Dünya'yı Evine Getiren Teknoloji: Metaverse
Başak Meral GÜNDÜZ / Elazığ'da dijital pazarlama ve e-ticaret danışmanlığı mesleğini icra eden Nadir GÜR, gelecekte 'metaverse' yani sanal evren sayesinde bizleri nelerin beklediğini ve gelişen teknoloji ile hayatımızın nasıl şekilleneceği konusunda çeşitli öngörülerde bulundu.
EVDE OTURURKEN DÜNYA'YI DOLAŞMAK
Gür, “Meta sözcüğü öte, verse sözcüğü ise evren anlamlarına geliyor. Metaverse sözcüğü ilk kez 1992 yılında Neal STEPSON'ın kaleme aldığı Snow Crash adlı romanında karşımıza çıkıyor. O dönemlerde metaverse, insanlar tarafından aşırı abartılı bulunmuş ve spekülatif bir gelecek perspektifi çizdiği için çok da umursanmamıştır. Gün geçtikçe VR (Virtual Reality/Sanal Gerçeklik), AR (Augmented Reality/Arttırılmış Gerçeklik) ve bu ikisinin birleşimi olan MR (Mixed Reality/Karma Gerçeklik) kavramları yaygınlaşmış; bununla birlikte üç boyutlu gözlükler, akıllı kol saatleri gibi giyilebilir teknoloji ürünleri de ortaya çıkmıştır. AVM'lerde bulunan 9D sinema salonlarındaki koltuklarda bulunan çeşitli teknolojik sistemler sayesinde (gözlük, minder basıncı, enseye verilen hava / su) sanki bir lunaparktaymışsınız gibi, bir hızlı trene binmişsiniz gibi hissetmenizin sağlanmasına VR yani sanal gerçeklik denilmektedir. Bir internet sitesinde araç almadan önce o aracı 360 derece döndürüp, aracın dıştan veya içten tüm özelliklerini incelemenize ise AR, bir diğer adıyla arttırılmış gerçeklik denilmektedir. VR ve AR teknolojisi şu an zaten hayatımızda yerini aldı ve insanlar da bunları artık yadırgamıyor. Bu iki teknolojinin birleşiminden oluşan MR diğer adıyla karma gerçeklik sayesinde artık evinizdeki koltukta otururken Niagara Şelalesi'ne veya dinimizce kutsal sayılan Mekke ve Medine şehirlerine ziyaretler gerçekleştirebilir, dünyanın diğer ucunda yaşayan örneğin Washington'daki akrabalarınızla sanal bir kafeteryada buluşup onlarla hasret giderebileceksiniz.” dedi.
METAVERSE'NİN ASIL AMACI NEDİR?
Nadir GÜR, açıklamalarına şöyle devam etti: “Şu an çoğu internet sitesinde yaygınlaşmamış olsa da siz boş olan odanızın fotoğrafını çekip sisteme (e-ticaret sitesine / mobil uygulamaya) yüklediğinizde sizin o boş odanıza yakışacak olan mobilya ve dekorasyon ürünlerini AR teknolojisiyle sizi satın almaya yönlendiren birçok girişim mevcut. Böyle uygulamalar gün geçtikte artarken fiziki olmamasına rağmen gerçekten daha öte ve güzel olarak algılanan bu sanal evren ile birlikte uluslararası veya ulusal tüm ticari fuarlara katılabilir, doktorunuza muayene olabilir, süpermarket alışverişlerinizi gerçekleştirebilir, uzaktaki sevdiklerinizle görüşebilir hatta onlara sarılarak hasret giderebilirsiniz. Milli ve şahsi benliğimizden öte olan bu dünyanın ayrıca ahlaki ve etik kuralları da olacak. Bu kurallar çerçevesinde ve seçtiğimiz avatar (sanal gerçeklik dünyasındaki görünümümüz) ile istediğimiz şekilde ve gerçekten öte olan bu dünyada varlığımızı sürdürebileceğiz. Bu sanal dünyanın herhangi bir sınırı olmayacak mı, peki? Biz şu an Avrupa'ya gidebilmek için aylarca vize almayı beklerken sanal dünyadaki sınırları aşabilmek için ne yapacağız? Elbette adına coin (jeton) denilen uluslararası bir para birimi olacak. Seçtiğimiz avatarın bakımı, güzelliği, makyajı, giyim kuşamı, gideceğimiz yerin seçimi, buluşulacak olan mekanın özellikleri gibi daha birçok unsur, dijital ödeme yöntemleriyle o sanal dünyanın kurucuları tarafından tahsil edilecek”dedi.
ARSA SATIŞLARI BAŞLADI
Nadir GÜR, “Metaverse adı verilen bu sanal evreni oluşturma düşüncesi, milyonlarca kişinin verisini elinde bulunduran Facebook'un kurucusu Mark ZUCKERBERG tarafından metaverse'e yapılan yatırımdan sonra daha da somutlaşmaya başladı. Her markaya özel horizon (bölge) diye adlandırılan alanlarda sanal emlakçılık ve arsa satışları da başlamış durumda. Apple markası da sırf kendi horizonundaki kullanıcıları yükseltmek için son çıkacak olan SE model telefonlarını, diğer modellerinden daha ucuza satacağını dile getirmişti. Metaverse ve teknolojinin gelişimi ile gelecekte yaşanacak olan günler bir yana, 2022'ye gireceğimiz yılın şu son anlarında hâlâ oturduğum Abdullahpaşa Mahallesi'nde ve biliyorum ki Elazığ'ın birçok yerleşim yerinde ücretini vergisiyle fazladan fazladan ödediğimiz halde maalesef internet altyapısına gerekli yatırımları harcamayan / harcamak istemeyen çok değerli telekominikasyon yetkili ve sorumlularına da ayrıca buradan selamlarımı iletiyorum. Abonesi olduğum internet sağlayıcı firması tarafından vadedilen 24 Mb'ye kadar olan internet hızının yalnızca 4 Mb'sini kullanırken benim metaverse'i keşfedebilmem galiba hayal. ‘Başka şehirlerin köylerinde bile ADSL hizmeti varken, Abdullahpaşa'da yeterli internet hizmeti alamamak acaba bu mahalleye kasti bir hareket midir?' sorusunu da aklıma getirmiyor, değil” diye ifade etti.