ELAZIĞLI AVUKAT,UYGUR TÜRKLERİ İÇİN CENEVREYE GİDİYOR
Erol KARA/Dünyanın son yıllarda gördüğü en büyük insan hakları ihlallerinden olan Çin'in Doğu Türkistan'daki baskılarına ilişkin, uluslararası platformlarda şikayet başvuruları devam ediyor.
Ankara barosuna kayıtlı Elazığlı Avukat Faruk Keleştimur, 'Uygur Türklerine karşı işlenen işkenceler tespit edilen hak ihlalleri uluslararası kuruluşların bağımsız gözlemcilerinin raporlarıyla tespit edilmiştir' diye ifade etti.
Keleştimur, Çin yönetiminin Doğu Türkistan'da gerçekleştirdiği baskıları, Birleşmiş Milletler (BM) İnsan Hakları Komisyonu'na taşımak için Cenevre'ye gideceklerini söyledi.
Türkiye'de faaliyet gösteren hukukçulardan oluşan Hukuk ve Fikir Platformu, Çin yönetiminin Doğu Türkistan'da gerçekleştirdiği baskıları, Birleşmiş Milletler (BM) İnsan Hakları Komisyonu'na taşımak için kolları sıvadı. Avukatların, başvuruları haftaya Birleşmiş Milletlerin Cenevre'deki ofisine ulaşmış olacak.
Hukuk ve Fikir Platformu Başkanı Avukat Faruk Keleştimur, Türkiye'nin çeşitli illerindeki avukatların ortak imzasıyla Cenevre'ye gönderilecek olan başvuru metnine ve içeriğine ilişkin de bilgiler verdi.
Avukat Keleştimur, Çin'in görünür ve delillendirilmiş bir şekilde, Medeni ve Siyasi Haklar Uluslararası Sözleşmesi'nde 14 madde ile korunan 7 hakkı ihlal ettiğini tespit ettiklerini kaydetti. Bu tespit edilen hak ihlallerinin de her birinin uluslararası kuruluşların bağımsız gözlemcilerinin raporlarıyla sabit olduğunu söyledi.
Aynı şekilde İnsan Hakları Evrensel Beyannamesi tarafından da korunan beş ayrı hak ihlalinin çok açık bir şekilde ortaya konulduğu ve BM'nin içtihadına göre, kabul edilen uluslararası kuruluşların raporlarıyla tespit edildiği bildirildi.
Avukat Keleştimur, 'Bu konuda Çin Halk Cumhuriyeti'nin ve ÇKP'nin ihlallerinin çoğu bireyin negatif alanına yönelik. Çin Halk Cumhuriyeti ve ÇKP, pozitif yükümlülüklerini yerine getirmiyor. Bunlar da yine aynı şekilde dilekçemizde belirtilmiş durumda. İhlaller, konuyla ilgili uyuşan Avrupa Parlamentosu kararları ve bağımsız kuruluşların raporlarıyla delillendirildi. Aynı zamanda Uygur Türklerinin kendi çocuklarına istedikleri ismi koyamama şeklinde fiiliyatta şekil bulan ayrımcılık yasağı da, din ve vicdan özgürlüğü gibi çok sayıda hakkı ihlal etmeye yönelik fiillerde dilekçede yer aldı.' ifadelerini kullandı.
Avukat Faruk Keleştimur, Birleşmiş Milletler'e yönelik dilekçenin çalışma aşamasının sona erdiğini kaydetti.
BAŞVURU METNİ VE ŞİKAYET DİLEKÇESİ, BM'YE GELECEK HAFTA İTİBARİYLE TEBLİĞ EDİLECEK
Avukat Keleştimur, ''Biz bu dilekçeyi BM'ye tebliğ etmekle kalmayacağız. Cenevre'ye temsilen 100 avukatımız iştirak ediyor. Bu avukatları temsilen Cenevre'ye gideceğiz. Başvurumuzun ilgili birimlere sevk edildiğini, akıbetinin ne olduğunu orada fiziken de tetkik edeceğiz. Ayrıca Çin'in bu iddialara cevap zorunluluğu var. Çin'in bu cevabını kontrol ve takip edeceğiz. Bu meseleyi sadece başvuru ile bırakmayacağız. Bu işin Uluslararası mecrada sonuna kadar mücadelesini vereceğiz. Şu anda maalesef Doğu Türkistan meselesinde en kritik iki hakim söylem gözlemliyoruz. Bu iki hakim söylemden birisi, cinayetin fail tarafı olan devlet ile çıkar ilişkileri sebebiyle buradaki mezalimi inkar eden her şeyi güllük gülistanlık gösterenler bu meselenin inkarcılarıdır. İkinci hakim söylem ise bu meseleyi diplomatik bir koz olarak sahipleniyor gibi görünen kısa vadede çözüme yönelik faydası olacağını iddia eden ama uzun vadede meseleyi çözümden uzaklaştıranlardır. Bu da Atlantik grubunun hakim söylemi olarak gözümüze çarpıyor. Maalesef, bunlar da aynı inkarcı grup gibi istismarcı grup olarak tarafımızca gözlemleniyor.'dedi.
