DEVAMLILIK
Adını ne koyarsanız koyun, ister gününde değildi diyin, isterseniz bugün olmadı diyiverin, isterseniz kaleci hatası
Adını ne koyarsanız koyun, ister gününde değildi diyin, isterseniz bugün olmadı diyiverin, isterseniz kaleci hatası. Bence bunun tek adı devamlılık yok, olsun.
Fazla ileriye gitmeden son üç maça baktığımızda yediğimiz gollerin hepsinde yan top ve kaleci hatası var. Ayrıca bir önceki haftaya göre kıyaslama yaptığımızda kanatlarda oynayan iki oyuncumuz Halil ile Tom gününde olmayınca ileriye ne top taşıyabildik ne çoğalabildik ne de yan toplardan üretim elde edebildik.
Adana Demir spor kalesini ikinci yarı abluka altına almışız, topla oynama oranı bizdeyimiş, baskı kurmuşuz. Maçı izleyen hangi göz maçın 22. Dakikasında direkten dönen topumuz haricinde rakip kaleci Fevzi yi zorda bırakabilecek bir pozisyonumuzun olduğundan söz edebilir ki.
Rakip ceza alanına top taşıyamamışsın, pozisyon üretme zenginliğin neredeyse hiç yok, kanatlardan duran top golünün haricinde bir tane ceza alanına tehlike yaratacak ortan yok, orta alanda Traore ile Segbefia umut beklediğin son iki kişiye dönmüşse, savunma da adam ve alan paylaşımın vasatın çok altında kalmışsa, her maç aynı golleri yiyip çözüm bulamıyorsan, ben buna devamlılığı olmayan bir ekip derim.
Maç sonu açıklamaları dinliyorum, Ogün hoca hakemin ince pozisyonlarda etkisiz olduğunu söylüyor. Kimileri takılıyor hakemin süper maç yönettiğini anlatıyor, aslında olay o değil. Olay, hakemin maç içerisinde maçla oynaması, maçın ince dokunuşlarına aşırı anlayış göstermesi, bunu da iyi çözmek lazım. Diğer bir konu Segbefia nın oyundan alınışı konuşuluyor, bende olsam o dakikadan sonra tercih hakkımı sarı kart görmemek için, ya da gelecek haftaki maçı düşünerek cezalı duruma düşebilecek futbolcumu koruma amaçlı olarak oyundan alırdım, hoca da bunu yapmış olabilir.
Bakın beyler, Futbol bir ekip oyunuysa Elazığ spor bunu ne kadar yerine getirebiliyor tartışılır diyorum. Devamlılığı olmayan bir süreç te kimse bana Kaleci Serdar ın iyi olduğunu savunmasın, kimse bana savunmanın iyi olduğunu söylemesin. Bu ligin en kötü savunma yapan takımı şu anda Elazığ spordur. Kalemize gelen her üç toptan ikisi gol oluyorsa, her iki ortanın birini gol olarak kalemizde görüyorsak bunun savunması asla olamaz. Bu kadar şansı hangi genç kaleciye verseydik ve Serdarın yediği hatalı goller kadar töleranslı olsaydık belki de ileriye dönük bir kaleci kazanmış olurduk, biz bunu bile yapamadık.
İşin özü, bal üretemeyen arı sadece arı olarak kalır, çalışmayan sadece vızıldamakla zaman geçiren arı ancak ignesini sokacak birşeyler arayıp durur, sonuçta olan kendisine olur.
Fazla ileriye gitmeden son üç maça baktığımızda yediğimiz gollerin hepsinde yan top ve kaleci hatası var. Ayrıca bir önceki haftaya göre kıyaslama yaptığımızda kanatlarda oynayan iki oyuncumuz Halil ile Tom gününde olmayınca ileriye ne top taşıyabildik ne çoğalabildik ne de yan toplardan üretim elde edebildik.
Adana Demir spor kalesini ikinci yarı abluka altına almışız, topla oynama oranı bizdeyimiş, baskı kurmuşuz. Maçı izleyen hangi göz maçın 22. Dakikasında direkten dönen topumuz haricinde rakip kaleci Fevzi yi zorda bırakabilecek bir pozisyonumuzun olduğundan söz edebilir ki.
Rakip ceza alanına top taşıyamamışsın, pozisyon üretme zenginliğin neredeyse hiç yok, kanatlardan duran top golünün haricinde bir tane ceza alanına tehlike yaratacak ortan yok, orta alanda Traore ile Segbefia umut beklediğin son iki kişiye dönmüşse, savunma da adam ve alan paylaşımın vasatın çok altında kalmışsa, her maç aynı golleri yiyip çözüm bulamıyorsan, ben buna devamlılığı olmayan bir ekip derim.
Maç sonu açıklamaları dinliyorum, Ogün hoca hakemin ince pozisyonlarda etkisiz olduğunu söylüyor. Kimileri takılıyor hakemin süper maç yönettiğini anlatıyor, aslında olay o değil. Olay, hakemin maç içerisinde maçla oynaması, maçın ince dokunuşlarına aşırı anlayış göstermesi, bunu da iyi çözmek lazım. Diğer bir konu Segbefia nın oyundan alınışı konuşuluyor, bende olsam o dakikadan sonra tercih hakkımı sarı kart görmemek için, ya da gelecek haftaki maçı düşünerek cezalı duruma düşebilecek futbolcumu koruma amaçlı olarak oyundan alırdım, hoca da bunu yapmış olabilir.
Bakın beyler, Futbol bir ekip oyunuysa Elazığ spor bunu ne kadar yerine getirebiliyor tartışılır diyorum. Devamlılığı olmayan bir süreç te kimse bana Kaleci Serdar ın iyi olduğunu savunmasın, kimse bana savunmanın iyi olduğunu söylemesin. Bu ligin en kötü savunma yapan takımı şu anda Elazığ spordur. Kalemize gelen her üç toptan ikisi gol oluyorsa, her iki ortanın birini gol olarak kalemizde görüyorsak bunun savunması asla olamaz. Bu kadar şansı hangi genç kaleciye verseydik ve Serdarın yediği hatalı goller kadar töleranslı olsaydık belki de ileriye dönük bir kaleci kazanmış olurduk, biz bunu bile yapamadık.
İşin özü, bal üretemeyen arı sadece arı olarak kalır, çalışmayan sadece vızıldamakla zaman geçiren arı ancak ignesini sokacak birşeyler arayıp durur, sonuçta olan kendisine olur.