DOĞAL ORTAMLARDAN ALINAN SÜLÜKLER RİSK TAŞIYOR
Elazığ Fırat Üniversitesi (FÜ) Su Ürünleri Fakültesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Naim Sağlam,yaptığı açıklamada, Geleneksel ve Tamamlayıcı Tıp Uygulamaları Yönetmeliği'nin kabul edilmesiyle ülkede alternatif tıp uygulamaları kapsamında sülükle tedavi kliniklerinin her geçen yıl arttığını söyledi.
Modern tıpta sülüklerin kullanım alanlarının giderek çeşitlilik kazandığını hatta ilaç yapımında bile kullanıldıklarını belirten Sağlam, sülükle tedavi kliniklerindeki artışa rağmen bunların steril sülük ihtiyacını karşılayacak işletme sayısının yeterli olmadığını kaydetti.
Sağlam, şöyle konuştu:'Şu an Türkiye'de tescilli iki tane tıbbi sülük yetiştiriciliği işletmesi görünüyor. Dolayısıyla iki tıbbi sülük yetiştiricisi sektörde artan kliniklerin ihtiyacını karşılayabilecek mi bu soruyu cevaplamamız gerekiyor. Ayrıca Gıda Tarım ve Hayvancılık Bakanlığından tescil almış işletmelerin tıbbi sülüğü bir protokol çerçevesinde steril ortamlarda yetiştirip, arındırma sürülerini uygulamalı ve buna göre yıllık kontrol mekanizmalarını oluşturmaları gerekiyor. Yıllık kontrol mekanizmaları sonucunda steril koşullara uyan işletmelerin üretimlerine devam etmesi, uymayanların ise tescillerinin iptal edilmesi gerekiyor.'
'TEDAVİDE STERİL SÜLÜK KULLANILMALI'
Günümüzde artan bulaşıcı hastalıklarla birlikte doğal ortamda yaşayan sülüklerin de hastalık kapma riskine karşın tedavi amaçlı kullanılan sülüklerin steril olmasının büyük önem arz ettiğini dile getiren Sağlam, 'Doğal ortamlardan alınan sülüklerin kullanılmasında birçok riskler bulunuyor. Doğal ortamdan aldığımız sülükler bulaşıcı hastalık etkenlerini, sülükle birlikte yaşayan bakterileri ve mikroorganizmaları taşıyabilirler.' diye konuştu.
Doğal ortamda bir hayvanda veya insanda bulunması muhtemel bir hastalığı vücuduna almış olabileceğini aktaran Sağlam, bu hastalığı alan sülüklerin tekrar insanlarda kullanılması durumunda bu mikroorganizmaların insanlara geçmesine ve bu insanların da hastalığı kapsamına neden olabileceğini aktardı.
Sağlam, bundan dolayı steril ortamlarda sülük yetiştiriciliğinin önemli olduğuna dikkati çekti.
Bakanlık tarafından doğadan toplanan tıbbi sülüğün 2018 yılı ihracat kota miktarının gümrük tarife istatistik pozisyonlarına göre 2 bin kilogram olarak belirlendiğini kaydeden Sağlam, doğadan toplanan tıbbi sülüklerin taşıdığı risklerden dolayı tam olarak ekonomik değerini bulmadığını aktardı.
Sağlam, 'Doğadan toplanan sülükler kilogram olarak yurt dışına satılıyor ve 1 kilogramda ortalama bin tane sülük bulunuyor. Bin sülüğü yurt dışına satarken maksimum bin dolara satabiliyorsunuz ancak yetiştiricilik yoluyla elde edilen steril sülüğü yurt dışına sattığınızda tanesi 16,50 doların üzerine çıkabiliyor. Dolayısıyla bir kilogram steril sülük sattığınızda 16 bin 500 dolar bir gelir elde etmiş oluyorsunuz.' ifadelerini kullandı.
STERİL SÜLÜK YETİŞTİRİCİLİĞİ SERTİFİKA PROGRAMI
Prof. Dr. Sağlam, üniversite olarak steril sülük yetiştiriciliğin geleceğini görerek bu noktada üreticileri ve yatırımcıları bilinçlendirmek amacıyla bu yıl steril sülük yetiştiriciliği sertifika programı başlattıklarını belirtti.
Programa bugüne kadar yurt içi ve yurt dışından çok sayıda kursiyerin katıldığını anlatan Sağlam, sertifika programının Türkiye'de ilk olduğunu bildirdi.
Bu eğitimle yatırımcılara, tıp doktorlarına, su ürünleri mühendislerine, veteriner hekimlere, biyologlara eğitim programı düzenlediklerini aktaran Sağlam, 'Eğitim programı çerçevesinde katılımcılara tıbbi sülük yetiştiriciliğinin neden ve nasıl yapılması gerektiğini, dezenfeksiyon işlemlerinin nasıl yapılacağını ve son ürün olarak pazara nasıl sunulması gerektiğini detaylı olarak anlatıyoruz.' ifadelerini kullandı.
Sertifika programına Azerbaycan'dan katılan su ürünleri mühendisi Vugar Mammadov da doğal tedavi yöntemlerinden biri olan sülükle tedaviye dünya çapında ilginin arttığını belirterek, 'Ülkemizde böyle bir eğitim programı olmadığı için Türkiye'ye geldim. Bu eğitimleri alan kişiler edindikleri bilgileri yatırıma dönüştürerek sülüklerin üretim alanlarını arttırabilir.' diye konuştu.
