CUMHURİYET SAVCILARI
Bazı köşe yazarları ve günümüz insanlarından bazıları ülkemizde yaşanılan olumsuzlukları gördüklerinde 'Bu ülkede yapılan bu kadar hırsızlıklara, yolsu
Bazı köşe yazarları ve günümüz insanlarından bazıları ülkemizde yaşanılan olumsuzlukları gördüklerinde 'Bu ülkede yapılan bu kadar hırsızlıklara, yolsuzluklara 'dur' diyecek babayiğit bir savcı yok mu?' diye feveran ederler.
Savcılık makamını bilmeyenler, tanımayanlarda hemen bu söze müdahil olur onlarda gözünü budaktan esirgemeyen, korkmayan cesur bir savcı arayışına girerler.
Hiç kimse savcılık makamını benim kadar tanıyamaz dersem abartmamış olurum. Çünkü benim otuz senelik memuriyet hayatım şu anda ülkemizin adalet aradığı adalet kurumlarında geçmiştir.
Onun için adaletin aleyhine, cumhuriyet savcılarımız ve hkimlerimizin aleyhine söylenen her söz beni derinden üzer.
Çünkü ben bir hkim veya bir savcının o makamlara hangi aşamaları, hangi zorlukları katlayarak geldiğini ve hangi zorluklarla görevini yerine getirdiğini çok iyi bilirim.
Onların daha düne kadar KİT'lerde çalışan bir işçiden daha az maaşla gecesini gündüzüne katarak ne fedakrlıklarla bu görevi sürdürdüklerini de çok iyi bilenlerden birisiyim.
Hkimin savcının mesaisi yoktur.
Fazla mesai ücreti almaksızın sekiz saat yerine 10-12 saat çalışan hkim ve savcılarımızın varlığını bilirim.
Ve bunların ne kadar ilkeli, ne kadar dürüst ve ne kadar özverili insanlar olduğuna bütün kalbimle inanır ve o derecede de hkim ve savcılarımıza güvenirim.
'Cumhuriyet Savcısı' unvanlarının başında 'Cumhuriyet' ifadesi bulunan tek meslek dalıdır. Dolayısıyla bunlar cumhuriyetimizin teminatlarıdır.
Savcılarımız siyasetin kirliliğine, siyasetçilerin oyununa getirilmemelidir.
Bunlar şaibeli hale getirilirse hukukumuz zedelenir, hukuk zedelenirse de mülkün temeli yaralanır.
AKP İKTİDARINDA ADALET
Şimdileri bilmiyorum ama bir zamanlar adalet dairelerinde hkim ve savcılarımızın oturacağı doğru dürüst masa bile yoktu. Adliyelerin çatısı akar kapıları kapanmazdı. Keşfe gidecek para, kırtasiye alacak ödenek yoktu.
Bozulan daktilolarımızı tamir ettiremiyor, yakacak yakıt bulamıyorduk.
Doğru dürüst hiçbir şeyimiz yoktu ama istisnalar kaideyi bozmasa da o zamanlar saat gibi çalışan bir adaletimiz, vatandaşa güven telkin eden hkim ve savcılarımız vardı. Müsteşarın, Adalet Başmüfettişlerinin hatta adalet bakanının bile odasına girerken kapısını çaldığı önünü düğmelediği hkimlerimiz ve savcılarımız vardı.
Özal döneminde başlayan adalete müdahale AKP döneminde zirve yaptı.
İş çığırından çıktı.
Hkim ve savcılara ve onların önündeki davalara müdahale edildi.
Ve ülke bu hale geldi.
***
Bir savcı düşününüz vatandaşlarımızın istekleri doğrultusunda 17-25 Aralık yolsuzluk dosyasını ele alsın. Mahkeme hkimi de 17-25 Aralık yolsuzluk dosyasındaki iddianameyi kabul etsin.
İkinci gün ne olur biliyor musunuz?..
Her ikisi de sudan bir sebeple açığa alınır hatta meslekten atılır avukatlık bile yaptırmazlar olara…
Onun için devir kahramanlık devri değildir.
Hkimin savcının görevini tam bağımsız yapabilmesi için başında kendilerine müdahale eden kurumlar değil kendilerine destek veren kurumların olması gerekir.
