ELAZIĞ'DA STK'LAR
Değerli dostlar, bu yazımda sizlere SİVİL TOPLU KURULUŞU kavramı hakkında bir şeyler anlatmaya çalışacağım
Değerli dostlar, bu yazımda sizlere SİVİL TOPLU KURULUŞU kavramı hakkında bir şeyler anlatmaya çalışacağım.
Sivil toplum kuruluşları ya da sivil toplum örgütleri, resmî kurumların dışında kalan ve bunlardan bağımsız olarak çalışan, politik, sosyal, kültürel, hukukî ve çevresel amaçları doğrultusunda lobi çalışmaları yapan, ikna yöntemiyle çalışan, üyelerini ve çalışanlarını gönüllülük usulüyle alan, kr amacı gütmeyen ve gelirlerini bağışlar veya üyelik ödemeleri ile sağlayan kuruluşlardır.
Sivil toplum örgütleri oda, sendika, vakıf ve dernek adı altında faaliyet gösterir. Vakıf ve dernekler topluma yararlı bir hizmet geliştirmek için kurulmuş yasal topluluklardır ve herkese yardım etmek için kurulmuşlardır.
Anlam ve içerik bakımından kitle örgütlerinden ayrılırlar. Sivil toplum kuruluşlarının önemli bir kısmı güdümlü bir yapılanma içerisinde belli merkezlere bağlı çalışmaktadırlar. Fakat buna karşın kitle örgütleri ise adı üstünde, kitlelerin ürünü, sesi ve gücüdürler. Bu ürün, ses ve güç, demokratik ilkelerin örgütlenmenin omurgasına yerleşmiş olmasından meydana gelir. Burada sözü edilen demokrasi halkın doğrudan demokrasisidir. Yani halkın kendi örgütü içinde, kendisini ifade edebilme özgürlüğüdür.
Kitle örgütü, bünyesinde belirli bir toplumsal sınıfı veya çeşitli toplum katmanlarından gelen, aynı meslekten kişileri veya toplumun aynı özelliğe sahip belli unsurlarını barındıran ve temsil ettiği kitlenin ekonomik-demokratik hak ve çıkarlarını savunan örgütlere verilen isim.
İşin teknik olarak tanılanmasını bu şekilde dile getire biliriz. Zaten olması gereken de bu değil mi?
Şimdi isterseniz Elazığ'da bulunan bu kuruluşları hep birlikte demokratik çerçevede değerlendirelim.
Elazığ'da ortalama 630'a yakın STK bulunmakta. Bunların büyük bir çoğunluğu cami ya da küçük çaplı yapılanmalardan oluşmuş durumda.
Tamam, cami ya da hemşeri derneklerini bir kenara koyalım. Zaten bu tip oluşumların ana teması açıktır. Ama bazı oluşumlar var ki, yapıları itibariyle Elazığ'ın genelini ilgilendiren konuları içinde barındıran ve sürekli gündemde kalmaya çalışan bir model çizerek bu dengede saf tutmaya çalışmaktalar.
Hadi 630 STK'dan 500'ünü bir kenara koyalım. Düşünün ki sadece 130 STK bu şehirde çok ciddi çalışmalarda bende varım diyor.
Tabi bir de STK Platformu diye genel bir yapılanmadan da bahsetmemek olmaz. Her ay düzenli olarak bir araya gelen bu yapılanma Elazığ'ın malum olan sorunlarını masaya yatırır ve bu konularda çözüm yollarını aramaya çalışır.
Ama gelin görün ki bu oluşum bile diğer STK'lar tarafından yeterince desteklenmemekte ve üye tam sayısı çoğu kez bir araya gelememektedir.
Oysaki STK Platformuna üye tüm STK'lar aynı dilde bir araya gelerek bu sorunları tek ses haykırsalar inanın önlerinde hiçbir dağ duramayacaktır.
Bu anlamda hakkını teslim etmek gerekirse, Eğitim-Bir-Sen il temsilcisi İbrahim Bahşi'nin STK Platformu dönem sözcülüğü görevinde ve platform içerisinde yaptığı çalışmalar ile çok ciddi adımlar attığını söylemeden de geçemeyeceğim. Bu anlamda kendisine şehir adına teşekkürlerimi iletmek isterim.
Değineceğim bir diğer konu ise kısa adı ELSAD olan Elazığ Stratejik Araştırmalar Derneği. Bu derneğin başında Avukat Murat Erdoğan bulunmakta. Başkan Murat Erdoğan ELSAD kurulduğundan bu yana çok önemli projeleri masaya koyarak hazırladıkları projeleri gerekli birimlere sunuyor.
Ama gelin görün ki henüz bir adım dahi atılmış değil.
Benimde çok ciddi şekilde önemsediğim bu projeler neden hayata geçirilemiyor. Burada dernek yöneticilerinin mi suçu var, yoksa ilettikleri il yöneticilerinin mi bunu da bilen yok.
Buradan gerek STK Platformu temsilcilerine, gerekse ELSAD yöneticilerine yönelik bir önerim var. Lütfen yaptığınız çalışmalar kadar bu çalışmalara köstek olan kişi ve kurumları da ortaya koyunuz. Zaten STK'ların asli görevlerinden biri de bu değil mi?
