ELAZIĞ'IN DOKUSU BOZULUYOR
Ülkemizde, başta ekonomik olmak üzere çeşitli sebeplerden dolayı başka illere göçler sıklıkla yaşanmaktadır
Ülkemizde, başta ekonomik olmak üzere çeşitli sebeplerden dolayı başka illere göçler sıklıkla yaşanmaktadır. İstatistiklere göre doğu illeri içerisinde Diyarbakır'dan sonra en çok göç alan illerin başında da Elazığ gelmektedir. Özellikle son yıllarda çevre il ve ilçelerden Elazığ'a göçler gözle görülür bir artış sergilemektedir.
İşsizlik, terör, kan davası ve son günlerde güneydoğudaki olaylardan dolayı evlerinden ayrılmak zorunda kalan ailelerin yakın illere göç etmesi gibi sebeplerden dolayı bulunduğu coğrafyayı terk etmek isteyenlerin büyük bir bölümü, hem şehir güzellikleri ve tabiat görüntüsü açısından hem de problemsiz bir şehir olması bakımından cazip ve yaşanabilir bir kent olduğundan Elazığ'da yaşamayı tercih etmektedirler. Elazığ bulunduğu konum itibariyle ve gelecek vadeden sanayi ve tarımı ile doğulu insanların umudu olma noktasında bir cazibe merkezi durumunda.
Yukarıda saydığımız sebepler oldukça göçler de kaçınılmaz olacaktır. Ancak göç alan şehirlerin de, şehir yapısı, sosyal yapı, eğitim, şehir alt yapısı ve diğer problemlerinin büyük oranda çözülmüş olması gerekir. Özellikle şehirlerin varoş denilen kenar semtlerinin göçler düşünülerek hazır hale getirilmesi gerekir.
Peki en çok göç alan illerden birisi olan ilimiz alt yapı olarak göç almaya müsait mi? Ne yazık ki bu soruya olumlu cevap vermemiz mümkün değil. Zira ilimiz aldığı hızlı göçlerle şu an neredeyse yaşanacak bir kent olmaktan çıkmak üzere. Özellikle çevre il ve ilçelerden gelen vatandaşlar hemen şehrin kıyılarına konuveriyorlar oralarda da yeterli alt yapı yok. Gelen vatandaşların büyük bir bölümü yerleştikleri bölgelerde, konut, okul, iş imkanı, yeterli olmadığından bir çıkmaza giriyor ve adeta geldiklerine pişman oluyorlar. Artık olan oluyor yani gelen geliyor ve büyük oranda Elazığ'da yaşamaya devam ediyorlar. İşte ciddi problemler de ondan sonra başlıyor.
Şu anda Elazığ'da özellikle göçten dolayı ciddi problemler göze çarpıyor. Öncelikle varoş denilen kenar semtlerde yoksulluk diz boyu. Oralarda deyim yerindeyse ciddi dramlar yaşanmaktadır. Yoksulluktan evini terk eden babalar, anneler başkalarının umuduna bırakılan çocuklar vs. Varoş dediğimiz bölgelerde yetişen ve yeterli eğitim ve öğretim alamayan yoksul çocuklar bali çekmek, uyuşturucu kullanmak gibi kötü alışkanlıklar edinmekte ve etraflarına ciddi zararlar vermektedirler. Hemen herkes Elazığ'ın cadde ve sokaklarında bazen gruplar halinde gezen ve yüksek seslerle küfrederek etraflarına zarar veren eli kolu jilet yaralarıyla dolu çocuk ve gençlere rastlamıştır. Bu çocuk ve gençlerin bir kısmı zaman zaman saldırgan da olabiliyor. Yanlarından geçen insanlara rahatsızlık veriyor hatta para veya değerli eşya gaspı da yapıyorlar.
Bu tablo Elazığ'ın sosyal kültürel ve ekonomik dokusunu büyük oranda bozmakta, Elazığ'ın görüntüsüne ve dışarıdaki imajına zarar vermekte, insanımızı da büyük oranda tedirgin etmektedir. Yerel ve mülki yöneticilerin acilen bu duruma çözüm üretmeleri gerekmektedir. Henüz zaman geçmediğine inanıyoruz. Yöneticilerin ve Elazığ'daki sivil toplum kuruluşlarının ele ele vererek bu olumsuz durumun çözümsüzlüğe doğru gitmeden önlemini almak zorunda olduklarını bizler kamuoyu adına hatırlatmak isteriz. İfade ettiğimiz durum bir takım vehimlerden kaynaklanmamaktadır. Bilakis şehrin içerisinde birebir karşılaştığımız veya gözlemlediğimiz bir durumdur.
