Erbil'de Yandaşmış!

Övgülerine geçmeden önce bu hastalığın ne olduğunu bilmek gerekiyor ki yaptığı övgülerin içtimai yapısını anlayabilelim.

Kaçış sendromu denilen hastalık; ciddi ataklar, aralıklarla tekrarlayan krizler şeklinde beliren bir hastalık. Kılcal damarlarda bulunan sıvılar hızlı bir şekilde damar dışına doğru difüzyon olmaya başlar. Hızlı bir şekilde gerçekleşen bu olayla sonucunda vücudun belirli kısımlarında şişlikler oluşur, hastanın tansiyonu ani bir şekilde düşer ve de ciddi bir şok tablosu gelişir. Bu nedenle de hastaya acil olarak müdahale edilmesi gerekir.Aksi halde ölümlere yol açabilecek ciddiyete sahip bir hastalıktır.

İşte Erbil'de tam yirmi yıldır bu hastalıkla mücadele ediyor.

Ataklar ve krizlerin olmaması için ayda bir hastaneye yatıp ilaç aldığını belirtiyor.

SSK'lı olduğunu söyleyen Erbil, devlete verdiği hizmetlerin şimdi karşılığını aldığını belirtiyor ve ekliyor "Devletim de bana sahip çıkıyor. İlaçlarımı karşılıyor. Allah devletimizden razı olsun, sağlık sistemimiz çok iyi" diye.

Amerikanın bir eyaleti olan Kaliforniya'nın şehri Los Angeles'ta bir anısını paylaşan Erbil, aslında ülkemize hasmane duygular besleyenlerin ağzının payını vermiş oluyor farkında olmadan. Los Angeles'ta hastalandığında kendisine acil müdahale edilmesini bir tarafa bırakın bir de hastanede iki saate yakın bekletilerek "acil müdahale gerektiren bu hastalıkta" ölüme terkedilmiş adeta, Erbil.

Ve tam da bu yüzden "Yatıp kalkıp sağlık sistemimize teşekkür etmemiz gerektiğini hatırlatıyor. Cumhurbaşkanımızı ve Sağlık Bakanımızı yerlere göklere sığdıramıyor, haklı olarak...

Hassaten de öyle.

Şimdi, bu ülkeden bir türlü memnun olmayıp, yetinemeyen ve de sürekli gözü batıda olanlar bir kez daha düşünüversinler bir zahmet...

Bakın paraysa Erbil'de... Şan şöhret ise Erbil'de... Maddi güç kuvvet tamamen yine onda... Ama yetmiyor!

Ve birden çalınıveriyor muhterem Kanuni Sultan Süleyman hazretlerinin o sözü... "Olmaya devlet cihânda bir nefes sıhhat gibi..."

Yani şu dünyada bir nefes sıhhat gibi güç olamaz, olamaz!..

Biz insanların hasletleri, talep ve istekleri, arzuları bitmiyor bitmez... Elbetteki bitmesin de... Lakin her zaman sahip olmak istediklerimize değil, bazen de sahip olduğumuz nimetleri fark edip, hakkı teslim etmemiz hem ruh hem de beden sağlığımız için daha önemlidir.

Evet, ülkemizde olması gereken çok şey var fakat bardağın bir de dolu tarafı var, görmeyi bilene...