Elazığ'daki STK'lar Arakan İçin Sessiz Kalmadı
Tamer ÖREN - Elazığ STK Platformu üyeleri Arakan'da katledilen Müslümanlar için giyabi cenaze namazı kılarak dua etti.
Arakan'da 25 Ağustos'ta 3 bin Müslümanın katledilmesinin yankıları sürerken Elazığ STK platformu üyeleri yapılan katliamda üç maymunları oynayan başta İslam coğrafyası ve Dünya ülkelerini protesto etti. Katledilen Müslümanlar için İzzetpaşa Camii'nde öğlen namazına müteakip gıyabi cenaze namazı kılan STK temsilcileri ve üyeler bu zulme sessiz kalanları kınadı. Memur-Sen Elazığ Temsilcisi ve Eğitim-Bir-Sen 1 No'lu Şube Başkanı İbrahim BAHŞİ STK platformu adına bir basın açıklaması yaptı. BAHŞİ yaptığı açıklamada ' Myanmar'da (Burma), Rakhayn Eyaleti'nin kuzeyinde 25 Ağustos gecesi meydana gelen saldırıların ardından Myanmar ordusu ve Budistler tarafından sivil Rohingya / Arakanlı Müslümanlara karşı katliam yapılamaya başlandı.
Ordu güçleri ve Budist rahipler öncülüğünde şiddeti giderek artan ve yaygınlaşan saldırılar sonucunda son üç günde Arakan'ın çeşitli köylerinde en az 2-3 bin Müslümanın katledildiğine ve 100 binden fazla Müslüman'ın da yerinden edildiğini dair vahim haberler ulaşıyor. Sahadan gelen haberler katliamların, 2012 ve geçen yıl Ekim ayında yaşananlar saldırılardan daha şiddetli bir hal aldığı ve giderek bir soykırıma dönüştüğü yönünde. Maalesef Bangladeş sınırının da kapalı olması nedeniyle yüz binlerce Müslüman katledilme tehlikesiyle karşı karşıya' dedi.
Budist Burma hükümetinin Arakan'daki zulümleri 1942 yılından beri hiç durmadan devam ettiğini vurgulayan BAHŞİ ' Her gün aşağılanan, tacize uğrayan, köyleri mahalleleri basılan Arakanlılar BM'ye göre de bu çağın en mazlum halklarından biri durumunda. Zira Arakan'da yaşanan zulüm ne dünya kamuoyunun gündemine girebilmekte ne de şimdiye kadar zulmü hafifletecek ciddi bir girişim söz konusudur. 1784 yılına kadar bağımsız olan Arakan, Burma ve İngilizlerin işgaline uğradı. Bağımsızlık öncesi etnik temizliğe girişen Budistler, 28 Mart 1942'de 150 bin Arakanlı'yı katledip yüz binlercesini yurtlarından çıkardılar. Burma'ın 1948'de bağımsızlığını kazanmasıyla baskı daha da sistematik hale geldi. Müslüman Arakan halkını İslami köklerinden koparmak için İslami eğitim veren okullar kaldırıldı ve Budist müfredat uygulanmaya başlandı. Başörtüsü kullanılması ve kurban kesilmesi yasaklandı. İslami isimler yerine Budist isimlerin kullanılması ve Kur'an-ı Kerim'in harflerinin Burma harfleriyle değiştirilmesi zorunlu hale getirildi' diye konuştu.
Arakan'lı Müslümanlar uzun yıllardır çok yönlü ve derin ayrımcılığa, asimilasyon ve soykırıma tabi tutulduğunu hatırlatan İbrahim BAHŞİ ' Müslüman toplumun önderleri, alimleri ve ileri gelenleri katlediliyor. Arakanlı Müslümanlar bu dayatmalara boyun eğmedikçe baskının, katliamların, sürgünlerin dozu artırılıyor. 1962 yılında başlayan komünist dönemde 22 yıl boyunca 20 bin Arakanlı öldürüldü. Mallarına el konuldu ve kadınlarına tecavüz edildi. 1982 yılında Arakanlı Müslümanların vatandaşlıkları ellerinden alındı. Arakanlılar yüzyıllarca bağımsız olarak yaşadıkları öz vatanlarında 'öz yurdunda garip, öz vatanında parya' durumuna düşürüldüler. 1990'lardan sonra yeniden başlayan kıyım döneminde binlerce Arakanlı şiddete maruz kalarak hayatını kaybetti, 200 bin Arakanlı Bangladeş'e sığındı. 2012 yılında yeniden toplu tutuklama, köylerin yakılması, tecavüzler, katliamlar, camilerin yakılması gibi insanlık dışı muameleler başladı. 150 bin kişi evlerini terk etti. Bu zulümler bütün dünyanın sessiz bakışları arasında 2016 yılında tekrar etti' diye kaydetti.