Keleştimur, Çin yönetiminin Doğu Türkistan'da gerçekleştirdiği baskıları, Birleşmiş Milletler (BM) İnsan Hakları Komisyonu'na taşımak için Cenevre'ye gideceklerini söyledi.
Türkiye'de faaliyet gösteren hukukçulardan oluşan Hukuk ve Fikir Platformu, Çin yönetiminin Doğu Türkistan'da gerçekleştirdiği baskıları, Birleşmiş Milletler (BM) İnsan Hakları Komisyonu'na taşımak için kolları sıvadı. Avukatların, başvuruları haftaya Birleşmiş Milletlerin Cenevre'deki ofisine ulaşmış olacak.
Hukuk ve Fikir Platformu Başkanı Avukat Faruk Keleştimur, Türkiye'nin çeşitli illerindeki avukatların ortak imzasıyla Cenevre'ye gönderilecek olan başvuru metnine ve içeriğine ilişkin de bilgiler verdi.
Avukat Keleştimur, Çin'in görünür ve delillendirilmiş bir şekilde, Medeni ve Siyasi Haklar Uluslararası Sözleşmesi'nde 14 madde ile korunan 7 hakkı ihlal ettiğini tespit ettiklerini kaydetti. Bu tespit edilen hak ihlallerinin de her birinin uluslararası kuruluşların bağımsız gözlemcilerinin raporlarıyla sabit olduğunu söyledi.
Aynı şekilde İnsan Hakları Evrensel Beyannamesi tarafından da korunan beş ayrı hak ihlalinin çok açık bir şekilde ortaya konulduğu ve BM'nin içtihadına göre, kabul edilen uluslararası kuruluşların raporlarıyla tespit edildiği bildirildi.
Avukat Keleştimur, 'Bu konuda Çin Halk Cumhuriyeti'nin ve ÇKP'nin ihlallerinin çoğu bireyin negatif alanına yönelik. Çin Halk Cumhuriyeti ve ÇKP, pozitif yükümlülüklerini yerine getirmiyor. Bunlar da yine aynı şekilde dilekçemizde belirtilmiş durumda. İhlaller, konuyla ilgili uyuşan Avrupa Parlamentosu kararları ve bağımsız kuruluşların raporlarıyla delillendirildi. Aynı zamanda Uygur Türklerinin kendi çocuklarına istedikleri ismi koyamama şeklinde fiiliyatta şekil bulan ayrımcılık yasağı da, din ve vicdan özgürlüğü gibi çok sayıda hakkı ihlal etmeye yönelik fiillerde dilekçede yer aldı.' ifadelerini kullandı.
Avukat Faruk Keleştimur, Birleşmiş Milletler'e yönelik dilekçenin çalışma aşamasının sona erdiğini kaydetti.
BAŞVURU METNİ VE ŞİKAYET DİLEKÇESİ, BM'YE GELECEK HAFTA İTİBARİYLE TEBLİĞ EDİLECEK
Avukat Keleştimur, ''Biz bu dilekçeyi BM'ye tebliğ etmekle kalmayacağız. Cenevre'ye temsilen 100 avukatımız iştirak ediyor. Bu avukatları temsilen Cenevre'ye gideceğiz. Başvurumuzun ilgili birimlere sevk edildiğini, akıbetinin ne olduğunu orada fiziken de tetkik edeceğiz. Ayrıca Çin'in bu iddialara cevap zorunluluğu var. Çin'in bu cevabını kontrol ve takip edeceğiz. Bu meseleyi sadece başvuru ile bırakmayacağız. Bu işin Uluslararası mecrada sonuna kadar mücadelesini vereceğiz. Şu anda maalesef Doğu Türkistan meselesinde en kritik iki hakim söylem gözlemliyoruz. Bu iki hakim söylemden birisi, cinayetin fail tarafı olan devlet ile çıkar ilişkileri sebebiyle buradaki mezalimi inkar eden her şeyi güllük gülistanlık gösterenler bu meselenin inkarcılarıdır. İkinci hakim söylem ise bu meseleyi diplomatik bir koz olarak sahipleniyor gibi görünen kısa vadede çözüme yönelik faydası olacağını iddia eden ama uzun vadede meseleyi çözümden uzaklaştıranlardır. Bu da Atlantik grubunun hakim söylemi olarak gözümüze çarpıyor. Maalesef, bunlar da aynı inkarcı grup gibi istismarcı grup olarak tarafımızca gözlemleniyor.'dedi.