NEW YORK BÖLGE BAŞSAVCISI PREET BHARARA
Türk halkı haftalardır New York Cumhuriyet Başsavcısı Preet Bharara'yı onun hukukçuluğunu konuşuyor, onu bir kahraman olarak görüyor.
Reza Zarrab'ı konuşuyor.
ABD'deki hukukun nasıl çalıştığını ve hukukun üstünlüğünü konuşuyor.
Basında takip ettiğimiz kadarıyla bu başsavcıya Amerika'da müdahale eden bir adalet bakanı, onların bağlı bulunduğu savcılar ve hakimler yüksek kurulu var mı?..
Yok!
Çünkü oralarda suç örümcek ağı gibi herkesi içine almaz.
Tahkikatın genişlemesinden hiçbir siyasetçi, hiçbir bakan ve hiçbir başbakan kendisinden endişe etmez.
Çok geniş bir araştırma ve tahkikat yapılır iş nereye kadar giderse oraya kadar götürülür.
Bizde böyle bir sistem olabilir mi?
Olmaz ve olamaz.
***
Adaletin sağlıklı ve tarafsız bir şekilde işlevini yapmasına izin vermezler. Önce siyasetçiler, bakanlar, müsteşarlar olaya müdahil olur hadisenin kendilerine veya yandaşlarına uzanmasına engel olmaya çalışırlar.
Dünyanın hiçbir yerinde hkime ve savcıya müdahale edilmesi onlara anayasamızda yer aldığı gibi telkin ve tavsiyede bulunmasına izin verilmez.
Ve hiçbir ülkede hiçbir vatandaş 'Bu ülkede bu kadar hırsızlıklara, yolsuzluklara dur diyecek babayiğit bir savcı yok mu? Sorusunu da sormaz
Çünkü o ülkelerde hkim ve savcılar tam bağımsız olurlar. Görevlerine müdahale edenler olmaz.
Hkim teminatı altında görev yapan ve hiç bir şekilde hiçbir kişi, kurum ve makam tarafından görevine müdahale edilmeyen hkim ve savcıda da mangal gibi yürek olur.
Buda hırsızlık ve yolsuzluk yapanların ihaleye fesat karıştıranların devlet malını aşıranların ve dahi bazı siyasetçilerimizin işine gelmez.
Savcılık makamını bilmeyenler, tanımayanlarda hemen bu söze müdahil olur onlarda gözünü budaktan esirgemeyen, korkmayan cesur bir savcı arayışına girerler.
Hiç kimse savcılık makamını benim kadar tanıyamaz dersem abartmamış olurum. Çünkü benim otuz senelik memuriyet hayatım şu anda ülkemizin adalet aradığı adalet kurumlarında geçmiştir.
Onun için adaletin aleyhine, cumhuriyet savcılarımız ve hkimlerimizin aleyhine söylenen her söz beni derinden üzer.
Çünkü ben bir hkim veya bir savcının o makamlara hangi aşamaları, hangi zorlukları katlayarak geldiğini ve hangi zorluklarla görevini yerine getirdiğini çok iyi bilirim.
Onların daha düne kadar KİT'lerde çalışan bir işçiden daha az maaşla gecesini gündüzüne katarak ne fedakrlıklarla bu görevi sürdürdüklerini de çok iyi bilenlerden birisiyim.
Hkimin savcının mesaisi yoktur.
Fazla mesai ücreti almaksızın sekiz saat yerine 10-12 saat çalışan hkim ve savcılarımızın varlığını bilirim.
Ve bunların ne kadar ilkeli, ne kadar dürüst ve ne kadar özverili insanlar olduğuna bütün kalbimle inanır ve o derecede de hkim ve savcılarımıza güvenirim.
'Cumhuriyet Savcısı' unvanlarının başında 'Cumhuriyet' ifadesi bulunan tek meslek dalıdır. Dolayısıyla bunlar cumhuriyetimizin teminatlarıdır.
Savcılarımız siyasetin kirliliğine, siyasetçilerin oyununa getirilmemelidir.
