ELAZIĞ'IN ACI GERÇEKLERİ
İnsanın hayatında bir türlü peşini bırakmayan acı olaylar vardır
İnsanın hayatında bir türlü peşini bırakmayan acı olaylar vardır. İnsan da çoğu zaman acı olayları yüzünü buruşturarak ya da ağlamaklı bir hal alarak belli eder
İşte insanların hayatlarında olduğu gibi şehirlerin de bir türlü unutulmayan acı gerçekleri var. Elazığ da bu illerden biri. Yıllardır bir türlü unutamadığı, yakasını bir türlü bırakmayan; sağlıksız yapılaşma, düzensiz kentleşme, alt yapı yetersizliği, trafik keşmekeşliği, alternatif ana arter yolları ile kuzey çevre yolu eksikliği, Zafran imar yolu, yağmur yağınca oluşan su baskınları, işsizlik, sanayileşememe, tarihi ve turistik mekanların bir türlü Türkiye ve Avrupa'nın ilgisini çekecek düzeye getirilememesi gibi acı gerçekleri var.
Bu problemleri, daha iyi anlaşılması için biraz açalım. Şu anda şehrin kuzeyinde yeni bir kent doğuyor. Fakat yetkililer nerede bilmiyorum? Hiç mi oralardan geçmezler? Nasıl bir yapılaşma var? İlgilerini çekmiyor mu acaba? Yapıların birçoğu neredeyse yolların sağına ve soluna yapılıyor. Ne var bunda diyeceksiniz? Şu var. Yapıların çoğu yola sıfır inşa ediliyor. Arabalar neredeyse binaların balkonlarının altından geçecek gibi. Alt yapı kazıları kafalarına göre yapılıyor ve kazılar özellikle hafta sonları tercih ediliyor. Herhalde nasıl olsa hafta sonu kimse denetlemez, istediğimiz gibi kazarız deniliyordur. Özellikle Çayda Çıra mahdigeresindeki yapılara ilgililer bir gidip baksınlar. Bu yapıların çoğu birkaç yıldır kendi artezyenlerini de vuruyorlar. Bu bölgede yeni yapılaşma olmasına rağmen alt yapı tam bir facia. Kanalizasyon, su, elektrik ve diğer alt yapı hizmetleri problemli. Ulaşım tam bir keşmekeşlik içerisinde yapılıyor. Belediye otobüsleri ve minibüsler tıklım tıklım yolcu taşıyor. Memur-sen TOKİ evlerinde ikamet edenlerin ulaşım araçlarına özellikle sabah okul ve iş saatlerinde binmeleri mümkün değil. Binerlerse de çoğunlukla ayakta yolculuk yapmak zorundalar. Ulaşımda ciddi sıkıntılar yaşanırken bir de mahdigere ortasına hazine arazisi üzerine üç bin kişilik erkek öğrenci yurdu yapılmış ve devlete kiraya verilmiş. Burada ikamet eden üniversite öğrencileri de aynı toplu taşıma araçlarını kullanıyor.
Oysa yeni yapılaşmanın olduğu bölgelerde daha düzenli bir kentleşmenin olması için buraların sık sık denetlenmesi gerekir. Bu bölgede ikamet edenlerin hayatlarını kolaylaştırmak için trafik akışının, ulaşımın rahatlatılması sağlanmalı alt yapı hizmetlerine hız verilmelidir.
Sanayileşme konusunda hala ciddi bir çalışma yok. Daha önce Sütaş Elazığ'da yatırım yapmayı düşünmüştü sonra ne oldu bilemiyoruz. Yine kamyon fabrikası kurmak isteyen bir firma olmuştu onlardan da bir sonuç çıkmadı. Turizm derseniz Harput ve Sivrice Gölü bir türlü beklenen turizm atağını gerçekleştiremedi.
İşsizliğin giderilmesi konusunda İşçi Bulma Kurumu tarafından elbette bazı adımlar atıldı. Ancak işsizlik hala ilimizde yüksek seviyelerde seyrediyor.
Yani anlayacağınız Elazığ'ın acı gerçekleri büyük oranda devam ediyor. Öyle anlaşılıyor ki daha bir süre devam edecek. Bu problemleri çözme görevine gelince il mülki amirinden tutun da, kamu kurum ve kuruluşları ile belediye ve emniyet makamlarına kadar pek çok kesimi ilgilendiren problemlerdir. Fakat sivil toplum kuruluşları ve vatandaş olarak bizlerin de taşın altına elimizi koymamız gerektiğini ifade edelim. İlimizin problemlerini hep beraber çözmeye çalışalım.
