Elazığ'da Çamuru Sanata Dönüştüren Usta Eller
Elazığ'da, devletin sunduğu hibe desteklerinden faydalanarak çömlek fabrikası kuran Özcan Aydınlıoğlu, kısa sürede işlerini büyüterek çok modelli üretime geçti.
Aydınlıoğlu,”2009 yılında SODES projesi kapsamında bu işe başladım. Hemen hemen tüm ülkelere sevkiyatımız var.
Çanakkale seramik fabrikası ile çalıştım, ürünlerimizin hepsi el emeği, kalıplarımızın hepsi bana ait. İnanın burada Kültür Sanat faaliyet yapıyorum. Ulucami, Harput kalesi kalıplarını elle yapıyorum. Aydınlatmaya kadar yaptım, Bursa ilinden çok sipariş geldi. Diyarbakır, Mardin, İstanbul illerinden çok sipariş alıyoruz.
Yöreye has ''Uslu'' toprağının çamur haline getirilmesinden işleme ve fırınlamaya kadar tüm aşamaların makinelerde gerçekleştiği fabrikada üretilen güveç, pişirme, servis ve saklama kapları, kahvaltı tabakları, su testileri ve süs eşyaları Türkiye'nin birçok yerinden talep görüyor. Kilden yapılan toprak kaplarda pişirilen yemeklerin daha fazla lezzete sahip bulunmasının yanı sıra besindeki asit ve alkaliden etkilenmemesi nedeniyle sağlıklı.Milattan önce yapımına başlanan çömleklerin, Anadolu kültüründe hala yerini koruduğunu ve bazıları için nostaljik değerinden dolayı da tercih ediliyor.
Fabrika Müdürü Özcan Aydınoğlu ise geleneksel yöntemlerle üretiminin zorluğundan dolayı ekonomik değerini bulamayan çömlekçiliğin zamanla unutulmaya yüz tuttuğunu vurguladı.Çömlekçiliğin teknoloji ile yeniden canlanma imkanı bulduğunu ifade eden Aydınoğlu, şunları kaydetti: "Teknoloji daha ince detaylı ürünleri yapma imkanı sağlıyor. Topraktan yapılabilecek bir limon sıkacağını bile üretebileceğimizi düşündük ve yaptık, çok da güzel oldu. Çin mallarının sergilendiği raflarda bu tür ince detaylı ürünlerin varlığını bile bile uzak kalmak doğru olmaz diye düşündük. Buna benzer birçok detay düşünüyoruz. Günlük hayatta kullanabileceğimiz ürünlerin yanı sıra yöresel hediyelik eşya da üretiyoruz.
AMACIMIZ DOĞAL GIDA ÜRÜNLERİNİ DOĞAL KAPLARLA BULUŞTURMAKTI
Büyüklerinden öğrendiği çömlekçiliği 10 yıldır sürdürdüğünü söyleyen Özcan Aydınlıoğlu, “Büyüklerimiz bu işi yaparlardı. Biz de bunlarla büyüdük. Yaklaşık 40-50 yıldan beri bölgemizde üretimi yapılan dönemlere şahit olduk. 50 yaşından sonra bu işi yapmaya talip olduk. Alaylı bir şekilde bu işe başladım. İşimi en iyi şekilde yapmaya gayret ediyorum. Plastik, alüminyum, metal ürünler seri olarak üretildiği dönemde çömlek üretimini olumsuz yönde etkileyen bir arz talep değişimi yaşandı. Biz de yok olmaya yüz tutan ata mesleğini yaşatmak amacıyla fabrikamızı kurduk. Valilik projesi olarak biz bu işi bir sosyal sorumluluk projesi olarak ele aldık. Bu projeyi ilk yaparken ana düşüncemiz Elazığ ve bölgesinde üretilen doğal gıda ürünlerinin doğal kaplarla buluşturmaktı. Mevcut killerimizin analizleri yapıldı. Bir formül oluşturuldu. Isıya dayanıklı, ağır metal içermeyen insan sağlığına zararlı olmayan testler yapıldı. Ulusal bir firmadan aldığımız desteklerle olumlu sonuçlar alarak üretime başladık.” dedi.
TARİHİ ESERLERDEN ESİNLENEREK ÜRETİM YAPIYORUZ”
5 bin yıllık bir tarihe sahip olan bölgenin birçok medeniyete ev sahipliği yaptığını anımsatan Aydınlıoğlu, tarihi zenginliklerden esinlenerek farklı tasarımlarda üretim yaptıklarını kaydetti.
Aydınlıoğlu, “Özellikle Keban barajının yapımından sonra orada bulunan eserlerin müzemize taşınmasıyla bir kaynak oluştu. Dolayısıyla biz birçok modeli tasarımı müzeden beslenerek elde ettik. Yükselen bir trend oldu. İstanbul'da bir firma ürünlerimizin kalitesini fark etti, bizimle anlaşma yaptı onlarla da çalıştık.
