ÇÖZÜM YENİ BİR SEÇİM!
PARTİLERİN KIRMIZI ÇİZGİSİ
Bu süreçte en çok konuşan seçimin ikinci, üçüncü ve dördüncü partileri olan
PARTİLERİN KIRMIZI ÇİZGİSİ
Bu süreçte en çok konuşan seçimin ikinci, üçüncü ve dördüncü partileri olan CHP, MHP ve HDP oldu. Sanki seçimlerden birinci parti kendileri çıkmış gibi seçim akşamından itibaren zafer naraları attılar. İşi o kadar ileri boyuta götürüp bunu algı operasyonuna çevirmeyi o kadar başarılı bir şekilde yaptılar ki seçim öncesi Kılıçdaroğlu'nun 'oyumu düşürürsem istifa ederim' sözü bile onca toz duman arasında kayboldu. Seçimlerde oylarını bir puan düşürmesine rağmen ne kimse Kılıçdaroğlu'nu istifaya davet etti ne de kendisinden böyle bir onurlu duruş ve erdem örneği geldi.
CHP: 'BAŞBAKANLIK BİZE VERİLMELİ'
Seçimlerin ikinci parti yaptığı CHP, kendisini seçimlerin galibi ilan etmekle kalmadı koalisyonlarda var olması için şartlarını da ortaya koydu. Olası bir CHP'li koalisyonda CHP'nin birinci şartı Başbakan Kılıçdaroğlu olacak. CHP, bununla da yetinmedi Milli Eğitim ve İçişleri Bakanlığını da istedi.
MHP: 'ÇÖZÜM SÜRECİ DURSUN, YÜCE DİVAN ÇALIŞSIN'
Seçimlerin kilit partisi olan MHP, koalisyon alternatiflerine temkinli yaklaşıyor. Aslında kendileri dışında bir koalisyona sıcak bakıyorlar. 'Bizim dışımızda bir hükümet kurulsun ve daha çok yıpransınlar ki bizim sıçrama yapmamız sağlansın' türünden bir hava hakim MHP'de. MHP, Ak Partiyle koalisyon yapmamak için de yerine getirilemeyecek zor şartlar ortaya koyarak bu planı hayata geçirmeye çalışıyor. MHP'nin kırmızı çizgileri; Çözüm süreci durdurulacak, yolsuzluk yapan bakanlar yargılanacak, Cumhurbaşkanı her olaya müdahil olmayacak. Bu şartları koşan MHP, açıkça bizden uzak durun kendi hükümetinizi kurun demeye getiriyor.
HDP: 'TÜRKİYE PARTİSİ OLDUK AMA HÜKÜMET İÇİN ERKEN'
Seçimlerin sürprizi olan ve her kesimden aldığı ödünç oylarla yüzde 13'ü bulan HDP'de kafalar karışık. Hormonlu bir büyüme ile ummadıkları şekilde 80 milletvekiline ulaşan HDP'de ki bazı kesimler 'ee şimdi ne olacak' tedirginliğini yaşıyor. Tabanından aldıkları oya karşılık bir şekilde idarede ve yönetim kademesinde partilerinin sisteme entegre olup ilkelerinde esneme yaşamaktansa şimdiye kadar beslendikleri 'sistemle çarpış ve büyü' jargonunda sabit kalmalarının daha faydalı olacağı görüşü daha ağır basıyor.
AK PARTİ RAHAT
Seçim sonrasında en az konuşan ve olası koalisyon kombinezonları yapan parti Ak Parti oldu. Bir kaç puanlık oy düşüşüyle birlikte yeniden tek başına iktidar olmayı hesaplayan ancak bu hesabı sandıkta tutmayan Ak Parti'de 'bekle ve gör' politikası hakim. Başbakan Davutoğlu tüm teşkilatları bir bir dinliyor. Geçtiğimiz hafta; İl Başkanları, Belediye başkanları, MKYK üyeleri ile görüşen Davutoğlu'nun kafasındaki formülün hükümet olmaya biraz itiddigerı yaklaştığı yönünde.
Teamüller gereği bu hafta içinde Cumhurbaşkanı birinci parti olarak hükümeti kurma görevini Davutoğlu'na vereceği, Davutoğlu'nun da yine teamüller gereği diğer parti liderlerini ziyaret edip teklif sunacağı ancak onlardan gelecek hiçbir şartı kabul etmeyerek kısa bir süre sonra hükümeti kurma görevini Cumhurbaşkanına iade edeceği bekleniyor.
HALK AK PARTİ-MHP HÜKÜMETİ İSTİYOR
Siyasette bu gelişmeler yaşanırken toplumun önemli bir kesiminin destek verdiği Ak Parti MHP hükümetine halkın daha sıcak baktığı gözleniyor. Ak Parti yüzde 41, MHP ise yüzde 17 ile toplam yüzde 58'lik bir oranı temsil eden partilerin bir araya gelmesiyle güçlü bir hükümet çıkabileceği yorumlarına karşın halkın, bu hükümetin de uzun süre görevde kalamayacağı gibi bir endişesi de bulunuyor.
ERKEN DEĞİL YENİ BİR SEÇİM KAPIDA
7 Haziran seçimleri çok bilinmeyenli bir denkleme dönmesi için çok değil 45 gün gibi bir süre var. Görülecektir ki 45 gün içinde toplumun ve partilerin gönlüne denk düşen bir hükümet kurulamayacak ve yeni bir seçim için resmi prosedür işlemeye başlayacak. Ancak bu seçimlere özellikle Ak Parti'nin 7 Hazirandan ders almış şekliyle girmesi gerekiyor. Liste dayatmaları ve şehirlerarası transferlerin rafa kaldırılması ve tabanın görüşünün dikkate alınması gerekiyor. Bu yapılırsa yeniden tek başına bir Ak Parti iktidarı çok kolay olacak gibi.
