DÜŞÜŞÜN SEBEBİ NE?
3 KASIM'DA 18 YILLIK İKTİDARINI KUTLAYAN VE BU SÜRE İÇERİSİNDE BİRÇOK HİZMETE İMZA ATAN VE HALKIN YAŞAMINI KOLAYLAŞTIRAN DEVRİM NİTELİĞİNDE DEĞİŞİMLERİN SAHİBİ OLAN AK PARTİ'NİN SON YILLARDA YAŞADIĞI OY KAYBININ SEBEBİ ARAŞTIRILIYOR. HER ALANDA HİZMETİ GÖREN VE TAKDİR EDEN VATANDAŞLAR HÜKÜMETİ DIŞ POLİTİKADA BAŞARILI BULURKEN EKONOMİ, YOLSUZLUK, USULSÜZLÜK İLE SİYASİLERİN MİSYONDAN KOPARAK RANTA YOĞUNLAŞMALARI YÖNLERİNDEN AK PARTİ'Yİ BAŞARISIZ BULUYOR
Cumhurbaşkanı ve AK Parti Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan öncülüğünde 2001 yılında yola çıkan AK Parti, 3 Kasım 2002 seçimlerinden bugüne 18 yıl boyunca iktidarını sürdürerek, Türk siyasi tarihindeki yerini aldı.
AK Parti, okuduğu şiir yüzünden aldığı mahkûmiyet ve siyasi yasağı nedeniyle Genel Başkanı Erdoğan'ın aday olamadığı 3 Kasım 2002 genel seçimlerinden yüzde 34,28 oy oranıyla ilk sırada çıktı ve tek başına hükümet kuracak çoğunluğu elde etti.
İlk kez girdiği genel seçimlerde tek başına iktidarı yakalayan AK Parti, 2004 yılındaki mahalli idareler seçimlerinde de yüzde 41,7'lik oy oranıyla yine birinci olmayı başardı. AK Parti böylece 1950 belediyeyi kazandı.
ÜLKE HİZMET; HALK, DEĞER GÖRDÜ
Başkan Recep Tayyip Erdoğan liderliğindeki 'Erdemliler Hareketi' ile 2001 yılında siyaset sahnesinde yerini alan AK Parti, önüne konulan her türlü engelleri aşarak sürdürdüğü kesintisiz iktidarının 18'nci yılını kutladı.
Girdiği bütün seçimlerden birinci parti olarak çıkmayı başaran AK Parti, bu süreçte bünyesinden dört başbakan ve iki cumhurbaşkanı çıkardı, Türkiye'de değişimin, dönüşümün ve reformların adresi oldu. Vesayet odaklarına son veren, Türkiye'yi dev yatırımlarla donatan Başkan Erdoğan'ın kaptanlığındaki AK Parti, iktidarı aynı zamanda başta savunma sanayisi olmak üzere milli ve yerli üretimde de öncülük yaptı.
AK Parti iktidarı, eğitimden sağlığa, ekonomiden ulaşıma kadar her alanda devrim niteliğinde adımlar attı. AK Parti, uyguladığı sosyal politikalarla her vatandaşa dokunmayı başardı.
VESAYETÇİLERLE MÜCADELE
AK Parti, 18 yıllık iktidarında vesayet odakları ile mücadele etti, sistemi tıkayan sorunların çözümü için 3 kez halkoylamasıyla milletin iradesine başvurdu.
SAVUNMADA BİR NUMARA
Savunma sanayisinin millileştirilmesi yönünde büyük adımlar atılırken, bu kapsamda milli savaş gemisi (Milgem), Atak helikopteri, Temel Eğitim Uçağı (Hürkuş), modern piyade tüfeği, milli tank Altay, insansız hava aracı Anka, uzun ve orta menzilli tanksavar füze sistemleri gibi projeler hayata geçirildi. Terörle mücadelede etkin olarak kullanılan yerli İHA ve SİHA'lar üretildi.
KÖPRÜ VE TÜNELLER
Türkiye'de birçok büyük projeye imza atılırken, bu dönemde Asya ve Avrupa kıtalarını deniz altından birbirine bağlayan, 150 yıllık rüya Marmaray hizmete açıldı. Türkiye ilk kez hızlı trenle tanıştı. Türkiye'nin dört bir yanına bölünmüş yollar yapıldı. Marmaray'a kardeş olan Avrasya Tüneli açıldı.