Özellikle yerel ve mülki idarecilerimizin, ilimizdeki rahat ve huzurun bozulmasını istemiyorlarsa şimdiden ciddi önlemler almalarını acizane tavsiye ediyoruz. Bu durum artarak devam ederse ileriki yıllarda Elazığ'da sokağa çıkmak bile mümkün olmayacaktır. Bizden söylemesi.
İşsizlik, terör, kan davası ve son günlerde güneydoğudaki olaylardan dolayı evlerinden ayrılmak zorunda kalan ailelerin yakın illere göç etmesi gibi sebeplerden dolayı bulunduğu coğrafyayı terk etmek isteyenlerin büyük bir bölümü, hem şehir güzellikleri ve tabiat görüntüsü açısından hem de problemsiz bir şehir olması bakımından cazip ve yaşanabilir bir kent olduğundan Elazığ'da yaşamayı tercih etmektedirler. Elazığ bulunduğu konum itibariyle ve gelecek vadeden sanayi ve tarımı ile doğulu insanların umudu olma noktasında bir cazibe merkezi durumunda.
Yukarıda saydığımız sebepler oldukça göçler de kaçınılmaz olacaktır. Ancak göç alan şehirlerin de, şehir yapısı, sosyal yapı, eğitim, şehir alt yapısı ve diğer problemlerinin büyük oranda çözülmüş olması gerekir. Özellikle şehirlerin varoş denilen kenar semtlerinin göçler düşünülerek hazır hale getirilmesi gerekir.
Peki en çok göç alan illerden birisi olan ilimiz alt yapı olarak göç almaya müsait mi? Ne yazık ki bu soruya olumlu cevap vermemiz mümkün değil. Zira ilimiz aldığı hızlı göçlerle şu an neredeyse yaşanacak bir kent olmaktan çıkmak üzere. Özellikle çevre il ve ilçelerden gelen vatandaşlar hemen şehrin kıyılarına konuveriyorlar oralarda da yeterli alt yapı yok. Gelen vatandaşların büyük bir bölümü yerleştikleri bölgelerde, konut, okul, iş imkanı, yeterli olmadığından bir çıkmaza giriyor ve adeta geldiklerine pişman oluyorlar. Artık olan oluyor yani gelen geliyor ve büyük oranda Elazığ'da yaşamaya devam ediyorlar. İşte ciddi problemler de ondan sonra başlıyor.
Şu anda Elazığ'da özellikle göçten dolayı ciddi problemler göze çarpıyor. Öncelikle varoş denilen kenar semtlerde yoksulluk diz boyu. Oralarda deyim yerindeyse ciddi dramlar yaşanmaktadır. Yoksulluktan evini terk eden babalar, anneler başkalarının umuduna bırakılan çocuklar vs. Varoş dediğimiz bölgelerde yetişen ve yeterli eğitim ve öğretim alamayan yoksul çocuklar bali çekmek, uyuşturucu kullanmak gibi kötü alışkanlıklar edinmekte ve etraflarına ciddi zararlar vermektedirler. Hemen herkes Elazığ'ın cadde ve sokaklarında bazen gruplar halinde gezen ve yüksek seslerle küfrederek etraflarına zarar veren eli kolu jilet yaralarıyla dolu çocuk ve gençlere rastlamıştır. Bu çocuk ve gençlerin bir kısmı zaman zaman saldırgan da olabiliyor. Yanlarından geçen insanlara rahatsızlık veriyor hatta para veya değerli eşya gaspı da yapıyorlar.
Bu tablo Elazığ'ın sosyal kültürel ve ekonomik dokusunu büyük oranda bozmakta, Elazığ'ın görüntüsüne ve dışarıdaki imajına zarar vermekte, insanımızı da büyük oranda tedirgin etmektedir. Yerel ve mülki yöneticilerin acilen bu duruma çözüm üretmeleri gerekmektedir. Henüz zaman geçmediğine inanıyoruz. Yöneticilerin ve Elazığ'daki sivil toplum kuruluşlarının ele ele vererek bu olumsuz durumun çözümsüzlüğe doğru gitmeden önlemini almak zorunda olduklarını bizler kamuoyu adına hatırlatmak isteriz. İfade ettiğimiz durum bir takım vehimlerden kaynaklanmamaktadır. Bilakis şehrin içerisinde birebir karşılaştığımız veya gözlemlediğimiz bir durumdur.
Özellikle yerel ve mülki idarecilerimizin, ilimizdeki rahat ve huzurun bozulmasını istemiyorlarsa şimdiden ciddi önlemler almalarını acizane tavsiye ediyoruz. Bu durum artarak devam ederse ileriki yıllarda Elazığ'da sokağa çıkmak bile mümkün olmayacaktır. Bizden söylemesi.