Bu süreçte en çok konuşan seçimin ikinci, üçüncü ve dördüncü partileri olan CHP, MHP ve HDP oldu. Sanki seçimlerden birinci parti kendileri çıkmış gibi seçim akşamından itibaren zafer naraları attılar. İşi o kadar ileri boyuta götürüp bunu algı operasyonuna çevirmeyi o kadar başarılı bir şekilde yaptılar ki seçim öncesi Kılıçdaroğlu'nun 'oyumu düşürürsem istifa ederim' sözü bile onca toz duman arasında kayboldu. Seçimlerde oylarını bir puan düşürmesine rağmen ne kimse Kılıçdaroğlu'nu istifaya davet etti ne de kendisinden böyle bir onurlu duruş ve erdem örneği geldi.
CHP: 'BAŞBAKANLIK BİZE VERİLMELİ'
Seçimlerin ikinci parti yaptığı CHP, kendisini seçimlerin galibi ilan etmekle kalmadı koalisyonlarda var olması için şartlarını da ortaya koydu. Olası bir CHP'li koalisyonda CHP'nin birinci şartı Başbakan Kılıçdaroğlu olacak. CHP, bununla da yetinmedi Milli Eğitim ve İçişleri Bakanlığını da istedi.
MHP: 'ÇÖZÜM SÜRECİ DURSUN, YÜCE DİVAN ÇALIŞSIN'
Seçimlerin kilit partisi olan MHP, koalisyon alternatiflerine temkinli yaklaşıyor. Aslında kendileri dışında bir koalisyona sıcak bakıyorlar. 'Bizim dışımızda bir hükümet kurulsun ve daha çok yıpransınlar ki bizim sıçrama yapmamız sağlansın' türünden bir hava hakim MHP'de. MHP, Ak Partiyle koalisyon yapmamak için de yerine getirilemeyecek zor şartlar ortaya koyarak bu planı hayata geçirmeye çalışıyor. MHP'nin kırmızı çizgileri; Çözüm süreci durdurulacak, yolsuzluk yapan bakanlar yargılanacak, Cumhurbaşkanı her olaya müdahil olmayacak. Bu şartları koşan MHP, açıkça bizden uzak durun kendi hükümetinizi kurun demeye getiriyor.
HDP: 'TÜRKİYE PARTİSİ OLDUK AMA HÜKÜMET İÇİN ERKEN'
Seçimlerin sürprizi olan ve her kesimden aldığı ödünç oylarla yüzde 13'ü bulan HDP'de kafalar karışık. Hormonlu bir büyüme ile ummadıkları şekilde 80 milletvekiline ulaşan HDP'de ki bazı kesimler 'ee şimdi ne olacak' tedirginliğini yaşıyor. Tabanından aldıkları oya karşılık bir şekilde idarede ve yönetim kademesinde partilerinin sisteme entegre olup ilkelerinde esneme yaşamaktansa şimdiye kadar beslendikleri 'sistemle çarpış ve büyü' jargonunda sabit kalmalarının daha faydalı olacağı görüşü daha ağır basıyor.
AK PARTİ RAHAT
Seçim sonrasında en az konuşan ve olası koalisyon kombinezonları yapan parti Ak Parti oldu. Bir kaç puanlık oy düşüşüyle birlikte yeniden tek başına iktidar olmayı hesaplayan ancak bu hesabı sandıkta tutmayan Ak Parti'de 'bekle ve gör' politikası hakim. Başbakan Davutoğlu tüm teşkilatları bir bir dinliyor. Geçtiğimiz hafta; İl Başkanları, Belediye başkanları, MKYK üyeleri ile görüşen Davutoğlu'nun kafasındaki formülün hükümet olmaya biraz itiddigerı yaklaştığı yönünde.
Teamüller gereği bu hafta içinde Cumhurbaşkanı birinci parti olarak hükümeti kurma görevini Davutoğlu'na vereceği, Davutoğlu'nun da yine teamüller gereği diğer parti liderlerini ziyaret edip teklif sunacağı ancak onlardan gelecek hiçbir şartı kabul etmeyerek kısa bir süre sonra hükümeti kurma görevini Cumhurbaşkanına iade edeceği bekleniyor.
HALK AK PARTİ-MHP HÜKÜMETİ İSTİYOR
Siyasette bu gelişmeler yaşanırken toplumun önemli bir kesiminin destek verdiği Ak Parti MHP hükümetine halkın daha sıcak baktığı gözleniyor. Ak Parti yüzde 41, MHP ise yüzde 17 ile toplam yüzde 58'lik bir oranı temsil eden partilerin bir araya gelmesiyle güçlü bir hükümet çıkabileceği yorumlarına karşın halkın, bu hükümetin de uzun süre görevde kalamayacağı gibi bir endişesi de bulunuyor.
ERKEN DEĞİL YENİ BİR SEÇİM KAPIDA
7 Haziran seçimleri çok bilinmeyenli bir denkleme dönmesi için çok değil 45 gün gibi bir süre var. Görülecektir ki 45 gün içinde toplumun ve partilerin gönlüne denk düşen bir hükümet kurulamayacak ve yeni bir seçim için resmi prosedür işlemeye başlayacak. Ancak bu seçimlere özellikle Ak Parti'nin 7 Hazirandan ders almış şekliyle girmesi gerekiyor. Liste dayatmaları ve şehirlerarası transferlerin rafa kaldırılması ve tabanın görüşünün dikkate alınması gerekiyor. Bu yapılırsa yeniden tek başına bir Ak Parti iktidarı çok kolay olacak gibi.