YÖREYE HAS TOPRAKTAN ÜRETİLİYOR
Çömlek üretiminde ham madde olarak, Sivrice ilçesine bağlı Uslu köyü çevresinde çıkarılan 'Uslu toprağı' olarak bilinen killi toprağı kullandıklarını belirten Aydınlıoğlu, “Ürünlerimiz birçok testten geçti. Özellikle termal şoka dayanıklılık konusunda ARGE'yi yoğun bir şekilde yaptık. Ocakta hanımların rahatlıkla kullanabileceği ürünler yapmaya başladık. Bölgemiz maden yatakları açısından oldukça zengin bir bölge. Uslu kili diye literatürde yer alan toprak dahil olmak üzere birçok bileşenle bir çamur reçetesi hazırlandı. Allah kısmet ederse üretim hattımıza birçok yenilikler dahil ederek hem üretimi hem de istihdamı arttırmayı düşünüyoruz. Bu konuda Elazığ'da iş gücü potansiyeli var. Kendi eğitim alanımızda işbaşı eğitimleriyle ve devletin destekleriyle de verip bu işi daha iyi yerlere taşıyacağımıza inanıyorum ifadelerini kullandı.
ÜRÜNLERİMİZ YOĞUN TALEP GÖRÜYOR
Ürünleri yurtiçi ve yurtdışına ihraç ettiklerini belirten Özcan Aydınlıoğlu, “Fabrikada güveç, servis ve saklama kapları, tepsi, cezve, fincan, kahvaltı tabakları, su testileri ve süs eşyaları üretiyoruz. Ürünlerimiz yoğun talep görüyor. Bir Pazarlama firması aracılığıyla dünyada birçok ülkeye örnekleri gitmeye başladı. Çok güzel geri dönüşler almaya başladık. Talep çok fazla oldu. Mutfakta bulunan tüm gereçlere alternatif olma gibi bir iddiamız var. Çamur kalitemiz, üretim tekniği konusunda geldiğimiz nokta bizi oraya doğru sürüklüyor. Artık dışarıdan birtakım kaplarla değil, kendi toprağımızı işleyerek kendi kaplarımızı insanımıza sunacağız. Bu noktada cezve örneklerimiz var. Bu ürünler Filistin, Katar, Suudi Arabistan'a ihraç edildi. Birçok ülkeden de sipariş aldık.” ifadelerine yer verdi.
Yüzyılların kültür mirası olan çömleği teknolojiyi kullanarak yeniden mutfaklara sunmanın gururu yaşadıkların ifade eden Aydınlıoğlu, şunları söyledi: “Fuarlara katılıyoruz. Antalya'da uluslararası fuar organize edildi. Fuarlara ürünlerimizden de numuneler gitti. Tabi aldığımız haber sevindiriciydi. Oldukça büyük siparişler alındı. Fakat üzüldüğümüz nokta bu siparişleri karşılama kapasitemiz henüz yok. Bu olgunluğa henüz ulaşamadık. Bu konuda gerekli çalışmaları yapıyoruz. Allah kısmet eder yerimiz daha da büyütürsek, hammadde konusunda sıkıntımız yok. Reçete konusunda, ürün şekillendirmede, üretim tekniklerinde oldukça güzel bir geçmişimiz var.
Çanakkale'de kaldığı sürece çanak çömleğe ilgi duyduğunu dile getiren Özcan Aydınlıoğlu, kurduğu tesiste yemek tabakları, testi, el sanatları ve yöresel ürünler başta olmak üzere çok sayıda ürün üreteceklerini söyledi. Aydınlıoğlu, "Baba mesleği lokantacılık, marketçilikten sonra, bir Çanakkale serüvenimiz oldu. 6 yıl orada kaldıktan sonra orada gördüğüm bu çanak çömlek seramik üretimiyle ilgili ya da kültürel sanatsal çalışmalarla ilgili faaliyetleri memleketim Elazığ'a nasıl taşıyabiliriz düşündük. Kil yataklarının en az Eskişehir ve Bilecik'te olduğu gibi Elazığ'da da endüstriyel seramik üretimine uygun yataklar olduğunu biliyordum. Özcan Aydınlıoğlu, tesisin bölgede tek olduğunu ifade ederek, sıfırdan hammadde nasıl işleniyor burada görebilirsiniz. Hammadde, imalat, model atölyesi,ön kurutma ve pişirme. Tam kapsamlı şekilde çalışıyoruz.
"Kayseri'den bu yana hatta daha öteye bu çapta bir üretim tesisi yok. Merdiven altı üretim yapan ufak tefek yerler var. Bizim buradaki yatırımımız çapımız bölgeye hitap edecek şekilde planlandı. Tarım ve Kırsal Kalkınma İl Koordinatörlüğü'nün de çok ciddi bir desteği oldu. Bu desteklerin de verdiği cesaretle bu işlere bu yatırımlara girdik. Tabi ki bunu gerçekleştirebilmemiz için eksikliklerimizin ihmal edilmemesi lazım. Bu tezgahımızın ayakta kalması lazım destek lazım. Doğalgaz hattımız şu an için yok, burayı geliştirmek için müracaatta bulundum ama sonuç alamadım. Mevcuttakiyle ayakta kalmaya çalışıyoruz” dedi.