Dr. Aksoy 'Kirlilik, yalnızca çevresel bir sorun değil, aynı zamanda acil bir halk sağlığı krizidir'
Kirlilik, günümüz dünyasının kaçınılmaz bir gerçeği haline gelmiş yalnızca çevreyi değil, aynı zamanda insan sağlığını da derinden etkilemiştir.
Çevresel kirleticilerin sağlığımıza etkilerini Dr. Hande Türk Aksoy gazetemize anlattı.
HAVA KİRLİLİĞİ ÇEŞİTLİ KAYNAKLARDAN ORTAYA ÇIKAR
Dr. Hande Türk Aksoy, 'Soluduğumuz havadan içtiğimiz suya, yiyeceklerimizi yetiştirdiğimiz toprağa kadar yaşamın her alanında varlığını sürdürmekte ve ciddi sağlık riskleri oluşturmaktadır.
Hava kirliliği, araç emisyonları, sanayi faaliyetleri ve doğal olaylar örneğin volkanik patlamalar) gibi çeşitli kaynaklardan ortaya çıkar ve solunum ile kalp-damar hastalıklarının bir nedeni olarak kabul edilir. Kükürt dioksit (SO2), azot oksitler (NOx) ve ince partikül maddeler gibi zararlı bileşenler, akciğerlere ve dolaşım sistemine nüfuz ederek astım, bronşit ve kalp hastalıklarını tetikleyebilir. Uzun süreli maruziyet ise bağışıklık sistemini zayıflatabilir, felç riskini artırabilir ve erken ölümlere neden olabilir.
ÇOCUK ÖLÜMLERİNİN BAŞLICA SEBEPLERDEN BİRİ
Su kirliliği, tarımsal akışlar, endüstriyel atıklar ve arıtılmamış kanalizasyon deşarjları nedeniyle kritik bir küresel sorun haline gelmiştir. Ağır metaller, pestisitler ve toksik kimyasallar içme suyu kaynaklarını kirleterek kolera, hepatit ve böbrek hasarı gibi hastalıkların artmasına neden olmaktadır. Özellikle gelişmekte olan ülkelerde su kaynaklı hastalıklar, çocuk ölümlerinin başlıca sebeplerinden biri olarak öne çıkmaktadır.
Gıda üretiminin temel unsuru olan toprak, gübreler, pestisitler ve endüstriyel atıklar nedeniyle kirlenmeye maruz kalmaktadır. Toprağa sızan zararlı kimyasallar bitkilere geçerek besin zincirine dahil olabilir. Kirlenmiş toprakla uzun süreli temas, nörolojik rahatsızlıklar, üreme sorunları ve kansere kadar varan sağlık problemlerine yol açabilir.
HAMİLE KADINLAR RİSK ALTINDA
Partikül madde ve pestisit gibi çevresel kirleticiler hem erkeklerde hem de kadınlarda üreme sağlığı üzerinde olumsuz etkilere yol açabilmektedir. Bu toksinler, doğurganlığı azaltabilir. Sperm ve yumurta kalitesine zarar verebilir, düşük ve doğum kusurları riskini artırabilir. Özellikle yüksek düzeyde kirliliğe maruz kalan hamile kadınlar, düşük doğum ağırlığı veya bebeklerinde gelişimsel bozukluklar gibi sorunlarla karşılaşabilmektedir.
Çevresel kirleticiler, dünya genelindeki kanser vakalarının%70-80'inden sorumlu tutulmaktadır. Ağır metaller, dioksinler ve bazı pestisitler gibi kanserojen maddeler, DNA yapısına zarar vererek tümör oluşumunu tetikler. Özellikle kömür madenciliği ve tarım gibi sektörlerde çalışan bireyler, akciğer ve mesane kanseri gibi ciddi sağlık sorunlarıyla karşı karşıya kalmaktadır.
KALICI OLUMSUZ ETKİLER BIRAKABİLİR
Kurşun, cıva ve pestisit gibi maddeler, sinir sistemine ciddi zararlar verebilir. Bu toksinler, kan beyin bariyerini aşarak Alzheimer Parkinson ve çocuklarda DEHB ile otizm gibi gelişimsel bozukluklara neden olabilir. Bebekler ve küçük çocuklar, nörotoksik etkilere karşı daha hassastır ve bu maddelere maruziyet, bilişsel ve davranışsal gelişim üzerinde kalıcı olumsuz etkiler bırakabilir.
Kirliliğin kalp-damar sistemi üzerindeki olumsuz etkileri de oldukça çarpıcıdır. Havadaki ince partikül maddeler ve ağır metaller, iltihaplanma, oksidatif stres ve kan pıhtılaşmasına neden olarak kalp krizi, felç ve hipertansiyon riskini artırmaktadır. Araştırmalar, kirli havaya uzun süre maruz kalmanın doğrudan kalp-damar hastalıklarıyla ilişkilendirildiğini göstermektedir.
Kirlilik krizinin çözümü, bireysel ve toplumsal düzeyde ortak bir çabayı gerektirmektedir.
YALNIZCA ÇEVRESEL BİR SORUN DEĞİL
Ülkeler, çevre kirliliğini önlemeye yönelik daha katı düzenlemeler getirmeli, temiz teknolojilere yatırım yapmalı ve sürdürülebilir uygulamaları teşvik etmelidir. Halkı bilinçlendirme kampanyaları çevre dostu davranışlar geliştirmelerine yardımcı olabilir. Ayrıca kirliliğin sağlık üzerindeki etkilerini araştırmaya öncelik verilmesi, etkili politika ve müdahale stratejilerinin geliştirilmesi açısından kritik öneme sahiptir.
Kirlilik, yalnızca çevresel bir sorun değil, aynı zamanda acil bir halk sağlığı krizidir. Solunum yolu hastalıklarından kansere ve nörolojik bozukluklara kadar geniş bir yelpazede insan sağlığına zarar veren bu sorun acil müdahaleleri zorunlu kılmaktadır. Sürdürülebilir yaşam alışkanlıklarını benimseyerek ve kirliliği önlemeye yönelik etkili önlemler alarak, hem dünyamızı hem de gelecek nesillerin sağlığını korumak mümkün olacaktır' dedi.