İşte insanların hayatlarında olduğu gibi şehirlerin de bir türlü unutulmayan acı gerçekleri var. Elazığ da bu illerden biri. Yıllardır bir türlü unutamadığı, yakasını bir türlü bırakmayan; sağlıksız yapılaşma, düzensiz kentleşme, alt yapı yetersizliği, trafik keşmekeşliği, alternatif ana arter yolları ile kuzey çevre yolu eksikliği, Zafran imar yolu, yağmur yağınca oluşan su baskınları, işsizlik, sanayileşememe, tarihi ve turistik mekanların bir türlü Türkiye ve Avrupa'nın ilgisini çekecek düzeye getirilememesi gibi acı gerçekleri var.
Bu problemleri, daha iyi anlaşılması için biraz açalım. Şu anda şehrin kuzeyinde yeni bir kent doğuyor. Fakat yetkililer nerede bilmiyorum? Hiç mi oralardan geçmezler? Nasıl bir yapılaşma var? İlgilerini çekmiyor mu acaba? Yapıların birçoğu neredeyse yolların sağına ve soluna yapılıyor. Ne var bunda diyeceksiniz? Şu var. Yapıların çoğu yola sıfır inşa ediliyor. Arabalar neredeyse binaların balkonlarının altından geçecek gibi. Alt yapı kazıları kafalarına göre yapılıyor ve kazılar özellikle hafta sonları tercih ediliyor. Herhalde nasıl olsa hafta sonu kimse denetlemez, istediğimiz gibi kazarız deniliyordur. Özellikle Çayda Çıra mahdigeresindeki yapılara ilgililer bir gidip baksınlar. Bu yapıların çoğu birkaç yıldır kendi artezyenlerini de vuruyorlar. Bu bölgede yeni yapılaşma olmasına rağmen alt yapı tam bir facia. Kanalizasyon, su, elektrik ve diğer alt yapı hizmetleri problemli. Ulaşım tam bir keşmekeşlik içerisinde yapılıyor. Belediye otobüsleri ve minibüsler tıklım tıklım yolcu taşıyor. Memur-sen TOKİ evlerinde ikamet edenlerin ulaşım araçlarına özellikle sabah okul ve iş saatlerinde binmeleri mümkün değil. Binerlerse de çoğunlukla ayakta yolculuk yapmak zorundalar. Ulaşımda ciddi sıkıntılar yaşanırken bir de mahdigere ortasına hazine arazisi üzerine üç bin kişilik erkek öğrenci yurdu yapılmış ve devlete kiraya verilmiş. Burada ikamet eden üniversite öğrencileri de aynı toplu taşıma araçlarını kullanıyor.
Oysa yeni yapılaşmanın olduğu bölgelerde daha düzenli bir kentleşmenin olması için buraların sık sık denetlenmesi gerekir. Bu bölgede ikamet edenlerin hayatlarını kolaylaştırmak için trafik akışının, ulaşımın rahatlatılması sağlanmalı alt yapı hizmetlerine hız verilmelidir.
Sanayileşme konusunda hala ciddi bir çalışma yok. Daha önce Sütaş Elazığ'da yatırım yapmayı düşünmüştü sonra ne oldu bilemiyoruz. Yine kamyon fabrikası kurmak isteyen bir firma olmuştu onlardan da bir sonuç çıkmadı. Turizm derseniz Harput ve Sivrice Gölü bir türlü beklenen turizm atağını gerçekleştiremedi.
İşsizliğin giderilmesi konusunda İşçi Bulma Kurumu tarafından elbette bazı adımlar atıldı. Ancak işsizlik hala ilimizde yüksek seviyelerde seyrediyor.
Yani anlayacağınız Elazığ'ın acı gerçekleri büyük oranda devam ediyor. Öyle anlaşılıyor ki daha bir süre devam edecek. Bu problemleri çözme görevine gelince il mülki amirinden tutun da, kamu kurum ve kuruluşları ile belediye ve emniyet makamlarına kadar pek çok kesimi ilgilendiren problemlerdir. Fakat sivil toplum kuruluşları ve vatandaş olarak bizlerin de taşın altına elimizi koymamız gerektiğini ifade edelim. İlimizin problemlerini hep beraber çözmeye çalışalım.