İstanbul Boğazı'na 3'ncü köprü Yavuz Sultan Selim Köprüsü, İstanbul ve İzmir arasını 3.5 saate indiren Osmangazi Köprüsü hizmete girdi.
İMF'SİZ YILLARA GEÇİLDİ
Türkiye'nin IMF'ye olan borcu kapatıldı. Türk Lirası'ndan 6 sıfırı atıldı. Milli para ağırlıklarından kurtuldu. İşsizlikte ve enflasyonda tek haneli rakamlar görüldü.
SAĞLIKTA DEVRİM
Şehir hastaneleri kuruldu. Aile hekimliği uygulaması başlatıldı. Randevulu sisteme geçildi, hastanelerdeki kuyruklar son buldu.
DIŞ POLİTİKA VE TERÖRDE ÜSTÜN BAŞARI
Türkiye dış politikada bölgesinde ve dünyada söz sahibi ülke haline geldi.
Terör örgütleriyle etkin mücadele edildi. PKK/PYD, DEAŞ, FETÖ gibi terör örgütleriyle mücadele yurt içi ve yurt dışında kararlılıkla sürdürüldü.
BAŞARIYA RAĞMEN OY KAYBI
Ak Parti 18 yıllık iktidarında birçok hizmet ve yeniliklere imza atmasına rağmen son yıllardaki oy düşmesinin sebebini arıyor.
31 Mart yerel seçimlerinde İstanbul ve Ankara'yı kaybeden ve düşüşü önleme gayretleri sonuç vermeyen Ak Parti'nin en çok eleştiri aldığı konu, milletvekili adaylarının halkın istekleri ve teamülleri yerine genel merkeze etki eden lobiler tarafından belirlenmesi.
TABANIN GÖRÜŞÜ DİKKATE ALINMIYOR
Ak Parti'yi en çok zora sokan ve oy kaybına sebep olan konu ise milletvekili listelerinin belirlenmesinde yapılan hatalar oluyor.
Şırnak ve Karakoçan Belediye örneklerinde olduğu gibi halkın takdir ettiği doğru isimlerle gidilen seçimlerde başarı da kaçınılmaz oluyor. Bu gerçeğe rağmen milletvekilleri listeleri halkın beklentisinden ve kamuoyunda öne çıkmış isimlerin dışında oluştuğu için başarısızlık da mukadder oluyor.
EKONOMİDE İTİRAF YERİNE İTİRAZ
Ülkenin yaşadığı pandemi ve depremler sebebiyle ekonominin ciddi yara aldığını ve bu olumsuzlukların ekonomiyi de menfi etkilediğini bilen kamuoyuna rağmen, ekonomide başarı hikyesi yazıldığına dair Hazine Bakanı Berat Albayrak'ın açıklamaları da insanları partiden soğutuyor.
Ekonominin iyi yönetilmediği gerçeğine rağmen, gerekçeleriyle birlikte bunu itiraf etmek ve halktan destek istemek yerine, olumsuz görüşlere itiraz ederek pembe tablolar çizen Ak Parti yöneticilerinin, bu tavırlarıları halkın güvenini kaybettiriyor.
TABANDAN KOPUK SİYASİLER
Ak Parti'nin oy kaybına sebep olan en önemli sebep ise milletvekilleri ve teşkilatların halktan kopuk olmaları, davaya hizmet eden samimi insanları bırakıp değişik çıkar ilişkileri sebebiyle günün adamları ile yakın dostluklar kurmaları.
Davanın çilesini çekmiş, bu konuda hem kendi hem de ailesi bedel ödemiş fedakr ve davaya şık isimleri gördüklerinde yüzünü ekşitip arkasını dönen, buna karşın zengin ve varlıklı insaflara yakın ilgi ve sıcaklığını gösteren siyasilerin bu tavrının faturası partiye ve dolayısıyla Başkan Erdoğan'a kesiliyor.
RANT SÖYLENTİLERİ
Ak Parti'yi en çok yıpratan ve yapılan hizmetleri unutturan hatta sıfırlayan en önemli konu ise her kademedeki partililerin ranta ve çıkar mahfillerine bulaşmaları, ihalelerden komisyon almanları ve partideki yetki ve görevlerini kullanarak değişik kanallardan ihale koparmaları ve bunu da belli bir komisyon alarak üçüncü şahıslara taşere etmeleri.