Bunlar şaibeli hale getirilirse hukukumuz zedelenir, hukuk zedelenirse de mülkün temeli yaralanır.
AKP İKTİDARINDA ADALET
Şimdileri bilmiyorum ama bir zamanlar adalet dairelerinde hkim ve savcılarımızın oturacağı doğru dürüst masa bile yoktu. Adliyelerin çatısı akar kapıları kapanmazdı. Keşfe gidecek para, kırtasiye alacak ödenek yoktu.
Bozulan daktilolarımızı tamir ettiremiyor, yakacak yakıt bulamıyorduk.
Doğru dürüst hiçbir şeyimiz yoktu ama istisnalar kaideyi bozmasa da o zamanlar saat gibi çalışan bir adaletimiz, vatandaşa güven telkin eden hkim ve savcılarımız vardı. Müsteşarın, Adalet Başmüfettişlerinin hatta adalet bakanının bile odasına girerken kapısını çaldığı önünü düğmelediği hkimlerimiz ve savcılarımız vardı.
Özal döneminde başlayan adalete müdahale AKP döneminde zirve yaptı.
İş çığırından çıktı.
Hkim ve savcılara ve onların önündeki davalara müdahale edildi.
Ve ülke bu hale geldi.
***
Bir savcı düşününüz vatandaşlarımızın istekleri doğrultusunda 17-25 Aralık yolsuzluk dosyasını ele alsın. Mahkeme hkimi de 17-25 Aralık yolsuzluk dosyasındaki iddianameyi kabul etsin.
İkinci gün ne olur biliyor musunuz?..
Her ikisi de sudan bir sebeple açığa alınır hatta meslekten atılır avukatlık bile yaptırmazlar olara…
Onun için devir kahramanlık devri değildir.
Hkimin savcının görevini tam bağımsız yapabilmesi için başında kendilerine müdahale eden kurumlar değil kendilerine destek veren kurumların olması gerekir.
NEW YORK BÖLGE BAŞSAVCISI PREET BHARARA
Türk halkı haftalardır New York Cumhuriyet Başsavcısı Preet Bharara'yı onun hukukçuluğunu konuşuyor, onu bir kahraman olarak görüyor.
Reza Zarrab'ı konuşuyor.
ABD'deki hukukun nasıl çalıştığını ve hukukun üstünlüğünü konuşuyor.
Basında takip ettiğimiz kadarıyla bu başsavcıya Amerika'da müdahale eden bir adalet bakanı, onların bağlı bulunduğu savcılar ve hakimler yüksek kurulu var mı?..
Yok!
Çünkü oralarda suç örümcek ağı gibi herkesi içine almaz.
Tahkikatın genişlemesinden hiçbir siyasetçi, hiçbir bakan ve hiçbir başbakan kendisinden endişe etmez.
Çok geniş bir araştırma ve tahkikat yapılır iş nereye kadar giderse oraya kadar götürülür.
Bizde böyle bir sistem olabilir mi?
Olmaz ve olamaz.
***
Adaletin sağlıklı ve tarafsız bir şekilde işlevini yapmasına izin vermezler. Önce siyasetçiler, bakanlar, müsteşarlar olaya müdahil olur hadisenin kendilerine veya yandaşlarına uzanmasına engel olmaya çalışırlar.
Dünyanın hiçbir yerinde hkime ve savcıya müdahale edilmesi onlara anayasamızda yer aldığı gibi telkin ve tavsiyede bulunmasına izin verilmez.
Ve hiçbir ülkede hiçbir vatandaş 'Bu ülkede bu kadar hırsızlıklara, yolsuzluklara dur diyecek babayiğit bir savcı yok mu? Sorusunu da sormaz
Çünkü o ülkelerde hkim ve savcılar tam bağımsız olurlar. Görevlerine müdahale edenler olmaz.
Hkim teminatı altında görev yapan ve hiç bir şekilde hiçbir kişi, kurum ve makam tarafından görevine müdahale edilmeyen hkim ve savcıda da mangal gibi yürek olur.
Buda hırsızlık ve yolsuzluk yapanların ihaleye fesat karıştıranların devlet malını aşıranların ve dahi bazı siyasetçilerimizin işine gelmez.