Bugün sayıları 5 milyonu aşan Arakanlıların 4 milyonu 1942 yılından beri uygulanan sistematik baskı ve zulmünden kaçarak Malezya, Bangladeş, Pakistan, Suudi Arabistan, Tayland, Endonezya ve Avrupa'da mülteci olarak yaşadıklarının altını çizen BAHŞİ 'İslam dünyası ülkeleri biran önce harekete geçmelidir. Bu bağlamda Türkiye'nin İİT'nın toplanarak gerekli adımları atması konusundaki çağrısını destekliyoruz. Bu bağlamda İslam ülkeleri hükümetlerini, İslam dünyasındaki bütün kurumları, dünyadaki bütün insan hakları ve yardım kuruluşlarını gerekli sorumluluğu almaya, Arakan'ı BM ve diğer örgütler nezdinde dünya gündemine taşımaya, saldırıların durdurulması için Myanmar hükümetine baskı yapmaya, yanı sıra Arakanlı Müslümanlara fiili destek sunmaya çağırıyoruz. Bunun yanında İslam dünyasının, çok yönlü ve çok cepheli saldırılara karşı yapısal çözümler üzerinde çalışması gerekliliğini bu vesileyle hatırlatmak istiyoruz. Bizler Memur-Sen olarak, Myanmar hükümetini ve sessiz kalan her kurum ve ülkeyi kınıyoruz. Arakanlı kardeşlerimizin yanında olduğumuzu bir kez daha haykırıyoruz. Arakan için insani yardım ve diplomasi konusunda ciddi adımlar atılması için çağrıda bulunuyor ve bu konularda üzerimize düşen sorumlulukları yerine getirmeye hazır olduğumuzu bütün kamuoyuna, ilgili ve yetkili herkese duyuruyoruz' diyerek basın açıklamasını sonlandırdı.
Katledilen Müslümanlar için gıyabi cenaze namazı kılınmasının ardından dua edildikten sonra kalabalık olaysız bir şekilde dağıldı.
Ordu güçleri ve Budist rahipler öncülüğünde şiddeti giderek artan ve yaygınlaşan saldırılar sonucunda son üç günde Arakan'ın çeşitli köylerinde en az 2-3 bin Müslümanın katledildiğine ve 100 binden fazla Müslüman'ın da yerinden edildiğini dair vahim haberler ulaşıyor. Sahadan gelen haberler katliamların, 2012 ve geçen yıl Ekim ayında yaşananlar saldırılardan daha şiddetli bir hal aldığı ve giderek bir soykırıma dönüştüğü yönünde. Maalesef Bangladeş sınırının da kapalı olması nedeniyle yüz binlerce Müslüman katledilme tehlikesiyle karşı karşıya' dedi.