Bazı partililerin, atamasında rol oynadıkları ya da görevde kalma arzusu yüksek ve devlet adamı olma vasfı yetersiz olan bürokratlar aracılığı ile kamu kaynaklarını ve imknlarını siyasi nüfuzlarını öne çıkartıp kendi çıkarları doğrultusunda kullanması ve bunun kamuoyunda aleni olarak konuşulması da vatandaşları partiden soğutan bir başka önemli sebep olarak ortaya çıkıyor.
DAVA KELİMESİ RAHATSIZ EDİYOR
Türlü zorluklarla kurulan, darbe ve kapatma tehlikeleri ile yüz yüze gelen, karanlık odakların taşeronu olan ve asker üniforması giymiş hain FETÖ'üler tarafından öldürülmenin kıyısından dönem Erdoğan'ın kurduğu partinin 18 yıl sonra bir misyon ve dava partisi olmaktan çok uzak bir yere savrulması ve bu davaya karşılıksız hizmet edenlerin dışlanıp, rantın kölesi olan ve yarınlarda başka partilerle iş tutacak çıkarcı insanların önde ve değerli olması, partinin eski gücünü kaybetmesinin en önemli sebebi olarak gösteriliyor.
ÖZE DÖNÜŞ ŞART
Ak Parti'nin 18 yıllık, iktidar olmasının verdiği metal yorgunluk, yıpranmışlık ve dava şuurundaki aşınmışlık sebepleri ile birlikte kurucuları ve çoğunluk yönetim kurulları ile bu partiden ayrılarak kurulan Gelecek ve Deva Partilerinin seçmene göz kırpması, Ak Parti'de bulunan ve kamuoyunda tepki çeken isimlerin etkisiyle oy kaybı yaşayan partinin eski günlerine dönmesinin zor olduğu ancak cumhur ittifakı ile birlikte olası bir erken ya da zamanında yapılacak seçimlerde iktidarını sürdürmesi için kuruluş felsefesine dönmesi ve kaybettiği samimiyet ve dava bilincini yeniden ihya etmesi gerektiği ifade ediyor.
ÖMERLERE ÇOK İŞ DÜŞÜYOR
Ak Parti İl Başkanları için 'Bana her ilin Ömer'ini getirin' diyerek bu vurguyu her defasında yapan ve adaleti, hakkaniyeti, insana hizmeti her türlü menfaat ve çıkar ilişkisinin üzerinde tutan Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın bu talebinin karşılık bulması halinde yeniden bir yükseliş yaşanabileceğini ifade eden siyasi gözlemciler, bunun için siyasilerin halka ve tabana daha çok eğilmesi gerektiğini belirtiyorlar.
FUZULİ ŞAGİL OLMAYIN!
Cumhurbaşkanı ve AK Parti Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan, geçtiğimiz hafta AK Parti İl Başkanları Toplantısı'nda parti teşkilatına seslendi ve şunları söyledi:
'Telefonumuz 24 saat açık olmalı. Cevap veremediğimiz çağrıya dönüş yapmalıyız. İnsanları küçümseyen bir AK Parti üyesi varsa, fuzuli şagil demektir. AK Parti'nin hiçbir il, ilçe başkanı, yöneticisi, belediye başkanı, milletvekili, hiçbir temsilcisi milletten kopuk olamaz, milletten kopuk yaşayamaz. Makam, fuzuli işgal edilmesin'
FUZULİ ŞAGİL VAR MI?
Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın 'makam fuzuli işgal edilmesin' beyanı ve açık uyarısına rağmen; teşkilatlarda ya da seçildiği konumda görevinin hakkını veremeyen, halkın takdirini kazanamayan, yeni gönüller kazanmak yerine partiye sadık ve samimi insanların gönüllerini hoyratça ve pervasızca yıkan, bunu bildiği halde onarmak gibi bir derdi ve gailesi olmayan şahıslarla Ak Parti'nin eski günlerine dönmesinin çok zor olacağını ifade eden siyasi gözlemciler, fuzuli şagillerin de artık gerçekleri görüp Erdoğan'ın tavsiyelerine uyma zamanının geldiğini ifade ediyorlar.