'GELECEĞİN MESLEKLERİ ARASINDA'
Su ürünleri mühendisi Damla Kaçmaz ise tıbbi sülük yetiştiriciliğinin geleceğin meslekleri arasında yer aldığını vurguladı.
Kaçmaz, doğal sülük kaynaklarının yok olmaması için steril sülük üretim alanlarının yaygınlaştırılması ve bu konuda vatandaşın bilinçlenmesi için eğitim programlarına ağırlık verilmesi gerektiğini dile getirdi.
Sağlam, şöyle konuştu:'Şu an Türkiye'de tescilli iki tane tıbbi sülük yetiştiriciliği işletmesi görünüyor. Dolayısıyla iki tıbbi sülük yetiştiricisi sektörde artan kliniklerin ihtiyacını karşılayabilecek mi bu soruyu cevaplamamız gerekiyor. Ayrıca Gıda Tarım ve Hayvancılık Bakanlığından tescil almış işletmelerin tıbbi sülüğü bir protokol çerçevesinde steril ortamlarda yetiştirip, arındırma sürülerini uygulamalı ve buna göre yıllık kontrol mekanizmalarını oluşturmaları gerekiyor. Yıllık kontrol mekanizmaları sonucunda steril koşullara uyan işletmelerin üretimlerine devam etmesi, uymayanların ise tescillerinin iptal edilmesi gerekiyor.'
'TEDAVİDE STERİL SÜLÜK KULLANILMALI'
Günümüzde artan bulaşıcı hastalıklarla birlikte doğal ortamda yaşayan sülüklerin de hastalık kapma riskine karşın tedavi amaçlı kullanılan sülüklerin steril olmasının büyük önem arz ettiğini dile getiren Sağlam, 'Doğal ortamlardan alınan sülüklerin kullanılmasında birçok riskler bulunuyor. Doğal ortamdan aldığımız sülükler bulaşıcı hastalık etkenlerini, sülükle birlikte yaşayan bakterileri ve mikroorganizmaları taşıyabilirler.' diye konuştu.
Doğal ortamda bir hayvanda veya insanda bulunması muhtemel bir hastalığı vücuduna almış olabileceğini aktaran Sağlam, bu hastalığı alan sülüklerin tekrar insanlarda kullanılması durumunda bu mikroorganizmaların insanlara geçmesine ve bu insanların da hastalığı kapsamına neden olabileceğini aktardı.
Sağlam, bundan dolayı steril ortamlarda sülük yetiştiriciliğinin önemli olduğuna dikkati çekti.
Bakanlık tarafından doğadan toplanan tıbbi sülüğün 2018 yılı ihracat kota miktarının gümrük tarife istatistik pozisyonlarına göre 2 bin kilogram olarak belirlendiğini kaydeden Sağlam, doğadan toplanan tıbbi sülüklerin taşıdığı risklerden dolayı tam olarak ekonomik değerini bulmadığını aktardı.
Sağlam, 'Doğadan toplanan sülükler kilogram olarak yurt dışına satılıyor ve 1 kilogramda ortalama bin tane sülük bulunuyor. Bin sülüğü yurt dışına satarken maksimum bin dolara satabiliyorsunuz ancak yetiştiricilik yoluyla elde edilen steril sülüğü yurt dışına sattığınızda tanesi 16,50 doların üzerine çıkabiliyor. Dolayısıyla bir kilogram steril sülük sattığınızda 16 bin 500 dolar bir gelir elde etmiş oluyorsunuz.' ifadelerini kullandı.
STERİL SÜLÜK YETİŞTİRİCİLİĞİ SERTİFİKA PROGRAMI
Prof. Dr. Sağlam, üniversite olarak steril sülük yetiştiriciliğin geleceğini görerek bu noktada üreticileri ve yatırımcıları bilinçlendirmek amacıyla bu yıl steril sülük yetiştiriciliği sertifika programı başlattıklarını belirtti.
Programa bugüne kadar yurt içi ve yurt dışından çok sayıda kursiyerin katıldığını anlatan Sağlam, sertifika programının Türkiye'de ilk olduğunu bildirdi.
Bu eğitimle yatırımcılara, tıp doktorlarına, su ürünleri mühendislerine, veteriner hekimlere, biyologlara eğitim programı düzenlediklerini aktaran Sağlam, 'Eğitim programı çerçevesinde katılımcılara tıbbi sülük yetiştiriciliğinin neden ve nasıl yapılması gerektiğini, dezenfeksiyon işlemlerinin nasıl yapılacağını ve son ürün olarak pazara nasıl sunulması gerektiğini detaylı olarak anlatıyoruz.' ifadelerini kullandı.
Sertifika programına Azerbaycan'dan katılan su ürünleri mühendisi Vugar Mammadov da doğal tedavi yöntemlerinden biri olan sülükle tedaviye dünya çapında ilginin arttığını belirterek, 'Ülkemizde böyle bir eğitim programı olmadığı için Türkiye'ye geldim. Bu eğitimleri alan kişiler edindikleri bilgileri yatırıma dönüştürerek sülüklerin üretim alanlarını arttırabilir.' diye konuştu.
'GELECEĞİN MESLEKLERİ ARASINDA'
Su ürünleri mühendisi Damla Kaçmaz ise tıbbi sülük yetiştiriciliğinin geleceğin meslekleri arasında yer aldığını vurguladı.
Kaçmaz, doğal sülük kaynaklarının yok olmaması için steril sülük üretim alanlarının yaygınlaştırılması ve bu konuda vatandaşın bilinçlenmesi için eğitim programlarına ağırlık verilmesi gerektiğini dile getirdi.