde transfer yapma ihtimalinin de belirmesiyle  ligin dengesini değiştireceği belli oluyor.

Giresunspor maçının bize gösterdiği bazı gerçekler var. Şöyle sıralamak mümkün :

* Ogün Temizkanoğlu, Murat Kayalı, Hamidou Traore ,Mesut Saray ( zaman zaman Hakan Bilgiç)  gibi hücum kapasitesi yüksek oyuncuları bir arada ve ileri bölgede  değerlendirdiğinde takımın hücum gücü  artıyor, rakip defansların işi zorlaşıyor.

* Elazığspor'un eldeki oyuncularının kapasiteleri göz önüne alındığında 4-1-4-1 dizilişi,  4-2-3-1 dizilişine oranla çok daha mantıklı ve sonuç alıcı bir format.

* Henüz kapasitelerini tam olarak ölçmesek de  zaman zaman süre alan  Ömer Yıldız, Hakan Esa, Ali Fırat Okur ve diğer genç oyuncularımız da bu takıma belli ölçülerde  katkı sağlayacak ve eksiklerimizi azaltacaklardır.

* Arzu ettiğimiz  seviyede olmasa da taraftar ve seyirci sayısının artması ,taraftarın takımla bütünleşmesi , Elazığspor'un geleceği ve alacağı başarılı sonuçlar açısından itici bir güç olacaktır.

 * Eleştiri , sağlıklı ve objektif ölçülerde  yapıldığında doğruları artıran bir eylemdir. Ancak bir iki maçın sonucunu baz alarak ve içinde bulunduğumuz şartları göz ardı ederek   Ogün Temizkanoğlu'nu  acımasızca eleştirmek ve yerden yere vurmak  sokak telllalarına  yakışsa da gerçek taraftara futbol otoritesine yakışmıyor.

* Futbolun temel itici güçlerinden birisi olan istikrar,  birkaç yıldır bir arada oynayan ve birbirini adeta ezberleyen oyunculardan kurulu Elazığspor'da diğer takımlara oranla daha fazla . Bu da henüz ritmini bulmayan bu ligde , Elazığspor'un bundan sonra da  iyi sonuçlar alabileceğinin bir göstergesi.

* Yazının başında sorduğumuz Elazığspor bu ligde ne yapabilir, sorusunun cevabı, Giresunspor  maçından sonra bir anlamda  karşılık bulmuştur.

Bir sonraki yazıda buluşmak dileğiyle sevgiyle ve huzurla kalın..

 

Bakmadan Geçme