Elazığlılar, Duyuyor Musunuz?

İddiaya göre, Elazığ'da son yılların en çok işitme kaybı yaşanan dönemindeyiz.

İşitme cihazı fiyatlarının dolar kuruna göre belirlendiği, son iki senede yaklaşık olarak beş katına çıktığı bilinmekte. Devlet desteğinin artan fiyatlar karşısında yetersiz kaldığı dile getiriliyor.

“HASTALARIN İŞİTME CİHAZINI ALMAKTA GECİKMESİ OLDUKÇA ZARARLI, ÇÜNKÜ BİR ZAMANDAN SONRA ALGILAMADA SORUNLAR YAŞANIYOR”

20 yıldır işitme cihazı sektöründe olduğunu ve hastaların sıklıkla işitme testi yaptırması gerektiğini, en küçük bir ihmalin, hasta için çok tehlikeli olduğunu dile getiren Şeyda Kahraman,

“İşitme cihazı sektörüne ilk girdiğimiz zaman cihazlar analog idi. Kişinin işitme kaybına değil de işitme kaybının derecesine göre belirleniyordu. İşitme kaybı kaç desibelse biz o aralıkta olan cihazı belirleyip hastaya veriyorduk. Daha sonra dijital cihazlara geçtik. Dijital cihazlarda iş biraz daha zorlaştı bizim açımızdan ama hasta açısından daha iyi oldu, kalite daha çok arttı. Çünkü işitme kaybında frekans aralıklarına göre ayar yapabiliyoruz. O frekanslara dokunabiliyoruz. Hastaların işitme cihazını almakta gecikmesi oldukça zararlı, çünkü bir zamandan sonra algılamada sorunlar yaşanıyor. Hastalar konuşulanı anlamıyor. Beyin, hızlı bir şekilde toparlayıp alamadığı için o sesler beyinde dağılıyor. Bu yüzden işitme kaybı belirlendikten sonra işitme cihazını ne kadar erken alınırsa o kadar iyi sonuçlar alıyoruz.” Dedi.

“DUYMAMAK İNSANI İNSANDAN AYIRAN BİR DURUMDUR”

Alzheimer hastalığının temelini oluşturan şeyin işitmede azalma olduğunu iddia eden Kahraman,

“İşitme cihazı kullanmayan hastalarda Alzheimer hastalığı çokça görülüyor. Bu da yapılmış bir araştırmadır. Sebebi şu, duyduğunu algılayamayan hasta sohbetlere katılamaz, sohbetlere katılamayınca içe döner ve ortamlardan uzaklaşır. Bu nedenle beyin küçülür ve hastamız bir yerden sonra hayatına hiçbir şey hatırlamayarak devam etmek durumunda kalır. Bu durum kulak sağlığı kadar sosyal yaşamı, psikolojiyi de etkiliyor. Duymamak insanı insandan ayıran bir durumdur.

İşitme kaybı aslında belirli bir yaşta başlıyor. 40'lı yaşlarda belki bir kulakta başlıyor ama kendi yaşam kalitesini düşürmediği için ya da aradaki farkı anlamadıkları için gelmiyorlar bize. İşitme kaybı kötüleştiğinde, durum vahim hale geldiğinde geliyorlar. Biz de orada SRT dediğimiz algılama testine alıp kayıp oranını öğreniyoruz, eğer çok geç kalınmamışsa çözüm üretebiliyoruz. Eğer geç kalınmışsa ve algılaması yüzde 10 civarındaysa bu kişi işitme cihazından da fayda göremez.” Şeklinde konuştu.