ALGI, GERÇEKLERİN ÜSTÜNDEDİR
Siyasette algının, gerçeklerin üstünde bir güce sahip olduğunu ifade eden siyasi gözlemciler, şehirlere yapılan ve her alanı kapsayan hizmetlere rağmen, kamuoyunda bir ters algı oluşmuşsa ki tüm illerde bu durum var, bu durumda yapılacak en doğru hareketin yeni yüzlere ve şahsiyetlere yer açmaya önderlik ve öncülük etmek olduğunu, siyasetin sihirli anahtarının ise değişim olduğunu belirtiyorlar.
AK Parti, okuduğu şiir yüzünden aldığı mahkûmiyet ve siyasi yasağı nedeniyle Genel Başkanı Erdoğan'ın aday olamadığı 3 Kasım 2002 genel seçimlerinden yüzde 34,28 oy oranıyla ilk sırada çıktı ve tek başına hükümet kuracak çoğunluğu elde etti.
İlk kez girdiği genel seçimlerde tek başına iktidarı yakalayan AK Parti, 2004 yılındaki mahalli idareler seçimlerinde de yüzde 41,7'lik oy oranıyla yine birinci olmayı başardı. AK Parti böylece 1950 belediyeyi kazandı.
ÜLKE HİZMET; HALK, DEĞER GÖRDÜ
Başkan Recep Tayyip Erdoğan liderliğindeki 'Erdemliler Hareketi' ile 2001 yılında siyaset sahnesinde yerini alan AK Parti, önüne konulan her türlü engelleri aşarak sürdürdüğü kesintisiz iktidarının 18'nci yılını kutladı.
Girdiği bütün seçimlerden birinci parti olarak çıkmayı başaran AK Parti, bu süreçte bünyesinden dört başbakan ve iki cumhurbaşkanı çıkardı, Türkiye'de değişimin, dönüşümün ve reformların adresi oldu. Vesayet odaklarına son veren, Türkiye'yi dev yatırımlarla donatan Başkan Erdoğan'ın kaptanlığındaki AK Parti, iktidarı aynı zamanda başta savunma sanayisi olmak üzere milli ve yerli üretimde de öncülük yaptı.
AK Parti iktidarı, eğitimden sağlığa, ekonomiden ulaşıma kadar her alanda devrim niteliğinde adımlar attı. AK Parti, uyguladığı sosyal politikalarla her vatandaşa dokunmayı başardı.
VESAYETÇİLERLE MÜCADELE
AK Parti, 18 yıllık iktidarında vesayet odakları ile mücadele etti, sistemi tıkayan sorunların çözümü için 3 kez halkoylamasıyla milletin iradesine başvurdu.
SAVUNMADA BİR NUMARA
Savunma sanayisinin millileştirilmesi yönünde büyük adımlar atılırken, bu kapsamda milli savaş gemisi (Milgem), Atak helikopteri, Temel Eğitim Uçağı (Hürkuş), modern piyade tüfeği, milli tank Altay, insansız hava aracı Anka, uzun ve orta menzilli tanksavar füze sistemleri gibi projeler hayata geçirildi. Terörle mücadelede etkin olarak kullanılan yerli İHA ve SİHA'lar üretildi.
KÖPRÜ VE TÜNELLER
Türkiye'de birçok büyük projeye imza atılırken, bu dönemde Asya ve Avrupa kıtalarını deniz altından birbirine bağlayan, 150 yıllık rüya Marmaray hizmete açıldı. Türkiye ilk kez hızlı trenle tanıştı. Türkiye'nin dört bir yanına bölünmüş yollar yapıldı. Marmaray'a kardeş olan Avrasya Tüneli açıldı.
İstanbul Boğazı'na 3'ncü köprü Yavuz Sultan Selim Köprüsü, İstanbul ve İzmir arasını 3.5 saate indiren Osmangazi Köprüsü hizmete girdi.
İMF'SİZ YILLARA GEÇİLDİ
Türkiye'nin IMF'ye olan borcu kapatıldı. Türk Lirası'ndan 6 sıfırı atıldı. Milli para ağırlıklarından kurtuldu. İşsizlikte ve enflasyonda tek haneli rakamlar görüldü.