Derdimiz Elazığ ise bu derde derman olacak adımlar atmak herkesin görevidir. Yoksa kameraların verdiği heyecan ile dilin kemiği yok türünden açıklamalar yaparak ve açıklama sonunda söylediğine kendisi bile inanmayan ne yönetici, ne STK temsilcisi, ne de basın kuruluşu istemiyoruz.
Sivil toplum kuruluşları ya da sivil toplum örgütleri, resmî kurumların dışında kalan ve bunlardan bağımsız olarak çalışan, politik, sosyal, kültürel, hukukî ve çevresel amaçları doğrultusunda lobi çalışmaları yapan, ikna yöntemiyle çalışan, üyelerini ve çalışanlarını gönüllülük usulüyle alan, kr amacı gütmeyen ve gelirlerini bağışlar veya üyelik ödemeleri ile sağlayan kuruluşlardır.
Sivil toplum örgütleri oda, sendika, vakıf ve dernek adı altında faaliyet gösterir. Vakıf ve dernekler topluma yararlı bir hizmet geliştirmek için kurulmuş yasal topluluklardır ve herkese yardım etmek için kurulmuşlardır.
Anlam ve içerik bakımından kitle örgütlerinden ayrılırlar. Sivil toplum kuruluşlarının önemli bir kısmı güdümlü bir yapılanma içerisinde belli merkezlere bağlı çalışmaktadırlar. Fakat buna karşın kitle örgütleri ise adı üstünde, kitlelerin ürünü, sesi ve gücüdürler. Bu ürün, ses ve güç, demokratik ilkelerin örgütlenmenin omurgasına yerleşmiş olmasından meydana gelir. Burada sözü edilen demokrasi halkın doğrudan demokrasisidir. Yani halkın kendi örgütü içinde, kendisini ifade edebilme özgürlüğüdür.
Kitle örgütü, bünyesinde belirli bir toplumsal sınıfı veya çeşitli toplum katmanlarından gelen, aynı meslekten kişileri veya toplumun aynı özelliğe sahip belli unsurlarını barındıran ve temsil ettiği kitlenin ekonomik-demokratik hak ve çıkarlarını savunan örgütlere verilen isim.
İşin teknik olarak tanılanmasını bu şekilde dile getire biliriz. Zaten olması gereken de bu değil mi?
Şimdi isterseniz Elazığ'da bulunan bu kuruluşları hep birlikte demokratik çerçevede değerlendirelim.
Elazığ'da ortalama 630'a yakın STK bulunmakta. Bunların büyük bir çoğunluğu cami ya da küçük çaplı yapılanmalardan oluşmuş durumda.
Tamam, cami ya da hemşeri derneklerini bir kenara koyalım. Zaten bu tip oluşumların ana teması açıktır. Ama bazı oluşumlar var ki, yapıları itibariyle Elazığ'ın genelini ilgilendiren konuları içinde barındıran ve sürekli gündemde kalmaya çalışan bir model çizerek bu dengede saf tutmaya çalışmaktalar.
Hadi 630 STK'dan 500'ünü bir kenara koyalım. Düşünün ki sadece 130 STK bu şehirde çok ciddi çalışmalarda bende varım diyor.
Tabi bir de STK Platformu diye genel bir yapılanmadan da bahsetmemek olmaz. Her ay düzenli olarak bir araya gelen bu yapılanma Elazığ'ın malum olan sorunlarını masaya yatırır ve bu konularda çözüm yollarını aramaya çalışır.
Ama gelin görün ki bu oluşum bile diğer STK'lar tarafından yeterince desteklenmemekte ve üye tam sayısı çoğu kez bir araya gelememektedir.
Oysaki STK Platformuna üye tüm STK'lar aynı dilde bir araya gelerek bu sorunları tek ses haykırsalar inanın önlerinde hiçbir dağ duramayacaktır.
Bu anlamda hakkını teslim etmek gerekirse, Eğitim-Bir-Sen il temsilcisi İbrahim Bahşi'nin STK Platformu dönem sözcülüğü görevinde ve platform içerisinde yaptığı çalışmalar ile çok ciddi adımlar attığını söylemeden de geçemeyeceğim. Bu anlamda kendisine şehir adına teşekkürlerimi iletmek isterim.
Değineceğim bir diğer konu ise kısa adı ELSAD olan Elazığ Stratejik Araştırmalar Derneği. Bu derneğin başında Avukat Murat Erdoğan bulunmakta. Başkan Murat Erdoğan ELSAD kurulduğundan bu yana çok önemli projeleri masaya koyarak hazırladıkları projeleri gerekli birimlere sunuyor.
Ama gelin görün ki henüz bir adım dahi atılmış değil.
Benimde çok ciddi şekilde önemsediğim bu projeler neden hayata geçirilemiyor. Burada dernek yöneticilerinin mi suçu var, yoksa ilettikleri il yöneticilerinin mi bunu da bilen yok.
Buradan gerek STK Platformu temsilcilerine, gerekse ELSAD yöneticilerine yönelik bir önerim var. Lütfen yaptığınız çalışmalar kadar bu çalışmalara köstek olan kişi ve kurumları da ortaya koyunuz. Zaten STK'ların asli görevlerinden biri de bu değil mi?
Derdimiz Elazığ ise bu derde derman olacak adımlar atmak herkesin görevidir. Yoksa kameraların verdiği heyecan ile dilin kemiği yok türünden açıklamalar yaparak ve açıklama sonunda söylediğine kendisi bile inanmayan ne yönetici, ne STK temsilcisi, ne de basın kuruluşu istemiyoruz.