Budist Burma hükümetinin Arakan'daki zulümleri 1942 yılından beri hiç durmadan devam ettiğini vurgulayan BAHŞİ ' Her gün aşağılanan, tacize uğrayan, köyleri mahalleleri basılan Arakanlılar BM'ye göre de bu çağın en mazlum halklarından biri durumunda. Zira Arakan'da yaşanan zulüm ne dünya kamuoyunun gündemine girebilmekte ne de şimdiye kadar zulmü hafifletecek ciddi bir girişim söz konusudur. 1784 yılına kadar bağımsız olan Arakan, Burma ve İngilizlerin işgaline uğradı. Bağımsızlık öncesi etnik temizliğe girişen Budistler, 28 Mart 1942'de 150 bin Arakanlı'yı katledip yüz binlercesini yurtlarından çıkardılar. Burma'ın 1948'de bağımsızlığını kazanmasıyla baskı daha da sistematik hale geldi. Müslüman Arakan halkını İslami köklerinden koparmak için İslami eğitim veren okullar kaldırıldı ve Budist müfredat uygulanmaya başlandı. Başörtüsü kullanılması ve kurban kesilmesi yasaklandı. İslami isimler yerine Budist isimlerin kullanılması ve Kur'an-ı Kerim'in harflerinin Burma harfleriyle değiştirilmesi zorunlu hale getirildi' diye konuştu.
Arakan'lı Müslümanlar uzun yıllardır çok yönlü ve derin ayrımcılığa, asimilasyon ve soykırıma tabi tutulduğunu hatırlatan İbrahim BAHŞİ ' Müslüman toplumun önderleri, alimleri ve ileri gelenleri katlediliyor. Arakanlı Müslümanlar bu dayatmalara boyun eğmedikçe baskının, katliamların, sürgünlerin dozu artırılıyor. 1962 yılında başlayan komünist dönemde 22 yıl boyunca 20 bin Arakanlı öldürüldü. Mallarına el konuldu ve kadınlarına tecavüz edildi. 1982 yılında Arakanlı Müslümanların vatandaşlıkları ellerinden alındı. Arakanlılar yüzyıllarca bağımsız olarak yaşadıkları öz vatanlarında 'öz yurdunda garip, öz vatanında parya' durumuna düşürüldüler. 1990'lardan sonra yeniden başlayan kıyım döneminde binlerce Arakanlı şiddete maruz kalarak hayatını kaybetti, 200 bin Arakanlı Bangladeş'e sığındı. 2012 yılında yeniden toplu tutuklama, köylerin yakılması, tecavüzler, katliamlar, camilerin yakılması gibi insanlık dışı muameleler başladı. 150 bin kişi evlerini terk etti. Bu zulümler bütün dünyanın sessiz bakışları arasında 2016 yılında tekrar etti' diye kaydetti.
Bugün sayıları 5 milyonu aşan Arakanlıların 4 milyonu 1942 yılından beri uygulanan sistematik baskı ve zulmünden kaçarak Malezya, Bangladeş, Pakistan, Suudi Arabistan, Tayland, Endonezya ve Avrupa'da mülteci olarak yaşadıklarının altını çizen BAHŞİ 'İslam dünyası ülkeleri biran önce harekete geçmelidir. Bu bağlamda Türkiye'nin İİT'nın toplanarak gerekli adımları atması konusundaki çağrısını destekliyoruz. Bu bağlamda İslam ülkeleri hükümetlerini, İslam dünyasındaki bütün kurumları, dünyadaki bütün insan hakları ve yardım kuruluşlarını gerekli sorumluluğu almaya, Arakan'ı BM ve diğer örgütler nezdinde dünya gündemine taşımaya, saldırıların durdurulması için Myanmar hükümetine baskı yapmaya, yanı sıra Arakanlı Müslümanlara fiili destek sunmaya çağırıyoruz. Bunun yanında İslam dünyasının, çok yönlü ve çok cepheli saldırılara karşı yapısal çözümler üzerinde çalışması gerekliliğini bu vesileyle hatırlatmak istiyoruz. Bizler Memur-Sen olarak, Myanmar hükümetini ve sessiz kalan her kurum ve ülkeyi kınıyoruz. Arakanlı kardeşlerimizin yanında olduğumuzu bir kez daha haykırıyoruz. Arakan için insani yardım ve diplomasi konusunda ciddi adımlar atılması için çağrıda bulunuyor ve bu konularda üzerimize düşen sorumlulukları yerine getirmeye hazır olduğumuzu bütün kamuoyuna, ilgili ve yetkili herkese duyuruyoruz' diyerek basın açıklamasını sonlandırdı.
Katledilen Müslümanlar için gıyabi cenaze namazı kılınmasının ardından dua edildikten sonra kalabalık olaysız bir şekilde dağıldı.