Değer bizim mevcuda yüklediğimiz miktar ile sınırlıdır…
Elazığ'a ve Elazığlıya gönül verenler planlanan aydınlık bir geleceğin yakın olduğunun bilincinde
Elazığ'a ve Elazığlıya gönül verenler planlanan aydınlık bir geleceğin yakın olduğunun bilincinde...
Geçmişini kıyaslıyorum da çok mu gerisinde kaldık komşu şehirlerimizin...
Oysa Anadolu'nun en eski yerleşim yerlerinden biri olan bu güzide memleket doğal güzellikleri ve stratejik konumunun cazibesi olsa gerek, kültürel oluşumu çok eskilere, MÖ 10000'li yıllara dayanıyor.
Birçok devlete yurt olmuş bu memleket, farklı kültürlere sahip bir çok ulusun çeşitli dönemlerde egemenliği ile birbirinden zengin kültürleri kendi bünyesinde birleştirip, yeni ve özgün bir medeniyet meydana getirmiş… parmakla gösterilir bir zirveye oturmuştur.
Kökleri bu kadar derinde yer tutmuş kültürü, evliyaların her daim diri maneviyatı ile Elazığ, kendinde topladığı medeniyet ışığını yitirip, sadece sekiz köşe şapkası ve şalvarıyla anılan bir şehir haline getirilmiş…
Adetlerimiz yitip giderken, örf ve ananelerimiz, Nesil yenilendikçe eskiyip tükeniyor…
Kitaplarda veya televizyon programlarında antik bir değer olarak, kıymetlendirme çabaları ile itibar kazandırılmaya çalışılsa da, yiten yitirilmiş oluyor… ne yazık.
Eski kaseler, çatlak tepsiler veya kırık çanaklar değildir kültür.
Önemsiz mi !
Tabi ki önemli ama, kültür maddeyle sınırlandırılamaz. Bu, ancak kültürün birçok parçaya ayrılmış paylarından bir parçasının, sanatla yoğrulup bir maddede hayat bulması olabilir.Bu da kültürün cüz-i bir ürünüdür, kendisi değil...
Kültür;
Oluşturulmuş yöresel kanunlardır, yaşamdır, yaşayıştır, edeptir, güzel huydur...yetmedi, ortak akıl ile toplumu kuşatıp herkes için doğru olana yönlendiren ortak duygu, düşünce ve fayda odaklı her bir fikirdir.
Babasının atasının karşısında minder de oturmayı edepsizlik sayan bir kültür, babasının karşısında ayak ayak üstüne atmayı olağan görür olmuş.
Ahde vefa, kendisini yaşlı bakım evlerinin çoğalmasıyla tanıtır, ayıplananı olağan gösterir olmuş.
Yetmemiş, Kültür, mahdigere baskısı ismi ile isimlendirilerek küçümsenmiş.
Kültür İslamla buluşup kaynaştımı, yıllardır çocuklarımıza övünerek anlattığımız o büyük medeniyet oluşur.
Maddi kalkınmaya maneviyat tacı giydirilip kıymetlendirilmez ise; kalkınana, taşınmaz bir yük; kalkınamayan garibe, hesapsız bir zulüm olur…
Bir Allahın değerli kıldıkları vardır bu hayatta, bir de yaratılanın değer kazandırdığı...
Değer bizim mevcuda yüklediğimiz miktar ile sınırlıdır…
Geçmişini kıyaslıyorum da çok mu gerisinde kaldık komşu şehirlerimizin...
Oysa Anadolu'nun en eski yerleşim yerlerinden biri olan bu güzide memleket doğal güzellikleri ve stratejik konumunun cazibesi olsa gerek, kültürel oluşumu çok eskilere, MÖ 10000'li yıllara dayanıyor.
Birçok devlete yurt olmuş bu memleket, farklı kültürlere sahip bir çok ulusun çeşitli dönemlerde egemenliği ile birbirinden zengin kültürleri kendi bünyesinde birleştirip, yeni ve özgün bir medeniyet meydana getirmiş… parmakla gösterilir bir zirveye oturmuştur.
Kökleri bu kadar derinde yer tutmuş kültürü, evliyaların her daim diri maneviyatı ile Elazığ, kendinde topladığı medeniyet ışığını yitirip, sadece sekiz köşe şapkası ve şalvarıyla anılan bir şehir haline getirilmiş…
Adetlerimiz yitip giderken, örf ve ananelerimiz, Nesil yenilendikçe eskiyip tükeniyor…
Kitaplarda veya televizyon programlarında antik bir değer olarak, kıymetlendirme çabaları ile itibar kazandırılmaya çalışılsa da, yiten yitirilmiş oluyor… ne yazık.
Eski kaseler, çatlak tepsiler veya kırık çanaklar değildir kültür.
Önemsiz mi !
Tabi ki önemli ama, kültür maddeyle sınırlandırılamaz. Bu, ancak kültürün birçok parçaya ayrılmış paylarından bir parçasının, sanatla yoğrulup bir maddede hayat bulması olabilir.Bu da kültürün cüz-i bir ürünüdür, kendisi değil...
Kültür;
Oluşturulmuş yöresel kanunlardır, yaşamdır, yaşayıştır, edeptir, güzel huydur...yetmedi, ortak akıl ile toplumu kuşatıp herkes için doğru olana yönlendiren ortak duygu, düşünce ve fayda odaklı her bir fikirdir.
Babasının atasının karşısında minder de oturmayı edepsizlik sayan bir kültür, babasının karşısında ayak ayak üstüne atmayı olağan görür olmuş.
Ahde vefa, kendisini yaşlı bakım evlerinin çoğalmasıyla tanıtır, ayıplananı olağan gösterir olmuş.
Yetmemiş, Kültür, mahdigere baskısı ismi ile isimlendirilerek küçümsenmiş.
Kültür İslamla buluşup kaynaştımı, yıllardır çocuklarımıza övünerek anlattığımız o büyük medeniyet oluşur.
Maddi kalkınmaya maneviyat tacı giydirilip kıymetlendirilmez ise; kalkınana, taşınmaz bir yük; kalkınamayan garibe, hesapsız bir zulüm olur…
Bir Allahın değerli kıldıkları vardır bu hayatta, bir de yaratılanın değer kazandırdığı...
Değer bizim mevcuda yüklediğimiz miktar ile sınırlıdır…