“MESLEK GRUPLARI OLARAK ÇOK GÜRÜLTÜLÜ ALANLARDA ÇALIŞAN VATANDAŞLARIMIZDA İŞİTME KAYBI DİĞERLERİNE ORANLA ÇOK DAHA FAZLA”

İşitme kaybının meslek grupları ve yaşam şekillerine göre değişmekte olduğundan bahseden Kahraman, kaybın çeşitleri olduğunu ve her hastada farklı nedenlerde başlayabileceğini aktardı. Şeyda Kahraman,

“Meslek grupları olarak çok gürültülü alanlarda çalışan vatandaşlarımızda işitme kaybı diğerlerine oranla çok daha fazla. İşitme kaybı oluşmasa bile çınlama oluyor, bu da oldukça rahatsız edici bir durum. Çınlama da var olan bir işitme kaybının etkisidir. İşitme kaybının çeşitleri vardır başlama açısından. Anne karnında, annenin kullandığı ilaç yüzünden başlayabilir. Bebeklikte yüksek ateşle başlayabilir. Yetişkinlerde de zamanla olabiliyor, mesleki olabiliyor.

İşitme cihazı gün içerisinde gözlük gibi ihtiyaç duyulduğunda her zaman kulakta olması gerekiyor. Kişiye büyük bir zararı yok. Bluetoothlu cihazlarda radyasyondan bahsediyorlar ancak onun hastaya negatif etkisi de oldukça az. Güncel işitme cihazlarının birçoğu bluetoothlu ve cep telefonuyla hastaların yaşam konforunu arttırıyor” dedi.

“ŞU ANDA PİYASADA EN UYGUN CİHAZ 12 BİN TL İKEN DEVLETİN KARŞILADIĞI 3 BİN TL”

İşitme cihazlarının fiyatlarından ve vatandaşa yükünden bahseden Kahraman, artan enflasyonla birlikte devlet desteğinin az kaldığını arttırılması gerektiğini savunurken hastaların maddi açıdan zorlandıklarını belirtti:

“İlk zamanlarda işitme cihazlarının fiyatları devlet desteğiyle hemen hemen denkti. Çok az bir fark ödüyordu hastalar. Sonra bu enflasyon oranına göre artan fiyatlarda devler desteği çok az kaldı. Hastalar ciddi meblağlar ödemek durumunda kaldı. Firmalar dolar kuruyla fiyatları belirliyor. Şu anda piyasada en uygun cihaz 12 bin TL iken devletin karşıladığı 3 bin TL. İşitme cihazı fiyatları çok yüksek. Sağdan soldan araştırın diyenler var. İşitme merkezlerine dolandırıcı diyenler var, gidin pazarlık yapın diyenler var. Şimdi işitme cihazlarının ciddi bir kar oranı var evet. Ama bu bir gözlük gibi geçici değil, yani sonuç olarak 5 yıl boyunca kullanılacak cihaz satılıyor. Biz hastalarımızla da sürekli iletişim halinde olmak zorundayız.

Kulak kalıpları normalde 6 ayda bir değiştirilmeli. Yılda bir bile değiştirmek isterlerse iyidir. Kulak kalıbı değişikliği konusunda çok talep yok maalesef.”

HASTANE ÇALIŞANLARININ YÖNLENDİRMELERİNE DİKKAT!

Son olarak hastaları, hastanelerdeki art niyetli doktorlara karşı uyaran Şeyda Kahraman,

"İşitme cihazları bir kaç yerde denenerek alınır, özellikle herhangi bir hastaneden özellikle telefon numarası verilerek “burayı arayın size indirim yapacaklar, kulağınızı temizlerler”gibi yönlendirmelere kanmayın, sağlık bakanlığının ruhsatlandırdığı tüm merkezler cihaz denemeye yetkilidir. yapacağınız uygulanan cihazın kalitesine, firmanın indirimine, tecrübesine ve hizmet kalitesine bakmak olsun,
Hastanelerde raporlar KBB hekimi tarafından onaylanır, bu aşamadan sonra sadece yapmaları gereken raporu alıp hiçbir etkide kalmadan işitme merkezlerini gezmek olsun.." diyerek konuşmasını sonlandırdı.

Özel Haber

Bakmadan Geçme