ÇÖZÜM TOPLANTILARI

TAKİP ET
Hakimiyet Gazetesi olarak 24 Ocak depreminden sonra, depremin yaralarının sarılması ve yeni bir şehir inşa edilmesi yönünde hep tavsiye eden, hatırlatan ve kendimizce yol gösteren olduk. Çünkü biliyorduk ve izliyorduk ki, ilimizin yöneticileri zaten hep sahadaydılar ve o yoğunluk içerisinde oluşan aksaklılara ve ihtiyaçlara çözümler düşünecek bir dakika vakitleri bile yoktu.



İzliyorduk ve görüyorduk ki,  sahada canhıraş çalışan tüm yöneticilerimiz ve kamu görevlilerinin yanında gönüllülerden de oluşan ekipler fedakrca çalışıp halkımızın acılarını dindirmek için yoğun tempo içinde bir sonraki günün programını yapmaktan öte bir şey düşünecek ve üretecek bir zaman dilimleri yoktu.

Hakimiyet, bu süreçte hem mesleki duyarlılık hem de yaşadığımız şehre bir vefa gereği, aksamalar ve yanlışlar olsa da onları dile getirmenin popülist ve hamaset gazeteciliğinden ziyade bir paydaş gibi çözüm önerilerimizi ve geleceğe yönelik tavsiyelerimizi sunduk. Ve bu süreçte gördük ki başta bakanlarımız olmak üzere il yöneticilerimiz bizlerin önerilerini dikkatlice incelediler ve hayata geçirdiler.

Bizler bunu yaparken birtakım çevreler ve hatta kendilerinin görev ve tüzüklere gereği temsil ettikleri camianın yaralarına derman olup yara sarma görevleri olmalarına karşın hep olumlularla halkın karşısına çıkan oldular.



Hep olumsuz bakan, hep negatifleri gören, hep eleştiren bir pozisyon aldılar kendilerine. Karanlığa küfretmenin kolaycılığına ve rahatlığına kapılıp bir mum yakma ihtiyacı bile hissetmediler.

Şehrin battığından, kentin bittiğinden, bir daha düzelmesinin mümkün olamayacağından dem vurdular. Kendilerine göre günah keçisi addettikleri isimlere ve özellikle de yöneticilerimize ve seçilmişlerimize alabildiğince yüklendiler.

Hiç birinin kendi alanlarıyla ilgili bir önerileri ve teklifleri yoktu. Birbirinin kopyası konumunda ve hep bilindik taleplerin yazılı olduğu beylik ve sıradan öneriler sundular ama 'bu konuda böyle yapabiliriz' diye ayakları yere basan bir teklifle gelmediler.

Fakat azmini ve şehrin gelecekte daha da kalkınacağına olan umudunu yitirmeyen bir yönetimiz vardı. Gereksiz esen ters rüzgrlara karşı dimdik duran ve şehrin yeniden ayağa kalması adına büyük fedakrlık gösteren Elazığ Valisi Sayın Çetin Oktay Kaldırım, bu zorlu süreçte hedeften de ulaşmak istedikleri sonuçtan da asla şüphe duymadı.

Yaraların sarılması yanında şehrin ekonomisinin bir an önce ayağa kaldırılması için şehrin ekonomik dinamikleriyle seri toplantılar yaptı ve yapıyor.

Elazığ Valisi Çetin Oktay Kaldırım bu amaçla başlattığı 'Çözüm Toplantıları'na aralıksız devam ediyor. Esnaf Odaları, Esnaf Kredi ve Kefalet Kooperatifleri, Ticaret ve Sanayi Odası, KOSGEB ve Banka Bölge Müdürleri ile yaptığı toplantıda bütün iş dünyası temsilcileri ve banka yetkilileri ile görüşen Elazığ Valisi Çetin Oktay kaldırım, bu çevrelere moral bozmak yerine şehre ve şehir halkına moral vermeleri gerektiğini hatırlattı.



 'Şehre bu hassas dönemde moral vermek, elini taşın altına koyarak on katı, yüz katı çalışmak, proje üretmek ve esnafımızın, vatandaşımızın işini kolaylaştırmak hepimizin temel görevidir. Eleştirmek çok kolay ama iş yapmak, çözüm üretmek, bunun için seferber olmak zor ama esas kıymetli olan budur. Gelin hep birlikte seferberlik ilan edelim, şehri kalkındırma seferberliği, şehrimizi Türkiye'nin ve dünyanın en güzel şehirlerinden biri yapma seferberliği, şehri bir üretim ve cazibe merkezi yapma seferberliği, kenetlenme, örnek birliktelik ortaya koyma seferberliğidir. Bunu başarırsak Elzığ'ımız yaralarını hızlı sarar, hızlı kalkınır, esnafımız, iş dünyamız ve vatandaşımız mutlu olur. Bizler de görevimizi layıkıyla yapan sorumlular olarak gönül huzuruyla bu şehre karşı vazifemizi yapmış oluruz. İnanın omuzlarımızda tarihi bir sorumluluk var, bu kimseye nasip olmaz, gelin hep birlikte bu sorumluluğun hakkını verelim'

Şehrin en tepe yöneticisi ilin valisi bu cümleleri kuruyor ve başta kentin ekonomi aktörlerinden bir seferberlik ilan edilmesini istiyorsa bu çevrelere düşen artık felaket tellallığı yapma yerine taşın altına ellerini daha bir samimiyet ve gayretle koymaları olacaktır.

Her şey geçecek, yalnız bir şey unutulmayacaktır. O da zor zamanlarda kimlerin ne kadar söz söylediği ya da fedakrlıkla işini en güzel yapıp iz bıraktığıdır.  Geride bir is değil iz bırakanlar olmak dileğiyle…

Bakmadan Geçme