SAĞLIKTA DEVRİM
Şehir hastaneleri kuruldu. Aile hekimliği uygulaması başlatıldı. Randevulu sisteme geçildi, hastanelerdeki kuyruklar son buldu.
DIŞ POLİTİKA VE TERÖRDE ÜSTÜN BAŞARI
Türkiye dış politikada bölgesinde ve dünyada söz sahibi ülke haline geldi.
Terör örgütleriyle etkin mücadele edildi. PKK/PYD, DEAŞ, FETÖ gibi terör örgütleriyle mücadele yurt içi ve yurt dışında kararlılıkla sürdürüldü.
BAŞARIYA RAĞMEN OY KAYBI
Ak Parti 18 yıllık iktidarında birçok hizmet ve yeniliklere imza atmasına rağmen son yıllardaki oy düşmesinin sebebini arıyor.
31 Mart yerel seçimlerinde İstanbul ve Ankara'yı kaybeden ve düşüşü önleme gayretleri sonuç vermeyen Ak Parti'nin en çok eleştiri aldığı konu, milletvekili adaylarının halkın istekleri ve teamülleri yerine genel merkeze etki eden lobiler tarafından belirlenmesi.
TABANIN GÖRÜŞÜ DİKKATE ALINMIYOR
Ak Parti'yi en çok zora sokan ve oy kaybına sebep olan konu ise milletvekili listelerinin belirlenmesinde yapılan hatalar oluyor.
Şırnak ve Karakoçan Belediye örneklerinde olduğu gibi halkın takdir ettiği doğru isimlerle gidilen seçimlerde başarı da kaçınılmaz oluyor. Bu gerçeğe rağmen milletvekilleri listeleri halkın beklentisinden ve kamuoyunda öne çıkmış isimlerin dışında oluştuğu için başarısızlık da mukadder oluyor.
EKONOMİDE İTİRAF YERİNE İTİRAZ
Ülkenin yaşadığı pandemi ve depremler sebebiyle ekonominin ciddi yara aldığını ve bu olumsuzlukların ekonomiyi de menfi etkilediğini bilen kamuoyuna rağmen, ekonomide başarı hikyesi yazıldığına dair Hazine Bakanı Berat Albayrak'ın açıklamaları da insanları partiden soğutuyor.
Ekonominin iyi yönetilmediği gerçeğine rağmen, gerekçeleriyle birlikte bunu itiraf etmek ve halktan destek istemek yerine, olumsuz görüşlere itiraz ederek pembe tablolar çizen Ak Parti yöneticilerinin, bu tavırlarıları halkın güvenini kaybettiriyor.
TABANDAN KOPUK SİYASİLER
Ak Parti'nin oy kaybına sebep olan en önemli sebep ise milletvekilleri ve teşkilatların halktan kopuk olmaları, davaya hizmet eden samimi insanları bırakıp değişik çıkar ilişkileri sebebiyle günün adamları ile yakın dostluklar kurmaları.
Davanın çilesini çekmiş, bu konuda hem kendi hem de ailesi bedel ödemiş fedakr ve davaya şık isimleri gördüklerinde yüzünü ekşitip arkasını dönen, buna karşın zengin ve varlıklı insaflara yakın ilgi ve sıcaklığını gösteren siyasilerin bu tavrının faturası partiye ve dolayısıyla Başkan Erdoğan'a kesiliyor.
RANT SÖYLENTİLERİ
Ak Parti'yi en çok yıpratan ve yapılan hizmetleri unutturan hatta sıfırlayan en önemli konu ise her kademedeki partililerin ranta ve çıkar mahfillerine bulaşmaları, ihalelerden komisyon almanları ve partideki yetki ve görevlerini kullanarak değişik kanallardan ihale koparmaları ve bunu da belli bir komisyon alarak üçüncü şahıslara taşere etmeleri.
Bazı partililerin, atamasında rol oynadıkları ya da görevde kalma arzusu yüksek ve devlet adamı olma vasfı yetersiz olan bürokratlar aracılığı ile kamu kaynaklarını ve imknlarını siyasi nüfuzlarını öne çıkartıp kendi çıkarları doğrultusunda kullanması ve bunun kamuoyunda aleni olarak konuşulması da vatandaşları partiden soğutan bir başka önemli sebep olarak ortaya çıkıyor.
