Elazığ'da Yeni Döneme Hazır Mıyız?

Uzman Psikolojik Danışman Ömer Faruk Öztürk ile 2023-2024 Eğitim Öğretim Yılı başlamadan çocukların okul psikolojisi üzerine konuştuk.

Uzman Psikolojik Danışman Ömer Faruk Öztürk: “ Çalışma alanım daha çok çocuk ve ergenlere yönelik oluyor. Okul dönemi sorunları, ergenlik dönemleriyle ilgili yaşanan problemlerle alakalı çalışma yapıyoruz. Sınava hazırlanan çocukların hazırlık süreçleri, sınav psikolojisi gibi konularda öğrencilerimize yardımcı olmaya çalışıyoruz” dedi.

OKULA YENİ BAŞLAYAN ÇOCUK OKUL PSİKOLOJİSİNE NASIL HAZIRLANMALI ?

Uzman Psikolojik Danışman Ömer Faruk Öztürk : “Okula yeni başlayan çocukların genelde uyum yaşama konusunda problemleri oluyor. Çocukların yaşamış olduğu okul fobisi dediğimiz durumla karşı karşıya kalıyoruz. Aslında temelde ayrılık kaygısı oluyor, yani temelden çocuğun kendi evinden ve ailesinden ayrılmasının getirdiği bir endişedir. Bunlar ilk olarak çocuğun annesinden ayrılma süreçlerinden başlar ve çocuk ebeveynden ayrılmak istemez. Sonrasında ilk anaokulunda başlar, çocuklar aile kaygısı yaşar. Her çocuğun bunu yaşaması normal, kendi evinden ve odasından ayrılıp nispeten daha az konforlu başka bir ortama girecek. Bu durum başka kazanımların oluşmasına yardımcı olacak, çocuk sosyalleşecek, başka insanlarla iletişime girecek. Yeni arkadaşlarıyla oyun oynamaya başlayacak. Dediğim gibi her çocuğun başlangıçta kaygı yaşaması çok normal. Dikkat edilmemesi gereken şeylerde söz konusudur. Bunlar ; çocuğun uzun ağlama krizleri yaşıyorsa, uyku düzenini ve iştahını etkiliyorsa muhakkak bir uzmana danışılması gerekiyor. Okul başladıktan sonra çocuğu bir süre gözlemlemek gerekiyor, çocuk uyum sağlıyorsa, arkadaşlarıyla oynuyorsa ve sınıf içerisindeki etkinliklere katılım sağlanıyorsa çocuğun uyum sürecini aşmış olduğunu anlamış oluyoruz” şeklinde konuştu.

AİLELERİN BU SÜREÇTE DİKKAT ETMESİ GEREKEN DURUMLAR NELERDİR?

Uzman Ömer Faruk Öztürk: “Öncelikle ailelerin bu konuyla ilişkin çocuklara çok açık net bir şekilde bilgi vermesi gerekiyor. Okulun nasıl bir yer olduğunu, nasıl bir düzen olduğunu anlatmalı. Örnek verecek olacak çocuk birinci sınıf öğrencisiyse eğer, okuldaki teneffüslerin, kantinin, ders düzeninin neler olduğunu açık ve net bir şekilde anlatmalı. Ama anlatırken, toz pembe sahneler yaratarak değil, ya da çok karamsar bir tablo çizdirmeden genel hatlarıyla anlatmalı. Çok sık rastladığımız konular arasında eğer çocukta kaygı problemi varsa bu aileden kaynaklı olmuş oluyor. Ebeveyn de çocuğundan ayrılmakta sorun yaşıyor, kendi endişelerini normal seviyeye çekerlerse çocuğunda bu endişesi ve kaygısı zamanla azalıyor. Çocuk ben ebeveynimin gözünde o kaygıyı görüyorsam, annem babam kaygılanıyorsa demek ki kaygılacanak bir şey var demektir şeklinde düşünmeye başlıyor ve kaygıyı bu sebepten dolayı yaşıyor” ifadelerine yer verdi.

DEPREM PSİKOLOJİSİNİN ÇOCUKLAR ÜZERİNDEKİ ETKİLERİ NELERDİR, EĞİTİMDE ETKİSİ NASIL OLUR?

Öztürk : “Deprem psikolojisi , evde normal bir şekilde çocuklara anlatılarak halledilen bir durum. “Çocuğa sen okuldayken deprem olabilir, dikkatli ve sakin olmaya çalış” şeklinde uyarılarda bulunabilir. Bu şekilde çocuk sürekli tedirgin ve endişeli olmaz. Okulun güvenli olduğu mesajı sürekli doğru şekilde verilmeli. Çocuğun okula gitmiş olması, onun normalleşmesine yardımcı olur. Normalleşen çocuk, eğitime hazırlığı daha kolay olur. Okullarda depreme ilişkin psikososyal destek çalışmaları yapılır. Çocuğun okula devamlılığını sağlamak en büyük esastır, çocuk okula gidip geldikçe uyum sürece daha da artacaktır. Zamanla olumlu şekilde çocuğa yansıyacaktır” söyledi.

ELAZIĞ'IN EĞİTİM DURUMU NASIL?

Uzman Psikolojik Danışman Ömer Faruk Öztürk: “Elazığ'ın eğitim öğretim durumunun etkileyen en büyük okul binalarının yıkılmış olması. Okulların sabahçı ve öğlenci olması durumları öğrenci üzerinde etkilere neden oluyor. Depremden önce iyi bir eğitim düzeni vardı. Birçok okulumuz tam gün eğitime geçmiş durumdaydı ve çok büyük bir avantajdı. Yaşanan deprem sonrası şehrimizdeki okulların çoğu birleşmek durumunda kaldı. İki farklı okulların tek okulda birleşmesi, bir okulun öğrencilerinin sabahın erken saatlerinde okula gitmesi çocuk üzerinde psikolojik etkiler yaratabilir. Sabah erken uyanan hatta kış mevsiminde karanlıkta okula giden çocuk kahvaltı yapamıyor. Uykusunu tam olarak alamıyor ve bu temel ihtiyaçlarını gideremediği için okuldan pek verim alamıyor. Çocuğun okula odaklanamıyor olması ilerleyen dönemlerde etkisini gösterecektir hal böyle olunca oda akademik başarıya dönüştürmesi çok zahmetli ve çok zor görünüyor. Bahsettiğimiz durumların yetkililerle alakası var evet ama binalar yapılıyor ancak hepsinin bir süresi var. Bu durumlar 1-2 yıl daha devam eder ve çocuklarımız okullarına kavuşunca problemler ortadan kalkmış olur” ifadelerine yer verdi.

Bakmadan Geçme