Deprem bilimine yeni bakış açısı: Dr. Mehmet Köküm bilinmeyenleri anlattı
Deprem doğa olayı mı, yoksa afet mi? Fırat Üniversitesi Jeoloji Mühendisliği Bölümü Öğretim Üyesi Dr. Mehmet Köküm, İletişim Fakültesi öğrencileri ve akademik kadrosuna yaptığı konuşmada deprem bilimine yeni bir bakış açısı getirdi.
Fırat Üniversitesi Jeoloji Mühendisliği Bölümü Öğretim Üyesi Dr. Mehmet Köküm, Türkiye'nin deprem gerçeğini bilimsel bir bakış açısıyla anlatarak, depremlerin nasıl meydana geldiğini ve öncü ile artçı sarsıntıların anlamını açıkladı.
DEPREM: DOĞA OLAYI MI, AFET Mİ?
Dr. Köküm, sunumuna deprem ve afet arasındaki farkı vurgulayarak başladı. Depremin doğal bir olay olduğunu ancak insan yaşamını ve malını tehdit etmeye başladığında bir afet ya da felaket olarak adlandırıldığını belirtti. 2020 yılındaki 24 Ocak Elazığ depremi örneğini veren Köküm, bu tür olayların yerel halk üzerinde büyük yıkım yaratabileceğini, ancak aynı yıl Amerika'da gerçekleşen depremlerin, yerleşim alanlarından uzak olması nedeniyle 'doğa olayı' olarak tanımlandığını ifade etti. Köküm, özellikle 6 Şubat 2023 tarihli büyük depremi 'asrın felaketi' olarak tanımlayarak, depremin toplumsal etkilerine dikkat çekti.
DEPREMLER NASIL OLUŞUR?
Dr. Mehmet Köküm, deprem olayının temel dinamiklerine de değindi. Yerkabuğundaki hareketlerin, uzun yıllar boyunca biriken gerilimlerin aniden boşalmasıyla meydana geldiğini söyledi. Bu hareketlerin bir tür enerji birikimi olduğuna ve bu enerjinin yüzlerce yıl süren birikimin ardından birkaç saniyede serbest kaldığını açıkladı. Köküm, depremlerin sık meydana gelmeyen fakat etkileri uzun süre hissedilen olaylar olduğunu, sosyal hayatı kesintiye uğratabileceğini ve çevresel felaketlere yol açabileceğini belirtti.
ÖNCÜ VE ARTÇI DEPREMLER
Depremlerle ilgili sıkça tartışılan diğer bir konu da öncü ve artçı depremler oldu. Köküm, öncü depremlerin, ana depremden önceki küçük sarsıntılar olduğuna ancak bunların her zaman görülmediğine dikkat çekti. Artçı depremler ise, ana deprem sonrasında meydana gelen ve genellikle ilk günlerde yoğun, sonrasında ise zaman zaman artarak devam eden sarsıntılardır. Köküm, bu artçı depremlerin, büyük bir kütlenin ani hareketinin ardından oluşan gerilimlerin boşalmasından kaynaklandığını vurguladı.