DAVA KELİMESİ RAHATSIZ EDİYOR
Türlü zorluklarla kurulan, darbe ve kapatma tehlikeleri ile yüz yüze gelen, karanlık odakların taşeronu olan ve asker üniforması giymiş hain FETÖ'üler tarafından öldürülmenin kıyısından dönem Erdoğan'ın kurduğu partinin 18 yıl sonra bir misyon ve dava partisi olmaktan çok uzak bir yere savrulması ve bu davaya karşılıksız hizmet edenlerin dışlanıp, rantın kölesi olan ve yarınlarda başka partilerle iş tutacak çıkarcı insanların önde ve değerli olması, partinin eski gücünü kaybetmesinin en önemli sebebi olarak gösteriliyor.
ÖZE DÖNÜŞ ŞART
Ak Parti'nin 18 yıllık, iktidar olmasının verdiği metal yorgunluk, yıpranmışlık ve dava şuurundaki aşınmışlık sebepleri ile birlikte kurucuları ve çoğunluk yönetim kurulları ile bu partiden ayrılarak kurulan Gelecek ve Deva Partilerinin seçmene göz kırpması, Ak Parti'de bulunan ve kamuoyunda tepki çeken isimlerin etkisiyle oy kaybı yaşayan partinin eski günlerine dönmesinin zor olduğu ancak cumhur ittifakı ile birlikte olası bir erken ya da zamanında yapılacak seçimlerde iktidarını sürdürmesi için kuruluş felsefesine dönmesi ve kaybettiği samimiyet ve dava bilincini yeniden ihya etmesi gerektiği ifade ediyor.
ÖMERLERE ÇOK İŞ DÜŞÜYOR
Ak Parti İl Başkanları için 'Bana her ilin Ömer'ini getirin' diyerek bu vurguyu her defasında yapan ve adaleti, hakkaniyeti, insana hizmeti her türlü menfaat ve çıkar ilişkisinin üzerinde tutan Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın bu talebinin karşılık bulması halinde yeniden bir yükseliş yaşanabileceğini ifade eden siyasi gözlemciler, bunun için siyasilerin halka ve tabana daha çok eğilmesi gerektiğini belirtiyorlar.
FUZULİ ŞAGİL OLMAYIN!
Cumhurbaşkanı ve AK Parti Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan, geçtiğimiz hafta AK Parti İl Başkanları Toplantısı'nda parti teşkilatına seslendi ve şunları söyledi:
'Telefonumuz 24 saat açık olmalı. Cevap veremediğimiz çağrıya dönüş yapmalıyız. İnsanları küçümseyen bir AK Parti üyesi varsa, fuzuli şagil demektir. AK Parti'nin hiçbir il, ilçe başkanı, yöneticisi, belediye başkanı, milletvekili, hiçbir temsilcisi milletten kopuk olamaz, milletten kopuk yaşayamaz. Makam, fuzuli işgal edilmesin'
FUZULİ ŞAGİL VAR MI?
Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın 'makam fuzuli işgal edilmesin' beyanı ve açık uyarısına rağmen; teşkilatlarda ya da seçildiği konumda görevinin hakkını veremeyen, halkın takdirini kazanamayan, yeni gönüller kazanmak yerine partiye sadık ve samimi insanların gönüllerini hoyratça ve pervasızca yıkan, bunu bildiği halde onarmak gibi bir derdi ve gailesi olmayan şahıslarla Ak Parti'nin eski günlerine dönmesinin çok zor olacağını ifade eden siyasi gözlemciler, fuzuli şagillerin de artık gerçekleri görüp Erdoğan'ın tavsiyelerine uyma zamanının geldiğini ifade ediyorlar.
ALGI, GERÇEKLERİN ÜSTÜNDEDİR
Siyasette algının, gerçeklerin üstünde bir güce sahip olduğunu ifade eden siyasi gözlemciler, şehirlere yapılan ve her alanı kapsayan hizmetlere rağmen, kamuoyunda bir ters algı oluşmuşsa ki tüm illerde bu durum var, bu durumda yapılacak en doğru hareketin yeni yüzlere ve şahsiyetlere yer açmaya önderlik ve öncülük etmek olduğunu, siyasetin sihirli anahtarının ise değişim olduğunu belirtiyorlar.